|
Ahîlik ilkeleri

İyi huylu ve güzel ahlâklı olmak.

İşinde ve hayatında, kin, hasetlik ve gıybetten kaçınmak.

Ahdinde, sözünde ve sevgisinde vefalı olmak.

Gözü, gönlü ve kalbi tok olmak.

Şefkatli, merhametli, adaletli, faziletli, iffetli ve dürüst olmak.

Cömert, ikram ve kerem sahibi olmak.

Küçüklere sevgi, büyüklere karşı edepli ve saygılı olmak.

Alçakgönüllü olmak, büyüklük ve gururdan kaçınmak.

Ayıp ve kusurlarını örtmek, gizlemek ve affetmek.

Hataları yüze vurmamak.

Dost ve arkadaşlara tatlı sözlü, samimi, güleryüzlü ve güvenilir olmak.

Gelmeyene gitmek, dost ve akrabayı ziyaret etmek.

Herkese iyilik yapmak, iyiliklerini istemek.

Yapılan iyilik ve yardımı başa kakmamak.

Hakka, hukuka, hakkaniyete riayet etmek.

Temel problem: Sevgisizlik

Söze şöyle başlıyor Veysi Erken "Bir Sivil Örgütlenme Modeli: Ahîlik" adlı kitabında: "Türkiye''nin ve dünyanın karşılaştığı ağır problemleri incelediğimizde karşımıza çıkan en temel sebebin sevgi noksanlığı olduğu görülmektedir."

Yazarın, çok önemli bir noktaya parmak bastığını daha ilk cümleden farkeden okuyucu ise "Vay be!.." diye iç geçirerek devam ediyor okumaya...

Sevgisizliğe ve hırsa, kine, hasede boğulmuş çoğunluğa baktığımızda, tarihimizdeki güzel kardeşlik örgütlenmelerinin önemi bir kat daha artmaktadır.

(İnanmayan, haberlere baksın!..)

Ahlâkî bir temele dayanmayan sistemlerin, adaletsizliği alışkanlık haline getiren kurumların, sevgisizliği hayat düsturlarından biri haline getiren toplumların, tarihte ve günümüzde insanlığa ne büyük zararlar verdikleri, acıklı birer ibret vesikası olarak gözümüzün önündedir.

(Değilse bile, biraz düşününce gözümüzün önüne gelmektedir. Eğer gelmiyorsa, gözümüzde bir problem var demektir.)

Adil, ahlâklı, ilkeli ve sevgiye dayanan insan topluluklarının büyük medeniyetlere imza attıkları bir dünyada, özel ve güzel birtarihi mirasa sahip olan milletimizin tarihinden ibret almaması düşünülemez.

(Düşünülemez ama ne hikmetse ibret almıyoruz, yazar buna ne cevap verir? Haydi bakalım!)

İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.
(Hacı Bektaş-ı Veli)
Okumadığınız kitaplar var mı?

Suluova Hacı Nebi Camii''nin müştemilatında yer alan binayı kitapseverler kıraathaneye çevirmiş. Kurulan kütüphaneye kitap toplamaya çalışıyorlar. Mahalle gençlerinin hem çay içip hem de üniversite sınavına hazırlanmaları, ayrıca yetişkinlerin de öncelikle temel eserlerin yer aldığı kitaplıktan faydalanmaları amaçlanıyor. Kitap göndermek isterseniz işte adres: Murat İnce, Merkez Hacı Nebi Camii İmamı, Suluova-Amasya.

Ben de slogan kampanyasına katılıyorum

Slogan kampanyasına ben de katılmak istedim ve gazetemiz için bir slogan buldum. Yeni Şafak: Baskı sayısından daha fazla tiraj yakalamayı hedefleyen gazete! Şimdi bizim müdürler bu işe kızacak ama ne yapayım, nükte de aksırık gibi bir şeydir, geldi mi tutamazsın. Bulduğum slogan için açıklama yapmaya gerek var mı? Biliyorsunuz, "Yüz binlik Yeni Şafak" sözü ediliyor uzun zamandan beri. İyi ama, yetmiş bin basarken yüz bin tiraja ulaşmak nasıl olacak? Uyanık biletçilerin aynı koltuğu birkaç yolcuya birden satmaları gibi, bir gazeteyi aynı anda birkaç kişiye satmak mümkün mü? Ya da okunan gazeteleri toplayıp başka okurlara ulaştırmanın yolunu mu arayacağız? Görüyorsunuz ki bunlar imkan dışı düşünceler. En iyisi klasik yöntem. Yani yüzotuz bin basıp, yüz bin satmak!



25 yıl önce
Ahîlik ilkeleri
Kara dinlilerle milletin savaşı
Kritik eşik aşıldı
Hakikati kavramanın bir tarzı: cinsellik
İçimize sinmeyen durumlar ile içimize tam sinen durumlar…
Bunu da mı konuşmayalım, bu sefer de mi konuşmayalım?