Çocuğun annesi dert yanıyor öğretmene. "Hocam, bu çocuğu ne yapacağız, bilmiyorum. Evden çıktı mı kendini unutuyor. Bir saat için çıkıyor, beş saat, altı saat sonra geliyor. Atariye merak sarmış, gidip saatlerce oyun oynuyor. Dersini yapmadığını, geç geldiğini babası öğrenince, sobanın maşasıyla dövüyor çocuğu. Onca dayağa rağmen bir şey değişmiyor. İki gün sonra yine geç gelmeler, yine sobanın maşası, yine dayak... Ah hocam, nasıl yapacağız, bu çocuğu maşa dayağından nasıl kurtaracağız bilemiyorum."

Öğretmen arkadaşımız çocuğun annesinden bu sözleri duyunca, ne diyeceğini şaşırmış. Nasıl akıl versin, kolay mı?

Kaloriferli bir eve taşınsalar, soba maşası kendiliğinden devre dışı kalacaktır ama, çocuğun huyu kolay kolay değişmez ki!.. "En iyisi eve bir bilgisayar almak" diyebilirsiniz. İyi dersiniz de, bilgisayarın fiyatı?

Terör, Kadıköy''deki Mavi Çarşı''yı kana buladı. Şimdi lanetler yağıyor. Polis, masum insanların canına kıyan o şerefsizleri yakalayacaktır, şüphe yok. Peki ne ceza verilecek onlara? Niçin öldürdükleri sorulduğunda teröristlerin ağzından hangi laflar dökülecek?..

Bazıları diyor ki "Demirel ve Ecevit ne zaman başa geçse, ülkede kötü şeyler oluyor. Bu adamlar ülkeyi doğru dürüst yönetemiyorlar." Kimileri de daha ileri gidip, "Bu gidiş darbeye işaret ediyor" diyor. Herkes istediğini söyler tabii. Hiç bir laf, hayatını kaybedenlerin yakınlarını rahatlatmaz, onların yüreğine su serpmez.

Yakalanan caniler şunu diyebilir mi mesela:

"Başta Demirel ve Ecevit olduğu için bombaladık. Onlar var diye öldürdük insanları..."

Yahut ikinci ihtimal senaryoya destek babından şöyle bir açıklama yapabilir mi içlerinden birkaçı:

"Çok zaman geçti, memlekette darbe olmadı. Biz de baktık ki bu gidiş gidiş değil. Bir katkımız olsun diye ortalığı kana buladık. Eğer vatana bir hizmetimiz dokunursa, mutlu olacağız."

Cumartesi gecesi, bir itfaiye eri ile konuştum. Cesetleri ilk çıkartanlardan biriydi. "Olmaz böyle şey!" diyordu. Suratı asık, kaşları çok fena çatıktı. "O adadaki herifi versinler elime, ne yapacağımı hiç sormasınlar."

Turizmciler, bu Kurban bayramında Paris''e götürecek "koç gibi" müşteriler arıyor.

Bu işle uğraşan şirketlerin müşteriye yönelik ilanlarından biri şöyle:

Ceket fiyatına paris!

Cep telefonu hediyeli!..

Cep telefonu neyse de, bu ceket konusu biraz kafa karıştırıyor. O nasıl cekettir öyle söyler misiniz? Vallahi çok merak ettik!..

Günümüzde hemen her alanda kullanılan bilgisayarın verilen komutları ve bilgileri nasıl algıladığını hiç düşündünüz mü? Evet müzikten görüntüye, yazıdan resme her şeyden anladığı ve üzerinde işlem yaptığı bilinen bilgisayarın aslında bildiği sadece iki şeydir: 1 ve 0.

Bilgisayar, bilgileri ve verileri-data diliyle sayı olarak işler ve saklar. Her şeyi elektrik akımına göre düzenleyen bilgisayar elektrik akımının olup olmamasına göre verileri ele alır. İkili sisteme göre kodlamada; 0 elektrik yok, 1 elektrik var anlamına gelir. Bilgisayar dilinde 0 ve 1''in her birine ''bit'' adı verilir. Sekiz bitlik seriler halinde saklanan data paketlerine ''byte'' denir.

Resimden fotoğrafa, sözcükten müziğe her türlü bilgi sadece bu iki sayının oluşturduğu kombinasyonlarla algılanır. Meselâ B harfi bilgisayarda 01000010 şeklinde algılanır, işlenir ve saklanır.

İstanbul Valiliği, eylem yapılacak alanları açıkladı. Açık alanlar: Şişli Abide-i Hürriyet, Beykoz çayırı ve Kazlıçeşme.

Valiliğe ricamızdır, lütfen tez zamanda bir "Eylem el kitapçığı" neşredip zırt-pırt eylem yapanlara dağıtın. Vatandaş cahil kalmasın.