|
Başarılarıyla övünmeliler

Tarihte birkaç kez yaptığımız gibi anayurdumuzdan yeni bir göç dalgası başlatmış bulunuyoruz. 60''lı yılların başlarında Avrupa''ya iş gücü ihraç ederek başlattığımız göçten sonra bu defa şansımızı daha uzak diyarlarda arıyoruz. Kanada''ya, ABD''ye, Avustralya''ya, Yeni Zelanda''ya okumak, çalışmak ve temelli yerleşmek üzere göç edenlerin, göç etmek isteyenlerin sayısının tahminlerimizin çok üzerinde olduğu anlaşılıyor. Nereden anlaşılıyor? Diğerlerinin rakamsal verileri elimizde değil. Ancak bir süre önce bin kişiye kendi ülkesinde çalışmaya imkan veren yeşil kart dağıtacak olan ABD''ye başvuranların sayısı gazetelerde yer aldı: 1 milyon 700 bin kişi. İşte bu sayıdan anlaşılıyor. Eğer Amerika''nın yeşil kart vereceği insan sayısı 50-100 bin olsaydı bu rakam her halde katlanarak artardı.

Neden bu kadar göç arzusu var? İnsanların doğup büyüdüğü, yakınlarının sevdiklerinin bulunduğu toprakları terketmeleri çok mu kolay? Hayır değil, ancak Türkiye ne acı ki artık kendi insanına gelecek için ümit vermiyor. Bu sebeple de insanımız gittikçe artan bir oranda göç ediyor, bunun yollarını arıyor. Kimisi Türkiye''deki çalışma şartlarından göçe mecbur kalıyor; ekonomik zorluklar, kapanan işyerleri, fabrikalar çalışma, iş bulma imkanını büyük ölçüde daraltmış durumda. Kimisi daha iyi eğitim ve eğitimini tamamladıktan sonra daha iyi bir hayat standardı yakalamak için yurt dışını zorluyor; her sene üniversite dışında bıraktığımız öğrenci sayısı katlanarak artıyor. Bazı etnik guruplar Batı''nın şu günlerde kendilerine yönelik sempatizisini oralara yerleşmek için fırsat telakki ediyorlar. Türkiye''de dini inançlarını gereği gibi yaşayamayanlar, özellikle üniversite çağına gelmiş olup da üniversite kapısından kıyafeti sebebiyle geri çevirdiklerimiz okuma imkanlarını Avrupa ile birlikte bu saydığımız ülkelerde arıyorlar. Hasılı farklı sebeplerle de olsa Türkiye''den Batı''ya, özellikle yeni dünyaya doğru büyük bir göç dalgası başlamış bulunuyor.

Dileriz göç edenler yeni dünyada aradıklarını bulurlar, bu güçten kazançlı çıkarlar. Ancak Türkiye''nin bu işten büyük kayıpla çıkacağından kimsenin kuşkusu olmasın. Çünkü göç kabul eden ülkeler bu kabulü yaparken özellikle yetişmiş insan ve beyinleri almaya çalışıyorlar. Böylece bu göç esnasında ilk önce ve daha çok bin bir fedakarlıkla okuttuğumuz, yetiştirip kalifiye hale getirdiğimiz insanları kaybedeceğiz. Öte yandan yurt dışında özellikle ABD, Kanada gibi ülkelerde okuttuğumuz insanların önemli bir bölümü de dönmemenin yollarını arıyor, dönenler bin pişman geri gitmenin imkanlarını araştırıyor. Kabul etmek gerekir bundan özellikle son on yılın, parlamentoları, hükümetleri ve Milli Güvenlik Kurulları sorumludur. Yolsuzluklar ve kötü yönetim ülkeyi ekonomik bakımdan çökertti. Dini ve kültürel baskılar insanları daha hür ülkeler aramaya sevketti. Netice itibariyle geçtiğimiz süre içinde ve özellikle son yıllarda ülke yangın yerine çevrildiği için insanımız kaçmak için, göçmek için yurt arıyor. Demokratik bir ülkede sadece yeşil kart için baş vuranların şu sayısı bile bir hükümetin düşmesi için yeterdi. Ama Türkiye''de yetmiyor.

Kimler icad etmişse "zeka" ürünü bir slogan icad edilmişti, "Ya sev, terk et" diye. Öyle anlaşılıyor ki şimdi işte bu slogan hayata geçiyor. Sevdiremediğimiz ülkemizi insanımız terk ediyor. Bu başarıda payı olanlar ve ülkeyi yangın yerine çevirenler ne kadar övünseler azdır.

23 yıl önce
Başarılarıyla övünmeliler
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak