|
Kim attı, kim vurdu?

İslam İşbirliği Teşkilatı son toplantısında FETÖ'yü “Terör örgütü” ilan etti.



Bizim için hayırlı bir gelişme.



Etmeyenler utansın.



Utansın da onlarda öyle bir yüz var mı?



İhtimalsiz.



Türkiye aleyhine çalışan bütün terör çetelerini kanatları altına alıp koruyan, dahası destekleyen ülkelerden böyle bir karar beklemek, saflıktan bile öte sayılır.



Kış kışlığını yapacak, düşman düşmanlığını.



Biz de bunu bilerek gardımızı alacağız.



*


İİT'nin aldığı karar FETÖ'yü ne ölçüde etkiler?



Herhalde pek umursamazlar.



Önemli olan, İslâm ülkelerinin nasıl baktığı değil, Batı âleminin tavrı onlar için.



Ebter, bugünlerde yeni bir örnek verebilir.



Mesela bir genç kız üzerinden.



Genç kız, gelin olup baba evinden çıktıktan sonra, yeni evini önceleyecektir hiç şüphesiz.



Anne babası, kardeşleri geride kalmıştır ne de olsa, yeni bir hayat kurmuştur.



İsterse sülalesi aleyhinde konuşsun, isterse bütün aşiret bir araya gelip onu kötülesin.



Zengin evine gitmiş, çoluk çocuğa karışmış, başka bir sülalenin parçası haline gelmiş.



Artık geride kalanların nasıl baktığı pek umurunda olmaz.



*


Darbe girişiminin başarılı olacağından o kadar eminmişler ki, 15 Temmuz'dan sonra gösterişli bir törenle ülkeye gelmeyi planlıyorlarmış.



Dahası, F. Gülen'in evlilik planı varmış.



Ebterlikten kurtulması, çoluk çocuğa karışması da plan dâhilinde.



Hz. İbrahim mübarek.



Belki bir adakta bile bulunur.



Hatta gökten koç inmesini de bekler.



*


Yaşlı bir adam doktora gider.



Muayenede adamın her tarafının döküldüğü anlaşılır.



Münasip bir lisanla durum kendisine söylenir.



Ve bir sürü tavsiye.



Şunu bırak, buna başla, şu ilaçları düzenli al, zira sağlığın hiç iyi değil.



Yaşlı adam kabullenmek istemez.



“Doktor, sen ne diyorsun? O kadar da abartma. Ben daha geçen sene evlendim. Genç bir karım var. Üstelik bir de çocuğum oldu.”



Doktor, tebessümle karşılar ve amcasından bahseder.



“Benim bir amcam var. Sizin yaşlarda. Bastonla yürüyor. Birkaç senedir ileri seviyede dalgınlık yaşıyor. Unutkanlık ilerledi. Bazen beni bile tanımadığı olur.”



“Eee…”



“Amcam av meraklısıdır. Eskiden beri arkadaşlarıyla ava çıkar. Geçenlerde yine çıkmışlar. Kalabalık halde ilerlerken, bir yaban ördeği görmüş. Tüfek omzunda asılı olduğu halde, bizimki dalgınlıktan bastonu kaldırıp nişan almış.”



“Bak sen…”



“Eski alışkanlıkla amcam bastonun sapını çekip ateş etmiş ve ördek düşmüş.”



Yaşlı hasta, şaşkınlıkla hikâyeyi merakla dinlerken, sonucu duyduğu anda kahkaha atar.



“Olur mu öyle şey?”



“Olmuş işte, ördek yere inmiş.”



“Başkası vurmuştur.”



“Hah” der doktor “İşte ben de bunu anlatmaya çalışıyordum.”



*


Aslında avcılar arasında niza çıkmaması, kim attı kim vurdu tartışması yaşanmaması için, herkesin saçması başka renkte olsa gerektir.



Aksi halde herkes, ördeği indiren saçmanın kendi tüfeğinden çıktığını iddia edebilir.



Saçmalamada sınır yok ne de olsa.


#İslam İşbirliği Teşkilatı
#FETÖ
7 yıl önce
Kim attı, kim vurdu?
600 TL’ye kadar ödenecek doğum yardımındaki kafa karışıklıkları
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?