|
İrfan’ı yolcu ettik

İrfan Çiftçi’yi kaybettik. Şair, yazar, kültür adamı. Otuz yıllık arkadaşım.

Vefat haberini duyduğum anda, isim benzerliği olduğunu düşündüm.

Bizim İrfan değildir dedim.

Ölümü ona yakıştırmak zor geldi.

Fakat biliyoruz ki ölüm hepimize eşit mesafede. Genç yaşlı, çalışkan tembel bakmıyor.

Onu tanıyanlar, hep o güzel gülümsemesiyle hatırlayacak.

*

Yıllar önce beni Attila İlhan’la tanıştırmıştı.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Kulübü adına bir toplantı tertip ettiğinde, ikimiz gittik, Beyazıt Meydanında Kaptan’la buluştuk.

90’lı yılların başında.

Ne güzel bir gündü.

Attila İlhan’ın sohbeti çok tatlıdır, mâlûm. İrfan da ondan geri kalmazdı.

*

Gençlerle çok yakından ilgilenirdi.

Bütün ayrıntıları ortaya çıkaracak şekilde üst üste sorular sorar, tavsiyelerde bulunur, yol gösterirdi.

Tanıştığı kişilere özellikle gençlere ilk olarak, Fethi Gemuhluoğlu’nun “Dostluk Üzerine” isimli kitabını hediye etmeyi vazife bilirdi.

Çok sayıda bastırılmasına vesile olmuştu o değerli eserin.

*

Şairliği ve yazarlığı konusunda, çok sevdiği Yahya Kemal gibi davranırdı.

Kitap için ağırdan alırdı.

O yüzden yazdıklarının çoğu dosyalarında kaldı.

İleride diye düşünüyordu; tekrar gözden geçirme niyeti vardı, titizleniyordu.

Fakat organizasyon konusunda her zaman hızlı hareket ederdi.

*

Beraberce yaptığımız yurt içi ve yurt dışı gezilerinde, hiç şüphesiz kalabalık ekibin en renkli simaları arasında yer alırdı İrfan.

Ve hep “Buraya mutlaka tekrar gelelim” der, sık kullandığı ‘hususen’ kelimesini eklemeyi de ihmal etmezdi.

Kalabalık bir grup hâlinde memleketi Kars’ı gezmiştik.

İrfan bize rehberlik etmişti.

Birkaç gün süren bir toplantı dolayısıyla gitmiştik.

Kars’ı İrfan’la gezmek, Âşıklar Kahvesi’nde ozanları dinlemek, esnafı dolaşmak, çarşıda alışveriş yapmak, tarihî yerleri ziyaret etmek, herkese nasip olmaz.

Tabii, bir kere daha gelme konusunda mutabık kalarak bitirdik programı.

*

Onunla aynı ismi taşıyan değerli bir hocam vardı.

Bir gün bize geldiğinde, hocam İrfan Çiftçi’nin kitabını gördü.

“Ben bunu ne zaman yazmışım?” diye takılmıştı.

O günden sonra o kitap hatıra olarak onda kaldı.

Üsteli imzalayıp vermemi istemişti.

Bense, “Aslında senin adını taşıyor, senin imzalaman gerekir” demiştim de galiba ikimiz birden birkaç satır karalamıştık.

Vefat haberini duyduğum anda, “İsim benzerliği” olduğunu düşünmemin sebeplerinden biri de buydu sanırım.

*

Kars’ı, İstanbul’u, taşıyla toprağıyla bütün ülkeyi ve kardeşlerimizin yaşadığı coğrafyayı çok severdi.

İstanbul’da ise Fâtih ve Eyüp’ün ayrı bir yeri vardı onun gözünde.

Bir de Gebze’ye gönülden bağlıydı.

Fâtih’teki cenâze töreni sonrası Gebze’de toprağa verildi. Allah rahmet eylesin.

*

Aramızdan ayrılan arkadaşların sayısı gittikçe artıyor.

“Bu gidişle bizimkine katılacak kimse kalmayacak” diye düşünmeye başlıyor insan.

Mekânı cennet olsun.

O tarafta Attila İlhan’la buluştuklarında, “Yıllar önce tanıştırdığın o arkadaşın nerede?” diye sorabilir.

İrfan da gülerek “Yakında o da gelir Kaptan, merak etme” diyecektir.

Zira cenâze töreninde hocanın dediği gibi, vadesini doldurup aramızdan ayrılan sevdiklerimiz, bizim bu hususu hep hatırımızda tutmamızı tavsiye etmekteler.

#İrfan Çiftçi
#Attila İlhan
#Kars
#İstanbul
4 yıl önce
İrfan’ı yolcu ettik
Virüsün getirdiği değişim ve İslam
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!