|
Bilgisayarın bilgileri karıştı

Bilgisayarların 2000 sorunu olduğunu biliyorsunuz. Son dönemde üretilenler 2000 yılına uyumlu yapılıyor ama eskiler için epeyce masraf etmek gerekecek. Özellikle resmî kuruluşlar, ellerindeki bilgi ve belgeleri koruyabilmek için şimdiden kolları sıvamalı. Hatta çok daha öncesinden bu işe kafa yormak gerekiyordu. Dün "sekermehmet" adresine gönderilen "e-mail"leri okumak için bilgisayarı açtığımda çok tuhaf birşeyle karşılaştım. Gelen mektupların tarihlerinde yanlışlık vardı. Mesela Ali Aktaş, 2 Eylül 1998'' de, Murat Kayacan 2 Eylül 1980''de, bir başkası da 4 Eylül 1980 tarihinde göndermiş gözüküyordu. (Bilmeyenler için hemen belirtelim, bilgisayar gelen mektupların tarihini otomatik olarak kaydediyor.) O tarihte bırakın "e-mail" adresini ve interneti, elimizde bilgisayar bile yoktu. Dahası, Yeni Şafak henüz doğmamıştı.

Eli öpülecek adam

Şimdi herkesin o konuşma kasetini edinmeye çalışması gerekiyor. Sami Selçuk''un Adlî Yıl''ın açılışında yaptığı konuşma, video kaseti, teyp kaseti olarak yahut yazılı metin halinde, demokrasiye, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne inanan herkesin elinde bulunmalı. Gerekirse gazeteler promosyon olarak vermeli. O sözlerin ezberlenmesini isteyecek değilim ama özümsenmesi şart. Fazla uzun geleceği için, okullarda her sabah derse başlarken okunması da pek doğru olmaz gibi geliyor. Fakat her öğretmen, oradaki akideyi yani davanın özünü bütün öğrencilerine öğretmeli. Ve o düşüncelere başka ne şekilde destek verebiliriz, nasıl sahip çıkabiliriz diye düşünmek zorundayız. Yargıtay Başkanı''nı telgraf ve mektup yağmuruna tutmanın vaktidir. Adresini bilmiyorum diye bir mazeret kabul edilemez. Sami Selçuk, Yargıtay Başkanı, Ankara. İşte bu kadar! Ayrıca, daha önce Yeni Türkiye yayınları arasından çıkan "Zorba Devletten Hukukun Üstünlüğüne" adlı kitabı mutlaka okunmalı. Bir de şu var, Ankara''ya yolu düşenler, yürekli vatan evladı Sami Bey''in elini öpmek için sıraya girmeli.

Kafa sayısınca düşünce, yürek sayısınca sevgi

Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Olamayacak!.. Çünkü açıkça görüldü ki Ankara''da hakimler var gerçekten!

Aklı başında her insanın altına imza atacağı bir konuşma yaptı Yargıtay Başkanı Sami Selçuk. Yüreklerimizi serinletti, gönlümüzü genişletti.

"Sevdamız Türkiye" dedi ve heyecanlandırdı hepimizi. Bir ülkücü, Başbuğ Türkeş''i nasıl dinlerse öylesine yürek çarpıntısıyla dinledik yargının başındaki adamı... Bir devrimci Che''ye nasıl bakarsa, öylesine baktık o konuşurken.

Demokrasinin sigortası yine demokrasidir dedi.

Bu Anayasa''yla ikibinli yıllara giremeyeceğimizi söyledi.

İki Türkiye olduğunu ve hantal devlet yapısının halkın gücüne, hızına yetişemediğini açıkladı. "Böyle bir halkın çocuğu olmak bana kıvanç ve umut veriyor" dedi.

Emin ol Başkan, bu halk da sizin gibi bir Yargıtay Başkanı''na sahip olduğu için kıvanç duyuyor.

Halkın, yarına umutla bakmasını sizin gibi hukukçular sağlıyor, sağlayacak. Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer ve sizin gibi hukukun üstünlüğü ilkesinin, özgürlüğün, demokrasinin ne demek olduğunu bilen ve bilmeyenlere anlatmak için çırpınanlar...

Yargının bağımsızlığı yoluna baş koyanlar, kokuşmuş ilişkileri deşifre edenler, sahte vatanseverleri ve kıytırık Atatürkçüler''i utandıranlar, baskıya boyun eğmeyenler, halkı sürü olarak görenlerin yüzünü kızartanlar, sizler kahramansınız!

Siz konuşurken kös kös dinleyenler, yıllardır "zihinsel patinaj" yapanlar, demokrasiyi bu halka çok görenler, düşünce özgürlüğünü yalnızca kendisi isteyenler o yürekli konuşmanızdan, Türkçe haykırışınızdan ne kadar etkilendi bilemeyiz...

"Vaziyet o ki yargıya da bir balans ayarı gerekiyor" diye düşünenler olup olmadığını da bilemeyiz.

Artık anlaşılıyor ki balans ayarıyla, rot başıyla halledilecek bir durumda değiliz. Bütünüyle motor indirmek gerekiyor, koltukları yenilemek, elektrik aksamını, frenleri, kaporta ve boyayı baştan başa elden geçirmekten başka yolu yok!

Başımızdaki belaları başka türlü defedemeyiz!

Yeni bir süreç başlamıştır baylar ve bayanlar! Eski süreçlerinizin hepsini rafa kaldırabilirsiniz artık! Yahut katlayıp kıvırarak uçak yapabilirsiniz. Yargının en tepesindeki isim konuştu, mahalle muhtarınız değil!

"Gözünaydın Türkiye!.." diye çıkıp sokağa bağırabiliriz şimdi!..

Bu yeni başlayan süreç, 6 EYLÜL SÜRECİ''dir. Diğer adıyla "Demokrasi" süreci. Diğer adıyla "Hukukun Üstünlüğü" süreci.

Ve bu süreç için "gerekirse şu kadar yıl sürecektir" diye açıklamalar yapamayız, çünkü bu hiç bitmeyecek bir süreçtir Türkiye için!

Bu Anayasa dar geliyor bu millete.

Kuvvetler ayrılığı ilkesi iyice anlaşılmalı artık.

Yargıya baskı yapmaya yeltenenlerden hesap sorulmalı.

Herkesin hür ve eşit olduğu kabul edilmeli ve şunun bunun değil, hukukun üstünlüğü esas alınmalı.

Anlamayan var mı?

Yanlış anlayanlar için bir daha, bir daha açıklayabiliriz.

Bu fakir de açıklayabilir, bir başka yazar da, Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer de, Yargıtay Başkanı Sami Selçuk da... Yeter ki dinlemeye ve anlamaya niyet olsun!


25 yıl önce
Bilgisayarın bilgileri karıştı
Arapça Kitap Fuarı, kurucu kaynaklarımızla buluşturacak...
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir