|
Eskihisar Kalesi"nde şiirli bir gece

Gebze Belediyesi ve Rayiha Dergisi''nin birlikte düzenledikleri şiir gecesine katıldık haftasonu. Gebze ve civarını gezmenin, Gebzeliler ile tanışmanın yanında, her biri ülkenin ayrı köşesinden gelen şairlerle buluşmak da önemliydi. Kimi Van''dan, kimi Ordu''dan, kimi Bursa''dan gelmişti.

Katılan şairler: Adem Turan, Arif Ay, Cevat Akkanat, Çağrı Gürel, Erdal Sarıçam, Gökhan Akçiçek, Hüseyin Akın, M.Atilla Maraş, Mehmet Aycı, Mehmet Şeker, Metin Önal Mengüşoğlu, Murat Kapkıner, Mustafa Özçelik, Mürsel Sönmez, Müştehir Karakaya, Özcan Ünlü, Ramazan Karataş, Recep Garip, Selçuk Küpçük, Selman Cahit ve Seyfettin Ünlü.

Darıca''yı, Eskihisar''ı, Gebze''yi belediyenin tahsis ettiği vasıtayla dolaştık. Minibüsle otobüs arası bir şeydi, midibüs dediklerinden. Halkın bakışları ilgimizi çekti. Sebebini midibüsün dış tarafındaki yazıyı okuyunca farkettik. "Gebze Belediyesi, Güreş İhtisas Kulübü" yazıyordu. Güreşçilerin tipleri insanlara ilginç geliyordu herhalde.

***********************

Tarihî Eskihisar Kalesi içindeki antik tiyatroda okundu şiirler. Gece vakti, denize karşı, açık havada... Körfez''de gemilerin ışıkları, güzel bir fon oluşturuyordu. Serin bir yaz akşamıydı. Cep telefonumu zamanlı zamansız çalıp rahatsızlık vermemesi için titreşime çevirmiştim.

Şiir okuma sırası yaklaştıkça, -alışkın olmama rağmen- heyecanım artıyordu. Zamanla rüzgâr da arttı, serinlik de...

Kürsüye çıkıp tam şiir okuduğum sırada "iyi ki telefonun sesini kısmış ve titreşime çevirmişim" diye düşündüm. Arayanın kim olduğunu bilmeden, hafif bir titremeyle okuyup bitirdim şiiri. Sonra ne olduysa, yerime oturduğumda rüzgâr da, serinlik de, heyecanım da bitmişti. Telefona baktım ki arayan falan yok!.. Bir de arkadaşlar "Gayet rahat okudun" demezler mi!.. Söylediklerine göre hiç heyecanlı gözükmüyormuşum.

Kameralar, spotlar, karşıda yüzlerce insan... Heyecandan titremişim ama belli olmamış.

***********************

Şunu da belirtmek gerekir ki, antik tiyatronun burçları, koridorlar, girişler ve çıkışlar emniyet kuvvetleri tarafından "emniyete" alınmıştı. Zabıtalar, polisler, jandarmalar. Son derece güvenli bir şekilde yapıldı tören. Hele "Terörle mücadele"den gelen kameraya karşı bir gülümseyişim vardı ki, şayet ''amirler'' çekilen görüntüleri görmek ister de "Getirin bakalım" derse, seyrederken muhakkak "Ne sırıtıyor bu herif?" diye sormadan edemez.

***********************

Darıca''daki hayvanat bahçesini de gezdik. Kuşlar, balıklar, maymunlar, ayılar... Her tür hayvan vardı.

Sahilde Şehit Cevher Dudayev Parkı''nda masaları birleştirmiş otururken, yanımızdan bir ayı geçmez mi!.. Bir de baktık ki konuşuyor. Hepimiz hayret ettik. O kadar yer varken, niye bizim aramızdan geçtiğini de sonradan öğrendik. Meğer, seçim kaybetmiş bir ayıymış!..

Bizim gruptakilerin sandalyelerini iteleyerek geçmesi de, tartışmak için zemin hazırlaması da bu yüzdenmiş.

***********************

Tören sonunda birer de plaket verdiler şairlere. Plaketlerin üzerinde Gebze Belediyesi''nin amblemi vardı. Alttaki yazıdaysa "Gebze" yerine "Bebze Belediyesi" yazılmıştı.

Bazıları eleştirmeye niyetlendi ama hemen müdahale ettim. Öyle ya, "Sebze" de yazabilirdi plaketleri hazırlayan.

Hasan, Celal, Güzel

Ankara''daydık bir vakitler, Kızılay civarında bir büroda oturuyorduk. Öğle vaktiydi. Galiba dışarıdan yemek söylemiştik de onu bekliyorduk. Az sonra kapı çaldı. Garson zannetmiştik ama gelenler arkadaşlarımızdı. Hasan ile Celal, bir de yanlarında ismini bilmediğim güzel bir genç kız.

- ''Yemek mi geldi?'' diye sordu içeriden Selman Cahit.

- Hayır, dedim.

- Kim peki?

- Hasan, Celal, Güzel.

Telaşlandı içerdekiler. Toparlanıp kalktılar ki karşılarında beklediklerinden farklı bir manzara.

- Hani, nerede?

- İşte Hasan, işte Celal, işte Güzel...

Hepimiz gülmüştük, "hoş" gelmişti espri. En çok da o kızın hoşuna gitmişti yanlış hatırlamıyorsam.

Şimdi, (virgülsüz) Hasan Celal Güzel mahkemelerle uğraşıyor...

Bizim Hasan ve Celal''i senelerdir görmedim.

O güzelinse kim olduğunu bile unutmuşum.

Sarı basın kartı

Başörtülü oldukları için Ayşe Pakdil, Emine Dolmacı ve Şermin Çetinkaya gibi gazetecilere sarı basın kartı vermeyenleri kınıyor, bu onursuz davranışı köşelerine taşıyıp hem gazeteciliğe hem de insan onuruna sahip çıkan Radikal yazarlarından İsmet Berkan ve Perihan Mağden''i tebrik ediyorum. (Karga)

Azlar-çoklar

65milyonluk Türkiye''de sadece 150 bin sporcu var.

Sanatçı?.. O daha az!

Bilim adamı?.. Yok denecek kadar! Peki siyasetçi?.. Ohoo.. İstemediğin kadar!..

Recep Tayyip Erdoğan''ın Pınarhisar''daki misafirliğinin bitmesine 3 gün kaldı.

Anti tartar diyeceklerine kısaca "tartmaz" deseler nasıl olur?


25 yıl önce
Eskihisar Kalesi"nde şiirli bir gece
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak