|
Acılar içinden, minik tebessümler

Acıların içinden, minik tebessümler çıkarmaya çalışıyoruz.

Bir yangının külleri arasından, çiçek yeşertme gayreti gibi... Oysa henüz ateş tam bitmiş değil, inceden dumanlar tütmeye devam ediyor... Zorlanıyoruz.

Bazen de duyduğumuz, gördüğümüz, yaşadığımız acıları olduğu gibi aktarmaya çalışıyoruz. Bu da zor.

Hayır, şikayet değil bu, sadece durum tespiti. Sayın ki sohbet ediyoruz. "Kolay olsun, temiz olsun" gibi bir düşüncede değiliz. Zor ile bir zorumuz yok ama, keşke bu acılar yaşanmasaydı da işimiz salt zora kalsaydı.

Deprem felaketi hepimizi derinden etkiledi. Yakınlarını, evini barkını kaybeden, hatıraları yok olan insanların durumunu, kim anlayabilir? "Anlıyorum" diyenlere inanalım mı?

17 Ağustos depreminin ertesi günü, Yalova''da yol kenarında bir adam görmüştük. Akşamın alaca karanlığında dalgın dalgın yürüyordu. Üzerinde hiçbir şey yoktu, bir santimlik kumaş bile.

Yüzündeki keder ve acı, öyle açıkça görülüyordu ki tarifi imkansız. Sanki yemeğini yemiş, kahvesini içmiş de akşam yürüyüşüne çıkmış gibi, üzerinde elbisesi varmış gibi, rahat hareket ediyordu. Çıplak oluşunun farkında bile değildi belki.

Birkaç gün öncesine kadar, büyük ihtimal evi barkı, çoluğu çocuğu, işi gücü olan, borçlarıyla alacaklarıyla üzülen ya da sevinen biriydi.

Depremde nelerini kaybetti, hangilerini kurtarmıştır bilemeyiz. Fakat okunan oydu ki geride hiçbir şey kalmamıştı.

Onu hayata bağlayan ipler kopmuş, var ile yok birbirine karışmıştı.

Artık, hangi söz teselli eder onu, hangi yetkilinin verdiği demeç umuda sürükler, hangi yardım yüreğini serinletir?

Hangi...?

Büyüyoruz

Şekerlik ekibi günden güne genişliyor. Önce iki kişiydik, Sinan Tavukçu ve bendeniz. Sonra sevgili Karga dahil oldu. Ardından Osman Suroğlu, Serdar Yegül, Muhteşem, Tiryaki, Osman Çavuşlar, Çekirge ve Hocası ile ekibimiz büyüdü. Büyümeye de devam ediyor. En son Ali Baba geldi. (Haramiler''den henüz bir ses yok. Sadece haberlerini alıyoruz. Ankara dolaylarında olduğuna dair rivayetler dolaşıyor ortalıkta.) Gülcan Tezcan ve Sümeyra Yılmaz''ın da katkılarını unutmamak lazım.

Aramıza yeni katılanların ve eskilerin yazıp çizdikleri yanına, sizlerden gelenleri de ekleyecek olursak, bazılarımızın arada bir zorunlu tatil yapmaları gayet normal karşılanmalıdır.

İşte, bir vakittir ortalarda görünmeyen Karga, bir açıklama gönderdi bugün:

Bir süredir yazmaya ara verdim. Kıymetli okurlarımız merak etmiş, "Nerede bu Karga?" diye. Evet, uzun zamandır yoktum. Çünkü bir büyüğümüzün "Yaralar sarılacak" sözünün derin manalarını bulabilmek için inzivaya çekilmiştim.

İnziva hâlâ devam ediyor. Henüz o sözün ne demek olduğunu çözemedim.

Tek tek satın

Benzine haftada bir, sigaraya aklına geldikçe zam yapan beylere bir teklifte bulunmak istiyoruz.

Beyler, elinize bir kâğıt ve bir kalem alın. Verdiğiniz maaş ve ücretlerle insanların nasıl geçinebileceklerini bir hesap edin. Sonra da sigara fiyatlarını inceleyin. Göreceksiniz ki sigara artık lüks bir madde haline gelmiş. Ve paketle satılması yerine, tek tek satmak daha uygun!

Kim takar?

Yalova''dan gelen ihale kokularından sonra, Vali Nihat Özgöl''ün söylediği bir söz manşetlere taşındı.

"Valinin oğlu sürünsün mü?" diye soruyor.

Manitu aşkına, kim takar Yalova valisinin oğlunu!..

Hikmetsiz sözler

ÖMÜR BİTER, ÖSYM''DE HATA BİTMEZ.

BANA ÖSYM PUANINI SÖYLE, SANA HATA PAYINI SÖYLEYEYİM.

ÖSYM''YE DÜŞENİN DOSTU OLMAZ.

ALLAH ÖSYM''Nİ VERSİN.

SAKLA HATAYI, ÖSYM''DE LAZIM OLUR.

ÖSYM İLE YATAN, MAALESEF KALKAMAZ.

HATA MI ÖSYM''DEN ÇIKAR, ÖSYM Mİ HATADAN?

BİR ELİN NESİ VAR, ÖSYM''NİN HATASI VAR.

AZI KARAR, ÇOĞU ÖSYM.

ÖĞRENCİNİN HAKKINDAN ÖSYM GELİR.

DUVARI NEM, İNSANI ÖSYM YIKAR.


25 yıl önce
Acılar içinden, minik tebessümler
Bir çocuk neden ‘şaşar’?..
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim