Ne istiyonguz, bizden ne istiyonguz?... diye sormuşlar sessiz çoğunluğa. "Şunları istiyoruz" demiş sessiz çoğunluğun temsilcisi fısıltıyla:
- Sessiz çoğunluk, bombasız bir hayat istiyor.
- Sessiz çoğunluk, gonuşan Türkiye istiyor.
- Sessiz çoğunluk, başörtmenin okumaya, çalışmaya engel olmadığı bir ülke istiyor.
- Sessiz çoğunluk, eskiden kendilerine ''yarasa'' deyip şimdi oy isteyenlerin birazcık utanmasını istiyor.
- Sessiz çoğunluk, DGM''lerin yerine İGM''lerin (İnsan Güvenlik Mahkemesi) kurulmasını istiyor.
- Sessiz çoğunluk, mutfağındaki yangının sönmesini istiyor.
- Sessiz çoğunluk, evinin kirasını kimseden borç almadan ödeyebilmek istiyor.
- Sessiz çoğunluk, çocuklarını rahatlıkla ve güvenle okutabilmek istiyor.
- Sessiz çoğunluk, artık sırtındaki sesli azınlığı sırtından atmak istiyor.
- Sessiz çoğunluk, fişlenmek değil, güçlenmek istiyor.
- Sessiz çoğunluk, patates cipsi değil gazete okumak istiyor.
- Sessiz çoğunluk, onurlu bir yönetim istiyor.
- Sessiz çoğunluk, artık sesli çoğunluk olmak istiyor.
Sevgili Tayyip Amca, bir kere daha duydum, bir daha söylediler, seni ille de hapse atacaklarmış. Çok üzüldüm. Senin ne yaptığını hâlâ anlayamadım ama, neyse... Babam diyor ki şiir okumuşsun. O zaman ben de karar verdim, okulda şiir okumayacağım. Öğretmen oku dese bile okumak istemiyorum. Çünkü şiir okumak galiba çok kötü bir şey. Daha önce ben bir şiir okumuştum. Onu son olarak senin için okumak istiyorum.
Damdan düştü bir kurbağa,
Kuyruğunu titretti,
Bunu gören jandarmalar karakola iletti
Aldılar götürdüler mezarını kazdılar
Mezarının üstüne şu yazıyı yazdılar:
Damdan düştü bir kurbağa
Kuyruğunu titretti,
Bunu gören...
....
Bu şiirde de bir sakınca bulurlar mı acaba Tayyip Amca? Beni de hapse atarlar mı?
Askerdeyken iki arkadaş, terhis olduktan sonra ne iş yapacakları üzerine epeyce kafa yormuşlar. İkisinin de sermayesi sıfır. İkisinin de katvizitlerine yazacakları cafcaflı bir mesleği yok. Ve neticede ne yapıp edip "limon" işine girmeye karar vermişler.
İki-üç yıl sonra karşılaştıklarında hasretle birbirlerine sarılıp sohbete dalmışlar.
- Ne yaptın, girdin mi limon işine?
- Girdim. Geldikten sonra hemen bir sandık limon alıp salı pazarına çıktım. O gün bugündür limon satıyorum. Sen ne yaptın?
- Ben de limon işine girdim. Yalnız, bir sandık değil, bir kamyon limon aldım.
Cumhurbaşkanı Demirel, Özbekistan''da İmam Buhari Türbesi''nde dua etti. Onu görenler, "Acaba bu davranışıyla Cumhurbaşkanımız''ın laikliğine bir halel gelir mi?" endişesine kapıldılar. Fakat konunun uzmanları, "Halel malel gelmez, merak etmeyin... Helal olsun, yakışır!.." şeklinde açıklama yaptılar.
Demirel,"Seçimler ertelenirse dünyanın sonu gelmez" diyor. Bu üslup, Namık Kemal''in Vatan Yahut Silistre''sindeki kahramanın bir sözünü hatırlattı. Her lafın sonunda şöyle diyordu asker:
"- Kıyamet mi kopar?.."
O askerin sonu nasıl olmuştu, kıyamet kopmuş muydu, hatırlıyor musunuz?