|
Zevk konusunda gizli kayıt

''Abi…”



“Buyur kardeş.”


“Bir sıkıntım var.”



“Hayırdır?”


“Derdim büyük.”



“Anlat, belki bir yardımım dokunur.”


“Nasıl söylesem, bilmiyorum.”



“Kasma kendini. Her derdin bir çaresi vardır.”


“Orası öyle de…”



“Söyle o zaman.”


“Abi, ben geçenlerde kötü bir şey yaptım.”



“Ne yaptın?”


“İçki içtim.”



“Niye?”


“Mecbur kaldım.”



“Ha, o zaman başka. Mecbur kaldıysan, ruhsat var, biliyorsun.”


“Hizmet için abi…”



“Anladık. Bu muydu derdin?”


“Sonrası da var abi.”



“Nasıl sonrası?”


“Daha büyüğü.”



“Ne ettin? Gel hele şöyle daha sakin bir köşeye geçelim.”


“Geçelim abi.”



“Nedir?”


“Şey abi… Hık, mık…”



“Bırak şimdi hık mıkı. Hizmete zarar verecek bir şeyler mi çevirdin?”


“Yok abi… Şey yaptım ben.”



“Söylesene oğlum, ne yaptın?”


“Zina yaptım abi.”



“Haydaaa…”


“Dur abi, kızma. Gerçi kızsan da haklısın ama…”



“Yoksa o da mı mecburiyetten.”


“Hah. İşte öyle. Bu da mecbur kaldığımdan ve sırf hizmet için.”



“Tamam aslanım, onun da ruhsatı var. Ziyanı yok. Olmuş bir kere. Merak etme. Üzme kendini.”


“Orasını biliyorum da abi…”



“Ne oluyor lan? Daha büyüğü de mi var diyeceksin şimdi?”


“Hem de nasıl abi. Hem de nasıl…”



“Nasıl?”


“Mecbur kalınca içkiye de zinaya da zevk almamak şartıyla ruhsat olduğunu biliyorum da… İşin kötü tarafı, ben zevk aldım abi…”



“Deme yav… Zevk mi aldın?”


“Hem de nasıl… İşte o yüzden sıkıntım. Benim suçum büyük abi.”



“Eeee… Öyle görünüyor. Niye zevk aldın aslanım?”


“Tutamadım kendimi abi. Duygularıma hâkim olamadım.”



“Belli… Hiçbir şeyine hâkim olamamışsın.”


“Ne olacak şimdi? Büyük abiler duyar mı? Duyunca kızarlar mı?”



“Dur bakalım. Bu konu aramızda kalsın. Ben danışır, sonucu sana bildiririm. Ama okkalı bir ceza alabilirsin.”


“Bir tür tokat falan mı abi?”



“Bilmiyorum tokat mı mokat mı gelir. Fakat iş sakat. Onu bil.”


“Farkındayım abi.”



“İyi bari…”


“Keşke hiç bulaşmasaydım. Keşke hiç zevk almasaydım…”



“Bırak şimdi keşkeyi meşkeyi. Sen kendini toparla. Bir hal çaresini buluruz.”


“Sağol abi. Şimdi ben kafayı fena taktım. Gidip bir daha denesem diyorum. Belki bu defa zevk almamayı başarabilirim. Ha? Ne dersin abi?”



“Otur oturduğun yerde. Dur bakalım. Sakin ol biraz. Sonucu alalım, ona göre davranırız. Belki ben sana öğretirim o işin yolunu.”


“Sahi mi? Öğretir misin abi?”



“Niye öğretmeyeyim koçum… Bizim görevimiz, hizmet yolunda bütün bildiklerimizi siz gençlere öğretmek değil mi?”


“İyi ki hizmetteyiz abi ya… Yoksa halimiz nicolurdu?”


#Öğretmek
#Farkındalık
7 yıl önce
Zevk konusunda gizli kayıt
Öcalan"ın kara kaşı, kara gözü için değil
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!