|
Af buyurun, Kemal Bey haklı

Seçimle cumhurbaşkanı olunmaz… Kemal Bey böyle buyurdu.

Her taraftan itiraz sesleri yükseldi hemen.

Arkadaş, biraz durun.

İlk anda tepki göstermeyin.

Birazcık empati lütfen.

Kemal Bey böyle söylüyorsa, vardır bir bildiği.

*

“Ele verir talkımı” durumuna düşmemek için, önce kendimi ikna ettim.

Onun açısından bakmayı denedim.

İşe yaradı ve empatinin dibini buldum.

Çerçeveletip duvara asmak gereken veciz sözünü, bir de o gözle değerlendirdim.

Seçimle cumhurbaşkanı olunur mu olunmaz mı?

Netice şudur: Kemal Bey haklı.

*

Şaka sanmayın, haklı tabii.

Nerede görülmüş? Seçimi kazan, gel cumhurbaşkanı ol.

Hiç bilmediği, hiç görmediği, hiç tatmadığı bir şey.

Bir kere olsun, seçim kazanmadı ki.

Girdiği bütün seçimlerde aynı netice.

Bugüne kadar kaç defa sandığa gidildi…

On mu, on beş mi, yirmi mi? Kaç?

Hangisinde tâlih güldü yüzüne?

Hangisinde birinci çıktı?

*

Kişi kendi açısından bakar dünyaya.

Bildiğiyle amel eder.

Gördüğünü söyler.

Yaşadığını anlatır.

Bakış açısı ona dünyayı köşeli gösteriyorsa, köşelidir.

Olaylar üçgen şeklindeyse, üçgendir.

Yuvarlaksa yuvarlak.

Niye ve nasıl başka türlü yorumlamasını bekleyelim? Hakkımız mı?

*

Seçimde halk sandık başına gider, gönlüne göre oy kullanır.

Oyların çoğunluğunu alan, kazanır.

Halkın oyuna güven olur mu arkadaş?

Hele ki çoğunluğuna?

Ne derler, bilirsiniz.

Bir kişi bazen yanılabilir. Fakat çoğunluk, her zaman yanılgı içindedir.

Batılı biri vaktiyle böyle söylemiş.

Bizim bakışımızla durum tersi olabilir.

Kemal Bey’den bizim bakışımızla bakmasını bekleyecek olursak, dünya tersine döner.

Doğru olan değerlendirme şudur: “Dağdaki çobanla benim oyum bir mi olacak?”

*

Tekrar ediyorum… Kemal Bey kesinlikle doğru söylüyor.

Seçimle cumhurbaşkanı olunmaz.

Başbakan da olunmaz.

Başkan veya yarı başkan da olunmaz.

Seçim kazanarak belediye başkanı da olmak şık değildir esasen.

Yönetim hakkı, elitlere, seçkinlere aittir. Başka türlüsü düşünülemez.

*

Bugüne kadar seçim kazanarak, halkın çoğunluğunun oyunu alarak göreve gelenler yanlış yapmıştır.

Görevde kalmaya devam edenlerin yanlışı ise şüphesiz daha büyüktür.

Onlara ses çıkarmayan, müdahale etmeyen, koltuğu hak eden kişiye devretmesini sağlamayan da vebal altındadır.

O yüzden seçim kazananları indirmenin türlü yolları icat edilmiştir.

Nitekim olay budur.

Yoksa o kadar darbe, o kadar tezgâh, o kadar dümen boşuna mı yapıldı?

Târihten ders almaz mısınız?

#Kılıçdaroğlu
3 yıl önce
Af buyurun, Kemal Bey haklı
Gölgenin sarhoşluğu
Paris saldırısında ölen bir çocuk için “yaşasa işgalci olacaktı” diyebilir miyiz?
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından