Görünen o ki dilemeyecek de.
Genel Başkanının ağzından dilenmeyen özrün kurumsal bağlayıcılığı elbette yok.
Bunu derken CHP’nin Kürt kökenli yöneticilerinden birinin dilediği özrü önemsiz gördüğüm sonucu çıkarılmasın, elbette ileri bir adımdır bu.
CHP içinden biri ilk defa çıkıp Dersim’den dolayı özür diliyor.
Diliyor ama partisi içinden saldırıya uğraması da bir oluyor.
En ağır hakaretler ve ağız dolusu küfürler üzerine boca ediliyor.
Nedense Genel Başkan sesini çıkarmıyor.
Genel Başkan ne çıkıp yardımcısının söylediği özrün arkasında olduğunu belirtiyor, ne de karşısında.
Genel Başkanın nerede durduğu belli olmuyor, ama partisi kaynamaya devam ediyor.
Söz özürden açılmışken bir başka katliamdan dolayı özür beklediğimi de belirteyim.
Zilan Katliamı’ndan...
Zilan Katliamı, Dersim’den önce olan bir olay...
1930 Temmuzunda Ağrı Dağı İsyanları esnasında yapılan katliamların çok daha dramatik boyutlarda.
16 Temmuz 1930 tarihli Cumhuriyet gazetesi bile 15 bin Kürdün katledildiğini yazmaktadır.
Gerisini varın siz düşünün...
Sivil Kürt katliamının gerçek rakamsal boyutu çok daha fazladır elbet...
Cumhuriyet gazetesinin haberinde Zilan deresinin “lebalep cesetlerle dolu” olduğu yazılıdır. Görsel fotoğraflar yürek paralayıcıdır.
Zilan neresi midir?
Zilan Van ilinin Erciş ilçesine bağlı bir yerin adıdır...
Üçüncü Ağrı Harekatı başlatılmadan önce günümüzde “Hatun Çukurovası” olarak da bilinen Zilan Deresi’ne sığınan Kürt vatandaşlarımıza yönelik korkunç bir katliam gerçekleştirilir...
Zilan bölgesi vadilerinin dili olsa da konuşsa...
Her yer ceset...
Her yer kan...
Binlerce sivil masum Kürt vatandaşımızın cesetleriyle dolu bir bölgeden bahsediyorum...
Şair Ahmet Arif’in 33 sivil Kürdün ölümünü anlatan şiirinden bin beter bir zulmün hikayesinden bahsediyorum...
Hikaye değil, gerçeğin bizatihi kendisinden...
CHP tarihi, katliamlar tarihidir...
Hiç kimse “isyan” retoriğinin arkasına sığınarak bu katliamları meşrulaştırmaya kalkışmasın...
Zilan’da katledilenler savaşçı unsurlar değildir...
Utanç verici bu katliamın yapıldığı dönemde iktidarda olan parti CHP’dir.
Tıpkı sonrasında Dersim’de olduğu gibi...
CHP o tarihlerde ceberrut devletin ta kendisidir.
O yüzden hiçbir CHP yöneticisi kalkıp da devlet adına dilenmesi gereken bir özürden bahsetmesin...
Bu bir CHP devletinin politikasıdır.
CHP devletine esas teşkil eden ise CHP zihniyetinin bizatihi kendisidir.
Bugünkü CHP o günkü CHP değilse bilelim...
Yok o günkü CHP ne ise bugünkü CHP odur deniyorsa onu da bilelim...
Dersim katliamından dolayı Genel Başkanları aracılığıyla özür dilemekten kaçınan CHP’nin “Zilan Katliamı”ndan dolayı Kürtlerden özür dileyeceğine elbette inanmıyorum.
Utangaç ve arkadan dolanan bir özrün CHP’de nasıl bir siyasi depreme neden olduğunu gördükten sonra hele Zilan için bir özür beklemenin nafile olduğunu söylememe bile gerek yok.
CHP kendi katliamcı geçmişiyle yüzleşmediği sürece asla sosyal demokrat bir parti olamaz.
Sosyal demokrat bir parti evvelemirde kendi geçmişiyle yüzleşir ve geçmişinde kinle kirlenmiş bir leke varsa çıkıp özür dileme erdemliliğinde bulunur...
CHP’nin Kürt kökenli yöneticisi hazır Dersim’den dolayı özür dilemişken çıkıp Zilan katliamından dolayı da Kürtlerden özür dilesin...
Daha doğrusu, Türkiye’de yaşayan herkesten...
İnsan olan herkesten...
Kendi adıma o Kürt kökenli CHP yöneticisinden bunu da bekliyorum...
