|
Kurdular bile!

Ecevit, Kıbrıs''ta sorularla, kameralarla kendisini bunaltan gazetecilere, düşünmek için zamana ihtiyacı olduğunu söyledikten sonra, "O kadar kolaysa, siz kurun hükümeti" dedi.

Bu sözlerle, güya gazetecilere cevap vermiş oluyor. İşinin ne kadar zor olduğunu vurguluyor. Tarihi bir karar vermek üzere olduğuna işaret etmiş ve dahası, basın mensuplarını da bu sözüyle başından def etmiş sayılıyor... İlahi Bülent Bey!..

Zaten öyle olmuyor mu? Yıllardır basın karar vermiyor mu kimin kiminle, ne şekilde hükümet kuracağına? 18 Nisan seçimlerinden sonra da gazeteler, televizyonlar aynı maksatla topyekün hükümet formüllerini dayatmaya başlamadı mı? Artık şunu anlamalısınız ki, sizin zamanınızdaki gazetecilikle bugünkü arasında epey mesafe bulunuyor. Belki farkında değilsiniz ama, medya hükümeti kurdu bile!..

Bu ayıp bize yüz yıl yeter!..

Bir Hasan Celal daha bulamayız... Bunu bile bile, uğurböceğini Meclis dışında bıraktık. Bu ayıp bize yüz yıl yeter!.. 1987''de Hasan Celal Güzel''in bürokrasiden ayrılıp politikaya girdiği dönemi hatırlayın. Bütün gazeteler aşırı bir övgüyle sözediyordu kendisinden. O zamanlar, aleyhinde tek satır çıkmamıştı neredeyse.

ANAP''taki Genel Başkanlık yarışında Yılmaz karşısında kaybedince, kendi partisini kurdu. 92''den beri, binlerce konuşma yaptı. Milyonlarca insanla kucaklaştı. Konuştuğu salonlarda, meydanlarda herkes yürekten inandı ona, sevgi duydu, coşkuyla alkışladı. Sarıldı, öptü tombul pembe yanaklarından. Ama sıra seçimde oy vermeye gelince, herkes gitti başka bir partiyi tercih etti.

"Doğrucu Davut" Hasan Celal Güzel''e sadece sarılıp öptüğü insanlar oy verseydi, bugün en az 50-60 milletvekiliyle girerdi Meclis''e. Girer ve 12 senedir yaptığı gibi mertçe politika yapardı.

Tek başına yedi başlı ejderhalarla mücadele edecek azmi yüreğinde taşıyan, bileği güçlü, kafası güçlü bir adama biz bunu çok gördük. Dededen babadan kalma ne varsa, bütün varını yoğunu bu uğurda harcamaktan çekinmeyen bir Anadolu yiğidini görmezden geldik. Sevdik ama sevgimizi belli etmedik.

Bir dilek tuttuk, "uç uç böceğim" dedik, uğurböceği uçmadı. Çünkü ölmüştü. Uğur böceğini öldürdük ve ondan sonra uğursuz hayırsızlara mahkum ettik kendimizi. Kimin ne kadar şikayet etmeye hakkı var, söyler misiniz?

Bir Hasan Celal daha buluruz belki, ama inanın o bulduğumuz "Güzel" olmaz!..

Karga''nın politik soruları

Başörtüsünden korkanlar, minare gölgesinden de korkar mı? Demirel aktif politikaya döner mi? Kartel, has adamı Mesut Bey''i gözden çıkardı mı? Seçimden yenilgiyle çıkan ÖDP lideri istifa edecek mi? Vural Savaş, şu sıralar parti kapatmayı düşünüyor mu? Ünlü solcu yazarlar arasında ülkücü bıyığı bırakmayı düşünen var mı? Son dönemde ''kışla'' görüntüsü veren üniversiteler, asker alacak mı? Devletin başına Devlet gelirken, MHP milletvekili başını açacak mı? Petrole yapılan zamlar gün aşırı olacak mı? Başörtülü şehit anneleri ordu evlerine girebilecek mi? Mahsun Kırmızıgül, seçim konserlerinin parasını ANAP''tan alabilecek mi? Nasıl sorular ama?

Tansu Hanım''ın yerini kimse tutamaz

Seçimden puan kaybıyla çıkan DYP bugünlerde iyice karışmış durumda. Tansu Çiller''in istifasını isteyenler, toplantı üstüne toplantı yapıyor. Genel başkanlık için kolları sıvayanların sesi her gün biraz daha yükseliyor.

Köksal Toptan, saygı duyduğum biridir. Ayvaz Gökdemir, saygının ötesinde sevdiğim biri. Necmettin Cevheri''nin siyasi tecrübesi tartışılmaz. Hiçbirinin millet sevgisinden ve hizmet sevdasından şüphe edemem. Ama şurası da bir gerçek ki, hiçbiri Tansu Çiller kadar güzel değil!..

Yoksa, boşuna mı yapıldı bu seçim?

Eğer MHP''ye Milli Eğitim, Adalet, Milli Savunma, İçişleri, Dışişleri ve Maliye gibi "kilit" bakanlıklardan hiçbiri verilmeyecekse... Kendi kadrolarını kurmalarına müsaade edilmeyecekse... Üzerinde büyük bir baskı yapılacaksa... Politikalarını uygulamalarına fırsat tanınmayacaksa... MHP''ye oy veren kitlenin isteklerini gözardı etmeleri istenecekse... Güvenilmeyecekse... "Milliyetçilik" problem haline getirilecekse... Ve dahası "terbiye altına" alınmış görüntüsü sergilenerek, sistemli bir şekilde, sorun çıkarmadan DSP''nin güdümüne girmesi beklenecekse... Böyle bir hükümete MHP niye girecek, söyler misiniz? MHP''nin programına, söylemine ve vaatlerine oy veren milyonlarca seçmen, boşuna mı oy kullandı? O insanlar, "üç hilal" yerine gidip doğrudan "güvercine" bassaydı mührü, madem öyle!.. Yahut, seçim öncesi iki laf çıtlatıverseydiniz de, CHP''ye barajı aştırıverseydik elbirliğiyle!.. MHP''ye "Herşey boş, herşey yalan; var biraz da sen oyalan" mı diyorsunuz şimdi?

Belgeselin tekrarını istiyoruz

Sevgili Kemal Öztürk, son belgeselin de muhteşem olmuş. Eline, gönlüne, kafana sağlık. Fakat ne oldu biliyor musun, tam yarısında elektrik kesildi. Şimdi ne yapmamız lazım?.. Rica etsek, o belgeseli tekrar etmeniz mümkün müdür? Bu işe ne der sizin müdür?

Çekirge formül peşinde

- Ergenekon Bakanlığı... Çayır-çimen Bakanlığı... Boş Vakitleri Değerlendirme Bakanlığı... Üç Hilal Bakanlığı... - Ne oluyor Çekirge? Neler saçmalıyorsun?.. - Hocam, yeni formüller arıyorum. - Ne formülü? - DSP, medya ve birtakım gizli güçler MHP''yi hem hükümete alıp hem de elini kolunu bağlamak istiyorlar ya... - Eee? - İşte onlar için hükümet formülleri geliştiriyorum. Böylece MHP, hükümetin "hem içinde hem dışında" yahut "ne içinde ne dışında" olacak. DSP ve diğer güçler için de herşey sütliman olacak... - De get Çekirge!..


25 yıl önce
Kurdular bile!
Bir kış gecesinin sakinliğiyle gelen…
Kara dinlilerle milletin savaşı
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar