|
Mustafa’yı vuranı bize gönderin

15 Temmuz Çengelköy davasında sona gelindi.

İdam olmadığı için, bazılarının cezası müebbet.

Askerler ve öğrencilere ceza yok.

“Uyduk cemaate…” mantığıyla savunma yapanlar, ne emir verildiyse onu yerine getirdiklerini söyleyip boyun büküyorlardı mahkemede.

Hâkim Bey…

Rica etsek, Mustafa Cambaz’ı vuranı bizim gazeteye gönderebilir misiniz?

Ötekileri ne yaparsanız yapın.

İster müebbet verin, ister muhabbet verin.

Orasına karışmayız.

Bize o iki kurşunu atan yeter.



NE OLACAK BU FENER’İN HÂLİ?

Vakıfbank kadın basketbol takımı üçüncü defa dünya şampiyonu oldu, yine de Fenerbahçe’nin Akhisar’a yenilgisi gündemde daha fazla yer tutuyor.

Dünya şampiyonluğu sıradan, Fenerbahçe’nin düşme hattına girmesi olağanüstü bir durum gibi.

Portakalların mandalinaların desteklediği…

Koç’un başkan olduğu…

Kemal Bey’in “Mazinde bir tarih yatar, yaşa Fenerbahçe. Ne mutlu seni sevene, yaşa Fenerbahçe” diye alkış tuttuğu…

Ananas meraklılarının takımı, düşme hattına girmekle kalmasın, düşecekse düşsün.

Biri tutar, kaldırır.

Ya kolundan, ya kulağından.

Hem niye o kadar büyütülüyor ki?

Sanki düşman hattına girmiş.

Bir de şöyle bakalım:

Fenerbahçe mi yenildi, Akhisar mı yendi?

Mazisinde tarih yatan bir takımın, evvelce olduğu gibi, küçük bir ilçe takımına yenilmesinin arkasında yatan nedir?

Ayrıntı isteyen, birkaç gün önce burada yazdığımız “Yeşil ve siyah” başlıklı yazıya baksın.

ZULÜM NE ZAMAN BAŞLADI?

Gezi ihaneti günlerinde duvarlara “Zulüm 1453’te başladı” yazanlara rastlamıştık.

Cumhurbaşkanı birçoğumuzun aklına geleni dile getirdi.

Fransa’da da “Zulüm 1789’da başladı” yazanlar çıkar mı?

“Çıkmaz” dedi romancı bir arkadaş, “Fransızlar Türkçe bilmez.”

Bilseler de öyle yazmazlar.

Fransızca’sını da yazmazlar.

Söylediklerine bakılırsa, onlar yine ekmek derdinde.

Göstericiler ne diyor?

“Ekmek kırıntılarıyla yetinemeyiz, ekmek istiyoruz.”

Yine Paris, yine ekmek…

Bakalım kim “Pasta yesinler” diyecek.

*

Diğer Avrupa ülkeleri de heyecan içinde.

En minik ülkelerden Karadağ’da bile gösteriler başlamak üzere.

Başşehir Podgoritsa’da kıpırtılar görülmekteymiş.

İlginçtir, Karadağlılar tembel oluşlarıyla meşhurdur.

Kendileri bile tembellikleriyle dalga geçmek için tek nefeste üç fıkra anlatırlar.

Köpeğini akşam gezintisine çıkaran birini görmüştük orada.

Adam direksiyonda, elinde köpeğin tasması, köpek kaldırımda yürüyor, yürümek zor gelen sahibi de arabasını yavaş yavaş sürmekte.

Fıkra gibiydi.

Herhalde gösterilere de o şekilde katılırlar.

Arabasının direksiyonuna geçen, şehrin en geniş meydanına sürer, gerektiğinde protesto maksadıyla kornaya basmak için de yanında birini bulundurur.

#Mustafa Canbaz
#15 Temmuz
5 yıl önce
Mustafa’yı vuranı bize gönderin
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?