|
Başkanım ben, başkan benim, verin mazbatamı…

Sabırsız… Heyecanlı… Saygısız…

Endişeli… Nezaketsiz… Tedirgin…

Panik halinde…

Bu saydıklarımızı -ve daha fazlasını- bünyesinde tepeden tırnağa toplayan biri ortalıkta dolaşıyor.



Karnesini gördüğünüz, hâl ve gidişten sıfır almış bu kişi kimdir, ismini bilen var mı?

*

Suçlama değil, sadece durum tespiti.

Sistemli şekilde, neredeyse her sandıkta aynı yöntemle oylar yer değiştirmiş.

Elinde mazbatası olmadan kendini başkan ilan eden, o unvanı hak ediyor olabilir mi?

*

Anıtkabir’e gitmek için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı sıfatıyla verilen dilekçe kabul edilmemiş.

Bu defa CHP heyeti olarak yeni bir dilekçeyle başvurmuşlar.

Ziyaret sırasında ise henüz hak edilmemiş o sıfatı ısrarla deftere yazmak, dürüstlüğe sığmaz.

Hem hile yapmış, hem ucuz numaradan kâr elde etmeyi ummuşlar.

*

Milyonlarca seçmenin iradesini gasp etmek mazur görülemeyecek bir davranış.

Bütün bu saydıklarımız ahlâk dışı değilse, nedir?

Herkesin ahlâk anlayışı kendi çerçevesinde deyip işin içinden çıkabilir miyiz?

İki tane ergen çocuğun vaktiyle baklava çalması karşısında davalar açıldığını, ceza aldıklarını biliyoruz.

Oyların yer değiştirmesine nasıl bakalım?

*

Dahası da var.

Henüz seçim sonucu kesinleşmeden teşekkür mitingi yapmaya kalkmak da ahmaklıktır.

Neyse ki son anda vazgeçti.

Artık sebep her neyse…

Mazbatamı verin diye çocuk gibi tutturmak, tepinip durmak nedir?

Aceleciliktir, telâştır…

Oyların sayılmasını beklememek, paniğe kapılmaktır.

Seçmenlere ve görevini tamamlama gayreti içinde olan YSK’ya saygısızlıktır.

Evvelce verdiği sözleri tutmamak, yalancılıktır.

Video kayıtlarıyla sabit.

Söylediği sözleri inkâr etmek de aynı kapsamda yer alır.

*

Mazbata verilmezse şöyle olur, böyle olur diye milleti tehdit etmekse hepsinden beter bir durumdur. Buna uygun bir sıfat bulmakta zorlanmaktayız.

Paris’ten özenip kırmızı yelekler hazırlamak, fotoğraf paylaşmak, sokakla tehdit etmek, yeni bir Gezi kalkışmasına işaret etmek anlamına gelir ki ağzına acı biber sürmeyi hak etmiş demektir.

*

Eline fırçayla boya alıp duvarlara “Âlem buysa kral benim” yazan mahalle delikanlısı gibi davranmak, koskoca İstanbul’u yönetmeye talip olan birine yakışmaz, yakışmıyor.

Sağa sola İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı yazmak, altına İngilizcesini de eklemek çocukça bir davranıştır.

Anıtkabir’de görev yapan subayları zorda bırakacak şekilde hileye başvurmak da pek yetişkin davranışı sayılmaz.

Planlı, programlı bir hareket.

Bu manzaranın gösterdiği şudur ki böyle biri, birçok ülkeden büyük olan İstanbul’u yönetemez.

*

Bu benim düşüncem.

Ona oy verenler aksini düşünecek elbette.

Yapılacak sayım sonunda gerçekten seçimi kazanır ve mazbatası verilirse, çok heveslisi olduğu o koltuğa oturacaktır.

Otursun. İsterse, oturmadan önce koltuğu öpsün.

Ancak, görev yaptığı süre boyunca şehre ve ülkeye büyük zarar vereceğine, diyet ödemeye çalışırken zorlanacağına eminim.

Şayet seçilirse ilk ben tebrik edeceğim diyenlerin sayısı artıyor.

O görev, siyasî nezaket icabı Binali Bey’e düşer.

Ötesi hikâye.

Ben tebrik etmeyi düşünmüyorum. Allah göstermesin.

#Mazbata
#Acele
#Telaş
#İstanbul
#İBB
5 yıl önce
Başkanım ben, başkan benim, verin mazbatamı…
Adnan Oktar meselesi
Kürtlerin aidiyet duygusu
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar