|
O sırrı merak edenler, cevabı nerede bulacak?

Biri diyor ki senede bir milyon kazanmıyorsan, hiç uğraşma.

O bunu lira cinsinden söylerken, öteki dolar olarak düşünüyor.

Bir diğeri ise, asgari ücretle ev geçindirme derdinde.

Ve sırtındaki ağırlık her gün biraz daha artıyor.


Kanaatkâr, tevekkül sahibi Anadolu insanı dendiğinde hangisi akla gelir?

*

Helal kazancı önemseyen, alnının teriyle kazanılmış üç kuruşu, haksızlıklarla edinilmiş milyonlara tercih edenler çoğunluğu oluşturmasaydı, inanın biz çoktan perişan olurduk.

İnsanların sırtına basarak yükselen, pek çok kişinin hakkını gasp ederek çuvallar dolduran ve fırsatını bulduğu zaman da çevresinde bulunan o kişilerden helallik isteyenler, ne kadar acınası ve aynı zamanda komik duruma düştüklerinin farkında değiller mi acaba?

Neyse ki o tipler azınlıkta.

Zaten teknik olarak da çoğunlukta olmaları imkânsız.

*

Ülke tv’de “Şoray Uzun Yolda” programını fırsat buldukça seyretmeye çalışıyorum.

Uzun, burada hem Şoray’ın soyadı, hem yolun ilk adı.

Tasarruf tedbirleri çerçevesinde tek kelime ile idare yoluna gidildiğini sanmayalım.

İsme vurgu yapmak gerekiyor. Çünkü isimler önemli.

Programın kalitesi isminden başlar.

Örneğimizde olduğu gibi.

*

Aslında bu tekrar program; evvelce Kanal 7’de yayınlanmıştı.

İlk yayın tarihi 4 Nisan 2005, son program ise 26 Haziran 2008’de.

Toplam 240 bölüm.

Şimdiki yayınlar da ilgi ile takip ediliyor.

Çünkü son derece içten.

*

Güzel ülkemizin dört bir köşesini şehir şehir, köy köy dolaşan Şoray, samimiyetin zirvesinde.

Her bölümde bir parça rol yapıyor gibi görünse bile, hep kendi havası içinde.

Konuştuğu insanlar da son derece doğal davranıyor.

Gündöndü, fındık, üzüm, incir, çay, zeytin, karpuz akla ne gelirse bütün üreticilerle konuşuyor.

Balıkçısı, tamircisi, şoförü, emeklisi, bankacısı, öğretmeni, ev kadını, iş kadını karşısına kim çıkarsa minicik yaka mikrofonuyla hemen sıcak bir sohbet kuruyor.

Kına gecesi, nişan, düğün, sünnet…

Anadolu’yu görüyoruz.

Anadolu derken, Trakya’yı dışlamış değiliz.

İçinde o da var elbette; memleket bir bütün.

*

Aradan çok zaman geçmiş sayılmaz ama şimdiden bir klasik haline geldi.

Sosyal yapıyı görüyoruz.

Yıllar içindeki değişmeye şahit oluyoruz.

Gelenek ve görenekler karşımıza çıkıyor.

Bölgeden bölgeye âdetleri öğreniyoruz.

İnsanımızın ne kadar misafirperver olduğunu görüyoruz.

Konuştuğu yaşlıların, gençlerin nasıl evlendiklerini aktarıyor Şoray.

Gelin kaynana ilişkisine temas ediyor, gelin görümce arasına şaka yollu laf sokuyor, eşlerin birbiriyle geçimi üzerine iğneleme yapıyor…

Her ne söylerse gülerek söylediği için de hoş karşılanıyor.

Bazen pot kırdığı da oluyor ve o da kendi doğallığı içinde hiç kimsenin gözüne batmıyor.

Kimi zaman da son derece ilginç kişilerle sohbet ediyor.

*

Şoray’ın en gerçek hali olduğunu söylemek mümkün.

Dizilerde rol yaptığını biliyoruz.

Burada daha çok kendini oynamakta.

Yüz yıl sonra, Şoray Uzun Yolda programının çok daha değerli olacağını, tam bir belge niteliği kazanacağını rahatlıkla tespit edebiliriz.

Bu tür programların daha fazla yapılması ne güzel olurdu.

On yıl kadar önce Şoray’ın sohbet ettiği kişilerden bazıları bugün hayatta değil.

Bu bile önemli bir nokta.

Keşke Şoray’ın vakti olsa da tekrar dolaşsa memleketi bir baştan bir başa.

*

Geçen yıl 15 Temmuz’da bir darbeyi bu millet elleriyle durdurdu.

Nasıl oldu bu iş diye bütün dünyanın ağzı açık kaldı.

Tankla, silahla, uçakla üstüne gelenler geri püskürtüldü.

Bu işin sırrını merak edenler, Anadolu insanını yakından tanımalı ve bu tür programlara bir de o gözle bakmalı.

#Şoray Uzun
#Televizyon
#15 temmuz
7 yıl önce
O sırrı merak edenler, cevabı nerede bulacak?
Reis’i tanıdığım o günlerden bugünlere…
Bir bu eksikti...
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’