Darbe girişimi gecesi savaş uçaklarının, askerî helikopterlerin ve tankların sesleri, silah seslerine karışırken…

F16 uçakları ses sınırını aştığı için duyulan patlamalar, bomba sanılırken…

Kapılar pencereler zangırdarken, camlar kırılırken…

Minarelerden yükselen ezan ve selalar, milletin moralini düzeltti.

“Es-selatu ve's-selâmu aleyke ya Rasulallah

Es-selatu ve's-selâmu aleyke ya Habiballah…”

(Ey Allah'ın Resûlu, selat u selâm üzerine olsun.

Ey Allah'ın Habibi, selat u selâm üzerine olsun.)

*

Biz öyle düşünüyorduk.

Ancak bazı yerlerde okunan ezan ve selalardan müthiş rahatsız olanlar varmış.

O kadar rahatsız olmuşlar ki, eline silah alıp camilere koşmuşlar.

Müezzinlere saldırmışlar.

Dayak atmışlar.

Önce bu tür menfur hadisenin bir iki yerde yaşandığına dair haberler geldi.

Sonradan öğrendik ki en az 60 yerde müezzinler saldırıya uğramış.

*

Kimi eline silah almış, kimi taş, kimi sopa.

Aradan iki aydan fazla zaman geçtikten sonra görüntüler ortaya çıktı.

İyi ki hemen görmedik o rezil saldırı görüntülerini.

Elindeki silahı müezzinin başına dayayıp “Sıkayım mı kafana?” diye ölümle tehdit eden mi ararsınız?

Taşla sopayla cami kapısındaki camları kıran, müezzinin koluna sırtına, neresine denk gelirse vuran mı?

Eğer bu görüntüler hemen prematüre darbe girişiminin ardından yayınlansaydı, çok daha kötü olurdu.

*

Bu insanlık dışı hareketlerin içinde nefret suçu var.

Din düşmanlığı var.

Millet düşmanlığı var.

Darbeye destek çıkmak var.

Ahlâksızlık var.

Şerefsizlik var.

Devlet malına zarar vermek var.

Ölümle tehdit etmek var.

Darp var.

*

Bu kadar rezilliğin bir araya geldiği yerde mahkemeden çıkan karar, serbest bırakmak.

Kamu vicdanı yaralandı.

Kamu vicdanı kanlar içinde yatıyor.

Yoğun bakım şart.

Görevini yapan müezzine saldıranları serbest bırakan hâkime böyle bir saldırı yapılsa, sonuç yine serbest yargılanmak mı olur?

Hâkimin müezzine, savcının imama, avukatın bakkala üstünlüğü mü var bu memlekette?

Vandallar, elini kolunu sallaya sallaya dolaşacaklar.

İsterse elleri cebinde dolaşsınlar.

*

Bir de ikinci cephesi var. (Yoksa CHP'si mi demeli?)

CHP vekilleri saldırganlara destek olmak için mahkemeye gidiyorlar.

Bizim iyi niyetli arkadaşlar da yangına körükle gitmemek için CHP'ye yakışmadığını söylüyorlar.

Hayır, çok yakışıyor.

CHP budur işte.

*

Oy verenlerin büyük bir kesimi yapılan bu saldırıyı hoş bulmayabilir.

Orasına itirazım yok.

Ancak, özündeki kafa budur, bakış açısı budur.

Ohal kararına karşı çıkmaktır.

Darbeye alkış tutmaktır.

Terör örgütünü masum göstermektir.

Teröristlerin cenazesine gitmek, ezana selaya karşı çıkmaktır.

Oy verenlerin çoğu bunları tasvip etmiyorlarsa, sorun kendilerinindir.

“Ben nasıl bir partiye oy veriyorum” diye oturup düşünsünler, akıllarını başlarına alsınlar.

CHP'yi kurtarmak, temize çıkarmak da bizim vazifemiz olmayıversin.

Biz de ezana, selaya sahip çıkalım, hatta hepimiz müezzin olalım.

Yoksa bu reziller tepemize çıkar.