|
Kimin diyeti yok ki!..

21 Yaşında Nükhet adında bir kız, şöyle söylüyordu şarkısında: "Size borcum yok artık, anılar..." O yaştaki birinin geçmişinde ne kadar anı olabilir, kime ne diyeti bulunabilir diye düşünmek mümkün. Ama eğer çok genç yaşta hayata atılmışsa o kişi, köprülerin altından haddinden fazla su geçmiş demektir ve öyle söylemekte haklıdır.

O şarkının üzerinden çok yıllar geçti. Nükhet Duru, yine zaman zaman anılara seslenip "Size borcum yok artık" demeyi sürdürüyor. Keşke herkes söyleyebilse bunu. Kimseye diyeti bulunmadığını açık açık ilan edebilse keşke insanlar. Bir seçimi kazanan belediye başkanı çıkıp konuşsa, ödeyecek diyeti bulunmadığını duyursa herkese. Bir parti lideri, seçimdeki başarısının yalnızca halkın desteğiyle olduğunu, başkasına borç ödeme durumunda bulunmadığını açıklayabilse... Ve söylediği de doğru olsa... Bunu yapabilecek kaç kişi vardır, gel de merak etme!..

Ne farkımız var?

Taşıtların dünyasına gözatmıştık dün. Beğendiğini bildiren dostlara teşekkür ediyoruz. Aslında biliyorsunuz, zaman zaman sembollere ihtiyaç duyuyor insan konuşurken, yazarken.

Uzaklara gitmeyi özleyen bir belediye otobüsünden,

Yokuşu zorlanarak çıkan kamyondan,

Bir yol ayrımında hangi yöne gideceğini şaşıran trenden,

Ambarında delik bulunan yorgun gemiden,

Kendisini kirletilmiş hisseden bir balıkçı teknesinden,

Tek tekerlekli bir el arabasından,

Özgürce yol almayı isteyen tramvaydan,

Mağmaya doğru ilerlemeyi içinden geçiren metrodan,

Kuşlara özenen yolcu uçağından ve bomba yerine çiçek götüremediği için utanç duyan bir savaş uçağından çok fazla farkımız olmadığını düşünüyorum.

Bir fark var evet, biz arzularımızı dile getirme imkanına sahibiz. Sadece o kadar.

O arzuları gerçekleştirmeye gelince, bir taşıt kadar çaresiz, "zınk" diye çakılıveriyoruz hayatın karşısında!..

Böyle çakılıvermelerin mümkün olabildiğince seyrek ve geçici yaşanması temennisiyle, dünya sürgününe devam edelim.

Gün ola, harman ola.

Çekirge''nin morali

- Hayrola Çekirge, ne bu vaziyet? Demoralize olmuş gibisin.

- Hayır Hocam... Demosmoralize oldum. Bugün bana bir şey sormayın.

- Peki öyleyse. Sana bugün dokunmuyorum.

Şu Amerikan uçakları

"İncirlik üssünden kalkıp Irak''a giden uçaklar, bizim üstümüzden geçiyor" diyor Mardin''den bir okurumuz. Tam şehrin üstünden geçmesi insanları rahatsız ediyormuş. Sadece Mardin''in değil, o hatta bulunan Gaziantep, Şanlıurfa, Viranşehir''de yaşayanların da aynı rahatsızlığı duyduğunu bildiriyor arkadaşımız. Kendi semalarının, ABD uçaklarına yol olmasına üzüldüklerini söylüyor. Daha yüksekten gitmek varken, insanları gürültüye boğmanın ne anlamı var? Ya daha yüksekten uçsunlar, ya başka bir hattan. En iyisi, hiç geçmemeleri tabii ki.

Zembil

Eskiden "zembil" denen bir şey vardı. Serdar Yegül, zembille ilgili düşüncelerini fakslayınca bir daha hatırladık.

Pazardan alınanlar zembile konulurdu. Hasırdan örüldüğü ya da koyu renk bezlerden dikildiği için, zembilin içinde ne olduğunu kimse görmez, aldığınız yiyeceklere giyeceklere imrenen olmazdı. Bu sebeple halk arasında şöyle bir tekerlemecik vardı:

Zembil,

İçindekini sen bil!

Oysa bugün şeffaf naylon poşetler aldı zembillerin yerini. Böylece "acaba kimse imrenir mi?" endişesi de neredeyse yok oldu. Sevgili kardeşimiz, poşetlerin de koyu renkte hazırlanmasının daha uygun olacağını söylüyor. Çok haklı.

Yarın 1 Mayıs

İki dileğimiz var: 1. Kutlu olsun.

2. Herkes haddini bilsin.

25 yıl önce
Kimin diyeti yok ki!..
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset