|
Her yerde yangın var

Her yerde yangın var yangın var oğlum, bu ateş bize de sıçrayabilir, önce gönlümüzün çatısı yanar, sonra aklımızın ucu tutuşur, avcumuzu açsak gökler sağılmaz, sesimizi salsak asuman yutar, gözümüze inen kara bulutlar, bizden bize şimşek çakar durmadan, ötelere boynu bükük bakarız, gördüğümüz görüntüden ürkeriz, ama yüreğimiz tir tir titremez, çektiğimiz efkâr kâr kalır bize.


*

Her yerde zulüm var ölüm var oğlum, kâğıt basar insan alır Yahudi, Türkistan’da, Afrika’da, Açe’de, insanın insana ettiklerini, anlatamam sana kelimelerle, küfür tek millettir not al kenara, ne Karunlar gördü yalancı dünya, elbet zulmedenler zillete uğrar, sabırla beslenen mazlumun ahı, gün gelir göklerde bir ordu olur, ya Allah Bismillah Allahu ekber, nidasıyla başlar zafer şöleni.

*

Her yerde aç göz var tok göz var oğlum, bul karayı al parayı diyen var, devletin malına pusuya yatan, Müslüman kılıklı haramiler var, merhametin avlusundan geçmezler, kapatırlar deniz sahillerini, onlar avlar gül yanaklı kızları, onlar yaşar çok yıldızlı yerlerde, fakir fukaradan haberi olmaz, kendine değmeyen yılandan korkmaz, beş vakit avcunu göğe açarlar, konmaz yüreğine rahmet kuşları.

*

Her yerde insan var adam yok oğlum, başımıza buzlar yağdı Temmuz’da, altımızda toprak güm güm patlıyor, ha kaynadı kaynayacak denizler, bir nesli tarumar etti alçaklar, bizden kalan külde bir medeniyet, meydana getirmek size düşecek, iki bin on yedi bir Ağustos’ta, gönlümden dilime bunlar döküldü, sen benim yaşıma ulaştığında, birbirinden ayrılacak kemiğim, sancağı göndere sen çekeceksin.

*

Bir şiirdi okuduğunuz.

Tayyip Atmaca’nın on birli hece vezniyle yazdığı.

Yalnızca internette yayınlanan Hece Taşları’nın her sayısında, en başta böyle şiirler okuyoruz şair dostumuzdan.

Geçen yıl, internet dergiciliğinde Türkiye Yazarlar Birliği ödülü alan Hece Taşları, otuzuncu sayıya ulaştı.

Ciddi bir emek, azim ve gayret.

Karşılığı?

Samimi bir takdir.

Aldım, sattım, kazandım, zarar ettim tarafı yok.

*

Kimileri, nesir bile sayılamayacak satırları alt alta getirerek şiir yazdığını düşünürken, geleneğe yaslanan ve bugünün şiirini yazan Tayyip Atmaca, her ay bu şekilde kâğıda döktüğü şiirlerini nesir görünümünde sunuyor okurlara.

Bu tarzı nasıl isimlendirdiğini sorduğumuzda “Yanaşık hece” cevabı ile karşılaşıyoruz.

Yanaşık düzen eğitimini başarıyla tamamlamış mısralar, ilk bakışta düz yazı gibi karşımıza çıkıyor.

Ancak okuyunca anlaşılıyor.

«

O gelenek ki binlerce yıllık geçmişe sahip.

Aynı pınardan su içen şairler, her mısra ile birer tuğla koyarak, birer avuç harç ekleyerek, o muhteşem binayı yüceltiyor.

Dünyayı güzelleştiren sanat eserleriyle geleceğe uzanıyoruz hep birlikte okuyup yazarak.

Bir tartın, yukarıdaki satır görünümlü mısraları okuyanla okumayan bir olur mu?

Bu şekilde, gelecekte sancağı göndere çekecek olanlara hem miras bırakılmış, hem de yol gösterilmiş olunuyor.

Sonrası bahtiyarlık.

*

Aksi halde, geriye kalan, sadece ihtiyarlık olur ki geç vakitte ”Boşa mı yaşadık?” sorusunu doğurur.

Bir daha Temmuzlarda başımıza buzlar yağmasın diye bunca gayret.

Haramiler uzak dursun diye.

İçimizdeki ve etrafımızdaki uzak-yakın bütün yangınlar sönsün diye.

Söner mi?

Hem de nasıl.

Bir araya gelip tükürsek bile söndürürüz hepsini.

Gelebilsek…

#Tayyip Atmaca
#Gelenek
7 yıl önce
Her yerde yangın var
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset