|
Bir gün utanacaklar!..

Bildiğiniz bir hikayeyi dinlemek, sıkıcı gelebilir. Ne çare, tam yeri olduğunu düşündüğüm için anlatacağım. Yirmi yahut yirmibeş yıl önce Rauf Tamer''den okumuştum.

Adam Meclis kürsüsüne çıkar ve sert bir konuşma yapar. "Bu Meclis''in yarısı şerefsizdir!.." diye son sözünü söyleyip iner.

Meclis''tekiler büyük tepki gösterir. Sözünü geri alması gerektiğinde ısrar ederler. Başkan adamı tekrar kürsüye davet eder.

"Sözümü geri alıyorum" der adam, "Bu Meclis''in yarısı şerefsiz değil!.."

*

Her zaman olduğu gibi yine son derece kritik bir dönemden geçiyoruz. Bizde böyledir, her dönem, "son derece kritik"tir. Şöyle bir ay olsun, bir hafta olsun "normal" bir dönem yaşayamayız. Bir kriz bitmeden, yenisi başlar. Şu yüz yıldır yaşadıklarımız bir başka ülkenin başından geçseydi, hiç şüphe etmeyin, çoktan toz duman olmuştu. Demirel haklı, biz büyük bir ülkeyiz. Gücümüzü görmek için yaşadıklarımızı sadece başlıklarıyla alt alta yazıp bakmak bile yeter.

Son zamanlarda kritik durumun yoğunluğu daha da arttı gibi geliyor. Öyle arttı ki, onbeş yılda otuz bin kişinin canına malolan PKK konusu bile, gündemin tali konuları arasına düştü.

Varsa yoksa Merve Kavakçı.

Şimdi inançlara saygılı Başbakan''ın gönlü genişlemiş olmalı. Başını yastığa koyarken, büyük bir huzur duyuyordur herhalde.

Sözkonusu olan insan haklarıydı, özgürlüktü, inanç hürriyetiydi, temsil hakkıydı ama mes''ele döndü dolaştı başka yerlere çekildi.

Medya mensuplarının bir kısmı da bu tartışmalara dahil olurken, yıllardır savundukları değerlere ters düşmeyi çok iyi becerdi.

Meclis''te konuşan adam gibi "Medyadakilerin yarısı şerefsizdir" deyip kestirmeden teşhisi koymak mümkün ama, işin aslı bu kadar basit değil.

Bazıları inandıkları değerleri savunmaya devam etti. Bazıları zaten her dönemde yaptıkları gibi iki yüzlü davrandı. Yasaklardan yana faşizan tavır sergileyenler olduğu gibi, vicdanı rahatsız olduğu halde içinden geçenleri serbestçe söyleyemeyenler, hassas konulara teğet geçmeyi tercih etti. Bir vakit sonra bu yaptıklarından utanacaklar, ama belki çok geç olacak.

Bir bardak soğuk su

Rahşan Yenge, MHP'' den çok korkuyormuş. İki laf edip korkusunu dile getirince, ortalık karıştı. Ankara''da dengeler alt-üst olma noktasına geldi. Devlet Bahçeli, hükümet kurma görüşmelerinin sağlıklı işlemesi için MHP''den özür dilenmesini istiyor.

Özür dilenmesi yeter mi?

Ayrıca Bülent Bey, özür dilemeye gerek olmadığını söyledikten sonra, Rahşan Yenge''nin sözlerinden daha ağır bir açıklamada bulundu... Bu endişelerin bütün parti teşkilatının ortak endişeleri olduğunu belirtti.

Bu durumla o lafların üzerine özür mözür bir tarafa, oturup birer bardak soğuk su içmek gerekir. O kızgınlık başka türlü zor geçer.

İşte formül

Madem ki DSP teşkilatı bütünüyle MHP''den çekiniyor, kurulacak hükümetin dışında kalsınlar. Bülent Ecevit, çok iyi muhalefet yapar, anamuhalefet lideri olsun. Neticede o da bir liderlik... O halde formül şu:

Devlet Bahçeli Başbakan, Nevzat Yalçıntaş Meclis Başkanı, Sadi Somuncuoğlu Cumhurbaşkanı. Nasıl?

Açınca ne oluyor?

Vezirhanlı amca Ankara''da olan bitenlere yorum getiriyor...

"Benim hatunu alıcam, gidicem Meclis''e oturacam. Açıcam hatunun başını ve diyecem o milletvekillerine:

- Ne kazandınız?

Sonra takıcam başörtüsünü hatunun başına ve tekrar diyecem onlara:

- Ne kaybettiniz, deyin bakayım bana bi!.."

İlahi Vezirhanlı amca... Sen hâlâ anlamamışsın mes''eleyi.

Daha, başı açıp kapatınca, kazanılanla kaybedilenden haberin yok. Bir defa senin hatun başını kapatınca, laiklik elden gidiyor, cumhuriyet tehlikeye giriyor. Açtığı zaman da bütün bu tehlikeler bertaraf edilmiş oluyor.

Şimdi anladın mı?

Resmi daire girişinde

Devlet büyüklerinin sürekli olarak yaptıkları açıklama şu: "Müslüman halkın, inancı gereği evde ve sokakta başörtüsü kullanmasına bir sözümüz yok. Biz, resmi dairelerde başörtüsü kullanılmasına karşıyız."

Arkadaşımız Osman Çavuşlar, bu açıklamalar karşısında soruyor:

- Resmi yerler insanın dinini mi değiştiriyor, resmi dairenin kapısından girince inançlar yok mu oluyor?

25 yıl önce
Bir gün utanacaklar!..
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi