Hazır tarih konusundan söz açmışken, biraz gündem dışına çıkalım ve sorular çalındığı için ertelenen üniversite sınavına hazırlananlara bir miktar yardımcı olalım. İşte, akıntıya kürek çeken Engüşt-i Mihin''den Serkan Köksal''ın çoktan seçmeli birkaç sorusu:

1. Alacahöyük''te yapılan kazılarda yüzeyden derine doğru üç katman bulunmuştur. En alttaki katmanda şekil verilmiş taşlara ve çeşitli hayvanların kemiklerine, ikinci katmanda bakır kaplara, tunçtan yapılma küçük heykelciklere ve sivri uçlu bıçaklara, en üst katmanda ise bir laptop bilgisayara ve cep telefonuna rastlanmıştır.

Bu bulgular, aşağıdaki şıklardan hangisini doğrular?

A) Alacahöyük topraklarının hububat yetiştirmeye elverişli olmadığını

B) Köpeklerin kemik gömme alışkanlığının çok eski çağlarda da var olduğunu

C) En alttaki katmanın, en üsttekine göre daha altta olduğunu

D) Gün gelip bizim de toprak olacağımızı ve bu toprağa yeni katmanlar ekleneceğini

E) Hiçbiri ya da hepsi, ne farkeder

2. Türk denizciliğinin uzun süredir gelişememesinde aşağıdakilerden hangisinin yeri yoktur?

A) Türk sınırları içinde okyanus olmaması

B) Türk denizlerinde suyun kaldırma kuvvetinin zayıf olması

C) Jet ski bilincinin Türkler''de gelişmemiş olması

D) Denizlerde koli basili oranının yüksek olması

E) Türkler''in Piranha, Jaws ve Moby Dick filmlerinden olumsuz yönde etkilenmiş olmaları

3. Lale Devri''nin en önemli özelliği aşağıdakilerden hangisidir?

A) Lale Mansur, Lale Belkıs gibi kişilerin patlak vermesi

B) AGB raporlarına göre praym taymda lale yetiştiren ilk on ülke arasında birinci sırada yer almamız

C) İnsanlarda gelecekte "Keşke Lale Devri''nde yaşasaydık" şeklinde bir düşünceye sebep olması

D) "Kerata" Karettaların nüfusunun en yoğun olduğu dönem olması

E) Gelecek yüzyıllardaki tarih kitaplarına yazılıp, üniversite sınavlarında sorulabilecek iyi bir malzeme olması.

Tarih, son günlerde Ankara''da yaşananları ne şekilde yazacak, Demirel''den, Ecevit''ten, Bahçeli, Kutan, Çiller ve Yılmaz''dan nasıl bahsedecek, Merve Kavakçı için ne diyecek şimdiden bilemeyiz.

Bilemeyiz çünkü tarihi kimin yazacağı, hangi kafayla yazacağından haberimiz yok henüz. Emin Oktay gibi biri mi, Yılmaz Öztuna gibi biri mi, yoksa Cemal Kutay gibi biri mi yazacak tahmin edemiyoruz.

Şurası kesin, bugün nasıl iki yönlü değerlendirme yapılıyorsa, yarın tarih sayfalarında da o şekilde yer alacak yaşadıklarımız. Torunlar da okuduklarına bakıp gülecekler. "Ulan bizimkilerin de bir zamanlar hiç kafası basmıyormuş bu demokrasi işlerine, özgürlükten bile anladıkları yokmuş" diyecekler büyük ihtimal.

İnşaallah öyle olur, yoksa "Bir zamanlar ne serbestlik varmış bu memlekette" diye hayıflanacaklarsa, vay halimize, vay hallerine!..

İki resim... Birisi, cumhuriyetin ilk ''Meclis''i, diğeri son Meclis.

Bir ilk Meclis''in açılışına bakın, bir de bugünkü Meclis''in açılışına.

İlk Meclis''te yoksulluk var, okullardan toplanan sıralar, bağışlarla onarılan çatı, cuma namazından sonra dualarla ve Kur''an okunarak açılış...

Bugünkü Meclis''in açılışında ise kavga, gürültü, şamata, kargaşa, patırtı, bağırış, protesto... Ve fakat ceylan derisinden milyarlık koltuklar...

Birinde özgürlük ve bağımsızlık, diğerinde özgürlüklerin kısıtlanması...

Birinde davul zurna, halk oyunları, diğerinde çirkeflik...

Birinde Atatürk''ün kendisi var, diğerinde Atatürkçü geçinenler...

Koskoca devlet, iki tane soru kitapçığını koruyamadı. Öyleyse, bu devlet, seçimlerde oy sandıklarını nasıl korudu acaba? Yoksa koruyamadı mı?

Gel de şimdi seçime bağımsız milletvekili adayı olarak katılan adamın "Yahu en azından ben kendime oy verdim, buna rağmen bana sıfır oy çıktı" sözü üzerine şüpheye düşme!.. Karga

Şu darbe heveslileri ne zaman Meclis''in kepenklerini indirteceklerse indirtsinler de biz de tatile çıkalım.