|
Aaa adalet

Epey zaman önce, Temel ile Dursun, duymuşlar ki Amerika’da istikbal var.

Düşmüşler yola, uzun yolculuk sonrası ulaşmışlar.

Batıya hücum dönemi.

Önlerinde iki seçenek duruyor.

Ya çoğunun yaptığı gibi Batı’ya ilerleyip altın arayacaklar yahut bizon avlayacaklar.


Biz altından gümüşten ne anlarız, maceraya girmeden bildiğimiz işi yapalım deyip bizon avına karar kılmışlar.

Tüfeklerini alıp araziye çıkmışlar.

Dolaş babam dolaş, karşılarına bir tane bile bizon çıkmamış.

Yorgunluktan bir ağaç gölgesinde uykuya dalmışlar.

Birkaç saat sonra Temel başını kaldırıp bakmış ki etraf bizon sürüsü.

Dursun’u dürtmüş.

“Kalk uşağum kalk, bizonları bulduk.”

Dursun, mahmur gözlerle bakmış etrafına.

Bizonların duruş ve bakışlarından ürkmüş.

“Yanılıyor olabilirsin” demiş, “belki de biz onları bulmadık, onlar bizi buldu.”

*

Temel ile Dursun’un adı çıkmış azizim...

Asıl, Kemal ile Enis’e bakmak lazım.

Bakalım ki ne arıyorlar, ne bulacaklar…

Arayan bulur derler; belâsını da, Mevlâ’sını da diye gelir gerisi.

“Aramak, bulmanın yarısı” desek yeridir, bu itibarla.

Bir diğer husus, aradığını biliyor olmak elbette.

Ne aradığını bilmiyorsan, bulduğunda farkına bile varmazsın.

*

Şimdi Kemal Beyimiz eline bir pankart alıp ‘Adalet’ aramaya koyuldu.

Neye benzediğini biliyor mu, emin değilim.

Acaba hangi adaleti arıyor?

*

İstiklâl Mahkemelerindeki adaleti mi?

Yasak olduğu için camide, okulda değil de tarlada, merada, samanlıkta jandarmadan gizli Kur’an-ı Kerim eğitimi veren hocaları idam eden adaleti mi?

*

Fötr şapka giymediği için âlimleri dar ağaçlarına gönderen adaleti mi?

*

Partisinin, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamına Meclis’te onay verdiği adaleti mi?

*

12 Eylül’den sonra sırf denge olsun diye bir sağdan, bir soldan deyip gençleri ipe gönderen adaleti mi?

Yaşı 18’den küçük diye mahkeme kararıyla önce yaşını büyütüp sonra ipte sallandıran adaleti mi?

*

Kürtçeden başka dil bilmediği için hapisteki oğlunu ziyarete giden kadına tek kelime bile konuşturmayan adaleti mi?

Kürtçe müzik yüzünden cezaya çarptırılanların adaletini mi?

Ana dilinde kaset çıkarmak istediğini söyleyen Ahmet Kaya’nın linç edildiği adaleti mi?

*

Türkçe müziğin her türünün yasaklandığı adaleti mi?

*

Rakip partinin yükselişe geçtiğini görünce, apar topar kapatıldığı adaleti mi?

“Açık oy, gizli tasnif” yöntemiyle seçim yapılan adaleti mi?

*

Tek parti ile girilen seçimlerin adaletini mi? Kuyrukları, yolsuzlukları, zulümleri saymayalım…

*

28 Şubat’ta kurulan 367 rezilliği gibi tezgâhların adaletini mi?

İkna odalarının adaletini mi?

Zorla çıkarılan başörtülerin, okutulmayan kızların, okuldan atılanların yakından bildiği adaleti mi?

*

17 Aralık ve 25 Aralık’taki tezgâhların, dümenlerin, kumpasların adaletini mi?

Kasetle genel başkan olmanın adaletini mi, teröristlere “hendek kazan arkadaşlar” demenin adaletini mi?

*

Kendi ülkesi aleyhine casusluk yapanların adaletini mi?

*

15 Temmuz’daki adaleti mi?

Tankların halkın üzerinden geçtiği, asker kılıklı teröristlerin sivil vatandaşlara kurşun ve bomba yağdırdığı adaleti mi?

Meclis’in ve sela okunan camilerin bile hedef alındığı, darbecilerin adaletini mi?

CHP’nin adalet anlayışı, milletin hafızasında şu saydıklarımızdan ibaret; acaba aradığı hangisi?

*

İstanbul’a yaklaşırken, çok kalabalık olacaklarmış.

Olsunlar.

Biz daha kalabalığız.

Bakarsınız, aradığı adalet, yolun bir yerinde karşısına çıkıverir.

“Aaa adalet” dediği an, fotoğrafını çekmek gerek; sakın unutmayın.

Böyle diyoruz ama belki de hiç tanımayacak, belli mi olur?

#İstiklal mahkemeleri
#12 Eylül
#CHP
#15 Temmuz
7 yıl önce
Aaa adalet
Solaris: Akl-ı selim değil, ruhun tekâmülü
Başkalarına benzememelisiniz, farkınız olmazsa bitersiniz…
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’