|
Mahfel"i yaktılar!

Bursa''ya gittiğimde mutlaka uğradığım iki yerden biriydi Mahfel. Köşesinde oturup kahve içmek, büyük bir keyifti. Uludağ''dan gelen derenin şırıltısını duyarak, serin ve temiz havayı soluyarak hatıralara dalmak, "Şu masada kimler oturdu kimbilir... Şu döşemelerde kimbilir, kimlerin ayak izleri vardır" diye düşünmek, her zaman güzel olan çayını kahvesini daha da lezzetlendiriyordu sanki.

Karşı taraftaki "İstanbul Dersanesi"nin harabe haline bakıp, "Nasıl yaktılar o güzelim binayı" derdim, kahvenin bitmeyen köpüğünü yudumlarken. Yanımda mutlaka sevdiğim biri olurdu.

Köprüyü seyre dalardım, köprüden geçen insanlara bakar, her birine bir isim, bir meslek yakıştırırdım.

Zamanla zevk için gittiğim Mahfel, daha sonra farkettim ki bir mecburiyet altına almış beni. Sanki oraya uğramadan şehirden ayrılırsam, şehir bana küsecek! Yeşil, Tophane, Muradiye, Maksem... Evet, hepsinin ayrı bir yeri vardır gönlümde. Ama Mahfel başkaydı. "Maksem''e bu seferlik uğramasam da olur" diyebilirdim, yahut Muradiye''yi bir başka sefere bırakabilirdim de, Mahfel''de kahve içmeden dönemezdim. Orası için yaklaşık on yıl önce yazdığım ve henüz hiçbir yerde yayınlamadığım bir şiir vardı. İhsan Deniz''le konuşurken bahsetmiştim, İpek Dili''nde yayınlamayı konuşmuştuk. Daha şiire sıra gelmeden, bir duyduk ki Mahfel yanmış.

Bilmiyorum, "üzüldüm" demenin bir anlamı var mıdır? Yeter mi, anlatır mı hislerimi bilmiyorum... Mahfel''im benim.

Hesap zamanı

- Hocam, ANAP bir sözleşme hazırlayıp halkın huzuruna çıktı. Mesut Yılmaz diyor ki, "Benden hesap sorun!"

- Güzel bir yöntem Çekirge. Mesut Bey ne zaman hesap sormamızı istiyor?

- Bu seçimde kendisine oy verecekmişiz, ANAP tek başına iktidara gelecekmiş, eğer vaadlerini yerine getirmezse, ülkeyi kötü yönetirse, bir dahaki seçimde yani yaklaşık beş sene sonra, hiç oy vermeyerek cezalandıracak ve hesap soracakmışız.

- Ölme eşeğim ölme!.. O kadar uzun hesaba kimsenin aklı ermez ki Çekirge. En iyisi, biz bu seçimde soralım hesabı. Ne dersin?

- Ne diyeyim Hocam, çok kişi sizin gibi düşünüyor zaten. Halkın beş sene daha beklemeye tahammülü yok!..

CAMİ

Bazıları, kendini hayvan sanmaya devam ediyor

Mustafa Denizli iyi adamdır herhalde. Sigara içmemek de şüphesiz iyi bir şeydir. Hele Mustafa Denizli''nin sigara içmemesi pekiyi. İyi de, bunca iyiliğin arasına Darwin''in evrim teorisini ekmek arası köfte yapmak niye? Sağlık Bakanlığı''nın televizyon ve gazete ilanları, sigara içmeyen insanın faziletini uzun bir evrim hikayesinin ucuna takıyor. Yani, sigara içmemenin güzelliğine inanmak için, insanı yeryüzünde başıboş yaşayan, tesadüfen ayağa kalkmış bir ''hayvan'' olarak görmemiz gerekiyor. Sigarayı bıraktıracağız derken uyuşturucuya başlatmayasınız! (Dr. Senai Demirci)

İşçi problemleri

Öğretmen, devrimci... İşçi sınıfının iktidara geleceğine inanıyor. Bu inancını, hayatının her anında ortaya koyma gayreti içinde. "İşçi..." diyor da başka bir şey demiyor.

Derdi büyük devrimci öğretmenin. Halkın bilinçsizliğinden şikayetçi. O yüzden, çocukların küçük yaşta bilinçlenmesini arzu ediyor. Öğrencilerine yaptığı konuşmalarda, onların anlayabileceği kadarıyla davasını anlatmaya çalışıyor.

Duyduğumuza göre en son, çocuklardan "İşçi problemlerini" yazmalarını istemiş öğretmen. Çocuklardan biri şöyle yazmış:

1. Babası işçi olan Ahmet''in yaşı, annesinin yaşının yarısından 5 noksan. Annesi 30 yaşında ise, Ahmet''in yaşı kaçtır?

2. Bir işçinin tarlasının kısa kenarı, uzun kenarının üçte biridir. Kısa kenar 90 metreyse, tarlanın alanı ne kadardır?

25 yıl önce
Mahfel"i yaktılar!
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak