|
Haberler iyi, tepki zayıf

Dün piyasalar zayıf bir açılış kaydetti. Gün içinde borsanın düşme, faiz ve kurların da yükselme yönünde temayülü devamlı olarak kendini gösterdi. Ancak bu satırların yazıldığı saatlerde piyasalar bu düşüş temayülüne karşı hâlâ ciddi bir direniş sergiliyordu.

Önümüzdeki günlerde ne olabilir?

Geçen hafta yaşanan gelişmeler, belki bu soruya bir cevap niteliğinde olabilir. Uzunca bir müddettir piyasaların coştuğunu, ancak reel kesimle ilgili dünyanın dört bir yanında açıklanan verilerin bu coşkuyu tam anlamıyla açıklayamadığını ifade ediyorduk. Krizi geride bıraktığımıza dair kesin kanıtlar hâlâ elimizde yokken, piyasaların bu aşırı coşkusunu birçok kişi gibi biz de yadırgıyorduk.

Geçen hafta hem Avrupa''da, hem de ABD''de bir takım veriler açıklandı. Avrupa''da AB ülkelerinde yeni sanayi siparişlerinin Haziran ayında % 3,1 arttığı ilan edildi. Bu artış, endeksin geçen yılın Temmuz ayından bu yana ilk artışını simgelemekle kalmıyor, aynı zamanda da piyasa beklentisi olan 1,6''lık artış oranının neredeyse iki katı.

Avrupa''da geçen hafta ortasında açıklanan ve Almanya''nın iş âlemi beklenti anketi niteliğinde olan IFO anketi de, iş ortamı, beklentiler ve mevcut koşullar açısından değerlendirilen kalemlerin her birinde beklentilerin hayli üzerinde müspet gelişmeler olduğunu ortaya koydu.

Okyanusun öbür yakasında ise, ABD tüketici güven endeksinin, Ağustos ayında % 54''e çıktığı ve böylece piyasa beklentisi olan % 48''i oldukça aştığı açıklandı. Yine yakından takip edilen bir başka veri olan ve ABD''de 20 şehir merkezindeki konut fiyatlarını takip eden S&P Case-Shiller endeksi de benzer bir performans kaydetti. Endekse göre, Haziran ayında konut fiyatları bir önceki aya nispetle % 1,1 yükselmiş ve böylece yıllık düşüş oranı % 15,4''e gerilemişti. Burada da beklenti, yıllık düşüş oranının % 16,4''te kalacağı yönündeydi. Özetle veri, krizin başlangıç noktası olan konut piyasasında düzelmenin başladığını teyit ediyor.

Yine ertesi gün açıklanan ABD''de yeni konut satışları verisi de, Temmuz ayında satışların % 9,6 yükselişle son 10 ayın en yüksek seviyesine çıktığını, aylık artış oranının ise Şubat 2005''ten bu yana aylık bazdaki en yüksek artış olduğunu ortaya koydu.

Aynı gün açıklanan Temmuz ayı dayanıklı mal siparişlerinin ise (artışının önemli bir kısmı ticari amaçlı uçak siparişlerinden kaynaklanmış olsa da) % 4,9 gibi hem beklentilerin üzerinde, hem de son bir yılın en güçlü artışı olan bir oranda çıkması kayda değerdi.

Böyle, oldukça müspet ve piyasa beklentilerinin hayli üzerinde verilerin ilan edildiği bir haftada, piyasaların da bu verileri oldukça coşkulu bir şekilde karşılaması beklenirdi. Nitekim Nisan ayından bu yana piyasalar çok daha az müspet verileri, oldukça coşkulu karşılamış ve düzelmeye ait net bir bilgi sunmadığı halde bu verileri, yükselen piyasa dinamiklerini sürdürmek için kullanmıştı.

İlginçtir; reel kesime ait veriler açısından düzelmeyi ilk kez bu kadar net bir şekilde sunan bir haftada, piyasalar istim kaybetmiş gözüküyordu. Özellikle Perşembe günü, art arda açıklanan müspet verilere verilmiş karamsar bir cevap gibi, Asya''dan başlamak üzere tüm başlıca piyasalar önemli düşüşler yaşadılar.

Piyasa tepkisindeki bu atalet, risk iştahının azalması yorumlarına sebep oldu, tabii olarak. Öyle gözüküyor ki, karamsar cephenin uzunca bir müddettir beklediği düşüş konusunda giderek daha geniş bir kitle ikna olmuş durumda. Bu durumun, Eylül ayının geleneksel olarak borsalar açısından zayıf olduğu tezinin hafta içinde sıklıkla telaffuz edilmesiyle güçlendiği söylenebilir. Geçen haftanın gelişmeleri, bir hızlı panayır treninin usulce zirveye yaklaşması gibi, reel ekonomi düzelirken borsaların aşağı gideceği korkulu beklentisini, yatırımcıların içine zerk etmiş gibi gözüküyor.

Bu şartlar altında, geçtiğimiz haftalar boyunca küresel piyasaların önemli bir kısmından çok daha yüksek getiriler kaydeden İMKB''nin ani bir şekilde frene bastığını görmek şaşırtıcı değil. Geçen hafta banka hisselerindeki genel gerilemeye rağmen, düşüşe direnen borsamızın bundan sonra nasıl bir performans sergileyeceğini, olası gelişmelerden kur ve piyasa faizlerinin nasıl etkileneceğini bugün tahmin etmek zor.

Ancak öyle gözüküyor ki, iklim değişmiş durumda ve aşağı yönlü dinamikler, şu sıralar, yukarı yönlü dinamiklerden daha fazla etkili.

15 yıl önce
Haberler iyi, tepki zayıf
Satranç tahtasında sıra Türkiye’nin hamlelerinde
Kim kimi aldatırsa onun akıllı sayıldığı bir düzen bu
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar