|
Pişmanlıkları bile sahte

Öz yönetim, özerklik diyerek yola çıkanların bir kısmı, elleri havada teslim olmaya başladı. Silahları bırakmış, ikişerli sıra olmuşlar, ellerini kaldırarak ilerliyorlar.



“Yere yat” komutuyla peş peşe uzanıyorlar.



Öndeki ikisi ayakta.



Komutan üstlerini çıkarmalarını söylüyor, çıkarıyorlar.



Bomba taşımadıklarının görülmesi gerek.



Sırayla gelip teslim oluyorlar.



*


Sonra açıklamalar başlıyor.



Büyük pişmanlık içinde olduklarını söylüyorlar.



Kullanıldıklarını fark etmişler.



Örgüt onlara iyi davranmamış.



Yemek bile vermemişler de terk edilen evlerden makarna, bulgur ne buldularsa yemek zorunda kalmışlar.



Diğer gençlere sesleniyor her biri.



Bizim gibi kötü yola düşmeyin diyorlar.



Dağa çıkmayın, kanmayın diyorlar.



Ailenizin yanından ayrılmayın, annenizin babanızın sözünü dinleyin diye nasihat veriyorlar.



*


Tam bir müsamere.



On dakika öncesine kadar, hepsi onları teslim alan askerlere, kurşun sıkıyordu.



Yollara bombalar döşemişlerdi.



Evlere bombalı tuzaklar kurmuşlardı.



Etrafı sarılınca, başka çıkış yolu kalmadığı belli olunca, beyaz bayrak niyetine sopanın ucuna asılmış kirli fanilaları uzatıp ortaya çıktılar.



“Teslim oluyoruz… Ateş etmeyin…”



Kaçış yolu bulamayınca, ölmek yerine teslim olmayı tercih ettiler.



Neyin pişmanlığı bu?



Bazıları çocuk yaşta olabilirler ama karşılarında bulunanları da çocuk gibi görüp kandırmaya mı çalışıyorlar?



İnandırıcılık seviyesi sıfır.



Eğer gerçekten pişman olsaydılar, kuşatılmadan önce teslim olmaları gerekirdi.



*


Bu sahneleri görüp de pişmanlık masalına inanan var mıdır?



Hiç sanmam.



En başta kendileri inanmıyor.



Örgüttekiler inanmıyor.



Dağa çıkma niyeti taşıyan gençler inanmıyor.



Onları teslim alan askerler inanmıyor.



Görüntülerini kamerayla çekenler inanmıyor.



O görüntüleri yayınlayanlar inanmıyor.



Hepsinden önemlisi, ekran başında seyreden millet inanmıyor.



Devleti yönetenler mi inanacak?



Yargılayacak olan hâkim ve iddianame hazırlayacak savcılar mı inanacak?



Pişmanlıkları bile sahte.



*


Vatandaşlardan bir kısmı o sahte pişmanlık beyanlarına inanmadığı için, yargılanmalarını bile istemiyor.



“Kafalarına sıkın” diye mesaj gönderenler var.



“Onlar olsa, öyle yapardı…”



İşte burada durulacak.



Devlet, teröristler gibi mi davransın?



Ne diyordu Aliya rahmetli…



“Düşmandan farkımız kalmayacaksa, savaşmanın ne anlamı var?”



*


Yazı burada bitti aslında.



Yine de ufak bir ek yapalım.



Şehirlerin, kasabaların, atom bombasına maruz kalan Hiroşima'ya dönmüş halini gördük.



Pişmanlık falan bir tarafa…



Mutlaka bunun hesabı sorulmalı.



Okullar, hastaneler, camiler, evler, ne varsa hepsi dümdüz.



Arabaların iskeleti kalmış sadece.



Caddeler, sokaklar perişan.



Bu zarar ziyanın hesabı çıkarılıp ona göre ceza kesilmeli.



Kişi başı üç yüz yıl hapis verilse bile kurtarmaz.



*


Toplu halde teslim olanlara bakıp, terör örgütü bitti zannetmek de büyük gaflet.



Büyük turplar, olduğu gibi duruyor heybede.



Heybe nerede? Heybenin iki gözü vardır malûm; biri dağda, diğeri Ankara'da…


#Öz yönetim
#Devlet
#Teröristler
8 yıl önce
Pişmanlıkları bile sahte
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü
‘Korkuluk’…