|
Her yolu denediler, son numara: Ambargo

ABD’nin ambargo kararına karşı Meclis’te ortak bildiri hazırlandı. Dört parti imzalarken, yine bir parti arkasını döndü.

MHP lideri Bahçeli’nin kapatılmasını istediği parti.

Daha önceki hiçbir ortak bildiriyi desteklemeyenler, bugün o bildiriye imza atsaydı, hayret etmez miydik?

Nasıl oldu da bu defa Türkiye’nin yanında yer aldılar demez miydik?

Demek ki Merkez Efendi haklı, her şey ve herkes yerli yerinde.

*

Şöyle düşünelim… Ana vatan olarak ABD’yi gösterenler, orayı seçenler, o bildiriye imza atar mıydı?

Darbe teşebbüsüne katılıp da bugün müebbet cezasına çarptırılanlar, o bildiriye imza atar mıydı?

15 Temmuz gecesi tanklarla milletin üstünden geçenler, savaş uçağıyla bomba atanlar, cephanesi bitene kadar kurşun sıkanlar, imza atar mıydı?

Vatanı savunmak isteyenlere, göğsünü kurşunlara siper edenlere karşı “it sürüleri” diye bağıranlar, imza atar mıydı?

İmralı’daki posbıyık yahut Kandil’deki pisbıyıklar, o bildiriye imza atar mıydı?

Bunların hiç birine olumlu cevap veremiyoruz.

Öyleyse, o parti niye ABD’nin ambargo kararı karşısında, Türkiye’nin bütün kesimleriyle ortak hareket etsin?

Niye imza atsın? Eşyanın tabiatı denen bir şey var.

*

Kapatmak çözüm değil.

Daha önce çok parti kapatıldı bu ülkede. Hiçbir işe yaramadığı görüldü.

Kapatılmış parti çöplüğü büyüdükçe büyüdü.

Her kurulan partiye yeni bir isim bulma gerektiği için, alfabede kullanılacak harf kalmadı.

Vaktiyle parti kapatmayı zorlaştırmak için kanun çıkarmak istenince, o elemanlar yanaşmadılar.

Her kapatma mağduriyet doğuruyordu ve çok işlerine geliyordu.

Bugün de durum farklı değil.

Partisi pırtısı olduğu yerde dursun, herkes yerini bilsin; suç işleyen cezasını çeksin.

Aç kapa, aç kapa… İşi musluk reklâmına çevirmeyelim boş yere.

*

Müttefiktik, hasım olduk. Tam anlamıyla, düşman. ABD böyle gördü. Eh, biz de gerekeni görürüz.

Ajanda net’te söylediğimi tekrar edeyim. “Amerika, bittin oğlum sen” dedikten sonrası şöyle:

Bizim dostluğumuz değerlidir, kıymetini bilene. Düşmanlığımızın da hatırı sayılır. Tecrübe edenlere danışmak yeter.

Üstelik bilmedikleri bir husus, Türkiye artık eskisi gibi değil.

Köprülerin altından çok sular aktı.

Geç de olsa, az buçuk akıllandık. Geç de olsa, gücümüzü fark ettik.

Ayrıca ambargoya karşı şerbetliyiz. O sıkıntıları biliriz ve tahammülümüz büyüktür. Nesinden korkacağız? Ateş olsa cirmi kadar yer yakar.

Ne yapacak ABD? Bize karşı terör örgütleri mi kuracak? Ülkemizi bölmeye mi çalışacak?

Evvelce kurulmuş terör örgütlerine yirmi bin TIR dolusu silah ve cephane mi gönderecek?

Hem de gözümüze baka baka.

Ne yapacak? Ülkemizi yönetmeye mi yeltenecek?

Yöneticileri peşin yahut taksitli kampanyalarla satın mı alacak? Ekonomik saldırıya mı geçecek?

Spekülasyonla, manipülasyonla ve atmasyonla borsayı mı batıracak?

İçimizden satılık ve kiralık olmaya müsâit kim varsa arayıp bulacak, seçip yetiştirecek mi?

Darbe mi yaptıracak? Terör örgünün tepe yönetimine kucak açıp topraklarında mı pıpışlayacak?

Darbe yapanlara “Bizim oğlanlar” mı diyecek? Ne yapacak?

*

Her yolu denediler. Silahlısını silahsızını… Ekonomik saldırıları da gördük, hukuk saldırılarını da…

Nereye varabildiler? Asıl zorda olan onlar. Bütün yolları tükettiler ve bir sonuç alamadılar.

Dere tepe düz gittiler… Gece gündüz demediler… Yaz kış yol aldılar… Soğuk sıcak aldırmadılar…

Sonra… Dönüp baktılar ki bir arpa boyu yol gidememişler.

O hâlde kendileri düşünsün.

“Biz bu adamlarla düşman olmaktan ne kazandık, daha ne kazanacağız?” diye hesap yapsınlar.

Ne de olsa, iyi bilirler hesap yapmayı.

Dostluk daha avantajlı çıkar ve makas değiştirmeyi becerebilirse ne âlâ.

Yoksa, yazık olacak şu güzelim ABD’ye.

Sözün kısası, asıl “Eyvah eyvah” demesi gerekenler, kesinlikle biz değiliz.

#Ambargo
٪d سنوات قبل
Her yolu denediler, son numara: Ambargo
-Hac -İmama uymak -BES’te altın fonu
Küresel borç finansal sistemi tehdit ediyor!
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…