|
İngiltere’nin Brexit’le sınavı...

İngiltere’nin AB’den ayrılma kararı (Brexit), Türkiye’de bariz iki nedenle ilgi görüyor.

Birincisi, Türkiye’yi yıllardır AB kapısında bekleten ve burnundan kıl aldırmayan AB’nin, İngiltere gibi köklü bir ülkenin Birlik’ten ayrılmasıyla ne yöne doğru savrulacağı merak ediliyor. Türk insanının son yıllarda PKK ve FETÖ meseleleri gibi bariz nedenlerle Türkiye’de yükselen Batı karşıtlığı nedeniyle, bundan biraz da haz aldığını söyleyebiliriz.


İkinci nedense, özellikle iş ve ekonomi dünyasının ilgi alanına giriyor: AB’den ayrılan İngiltere’nin cazip pazarı ve potansiyel ticaret anlaşmaları, doğacak iş fırsatları, daha şimdiden iki ülke arasında başlamış olan ve devamı öngörülen ekonomik işbirlikleri, Türk yatırımcı ve girişimcisinin dikkatinden kaçmıyor.

Türk iş dünyasının, özellikle de ikinci nedenle, biraz da sabırsızca ileriye dönük sonuçları görmek için çabalıyor. Ancak İngilizler için AB’den ayrılma sürecinin sancılı geçmekte olduğunu hatırda tutmak gerek. “Kraliçe’nin ülkesi işini bilir, sonuçları çoktan hesaplamış ve kendilerini hazırlamışlardır, planları tıkır tıkır işliyordur,” gibi bir önyargıyla yaklaşmak meseleyi bizim açımızdan biraz hafife almak demek. Yatırımcı, yarını düşünmeye bugünden başlar hep; ama İngilizlerin bizden farklı olarak hızlı düşünüp çabuk karar vermek yerine, yavaş hareket edip sağlam sonuçlar almaya çalıştıklarını düşünürsek, Brexit müzakerelerinin hala devam ettiğini, medyaya yansıyandan çok daha sert tartışmaların, sadece AB ile değil, kendi içlerinde de devam ettiğini söyleyebiliriz. Sürecin nasıl gittiği sorularına cevaben kararlılık mesajı vermek yerine, “işler biraz karışık” derlerken de, kendileri için en faydalı sonuca ulaşmak için arka tarafta aşırı mesaili titiz bir çalışma yürüttüklerini belirtmek gerek.

AB’den resmen ayrılma süreci için bir takvim belirlenmiş durumda ve kum saati işliyor. Mart 2019’da AB’den ayrılma sürecini tamamlayacak olan Londra, Ekim ayına kadar ayrılma koşulları üzerine müzakerelerini bitirmek ve anlaşmak istiyor. AB ile gelecekteki ticaret ilişkisi, sıralamada bundan sonra geliyor. Londra AB ile kapsamlı bir serbest ticaret anlaşması yapmak istiyor, fakat AB, halen üye olan bir ülkeyle ticaret anlaşması imzalayamayacağı gerekçesiyle, işin bu kısmını 2019’a erteliyor. Tabi ki her ülkenin farklı çıkarları burada devreye giriyor; Fransızlar İngilizlerin AB’deki pastasına konmak istiyor, Almanlar buna izin vermek istemiyor, vs. Daha önce AB ile serbest ticaret anlaşması imzalamaması halinde güvenlik konularında işbirliğini azaltabileceğinin sinyalini veren İngiltere ise, dönüp arkasına baktığında, aradığı ‘özel dostu’ ABD’nin pek de oralı olmadığını, Trump’ın “Önce Amerika’ stratejisi nedeniyle kendisini pek de umursamadığını görüp biraz daha tonunu yumuşatıyor. Aynı zamanda AB’den boşanmanın İngiltere için bir faturası da olacak ve bunu minimize etmenin yolları aranıyor.

Londra ve Brüksel, İngiltere’nin Mart 2019’dan Aralık 2020’ye kadar planlanan geçiş sürecinde AB ortak pazarında kalmasına yönelik ön anlaşmaya vardı denebilir. Ama özellikle İrlanda sınırının geleceği konusundaki çekişme hala devam ediyor ve sonunda ne olacağı büyük bir merak konusu.

Brexit sonrasında İngiltere’nin Gümrük Birliği’nde (GB) kalması durumunda, İrlanda sınırı bir sorun olmaktan çıkarak açık kalacak. Ama İngiltere bu senaryonun gerçekleşmesi için AB vatandaşlarının serbest dolaşımı, AB bütçesine katkıda bulunma ve Avrupa Adalet Divanı’na tabi olma gibi konulardan muaf olmak istiyor. AB bu muafiyetleri kabul etmezken, Theresa May hükümeti zaten GB’den de çıkmak istiyor. AB’den ayrılıp GB’de kalan İngiltere, tıpkı Türkiye gibi, pazarını AB ile serbest ticaret anlaşması olan ülkelere açmak zorunda kalacak ama bu anlaşma üzerinde söz sahibi olamayacak. Tahmin edileceği gibi İngilizlerin müdahale edemeyeceği bir anlaşmaya taraf olması düşünülemez. GB’de kalmak isteyenlerse, halihazırda AB’de kalma taraftarı olup da referandumu kaybedip AB ile ne kadar olursa o kadar bağı koruma derdinde olanlar. Bu nedenle İngiltere Parlamentosu içinde de kıyamet kopuyor.

Alternatif senaryo ise, İngiltere’nin GB’den ayrılıp Kuzey İrlanda’nın kalmasını kabul etmesi. Ayrılma sürecinde İrlanda sınırı sorununu çözmenin hem İngiltere hem de AB için en olası yollarından biri bu gibi görünüyor. Ama bu çözümün İngiltere’ye siyasi faturası olabilir. İngiltere’nin Kuzey İrlanda’ya farklı gümrük vergileri vb içerikli özel bir statü tanıması, İngiltere iç pazarında parçalanma riskini beraberinde getirebilir ve halihazırda Brexit’e en öfkeli taraf olan İrlandalılar açısından yeniden birleşme arzusunu tetikleyebilir. Böyle bir sonuç, İskoçya’da yeni bir bağımsızlık referandumu tartışmasını da beraberinde getirebilir.

Peki takvim sona erdiğinde her tarafı memnun edecek bir anlaşmaya varılamamış olursa ne olur? Brexit karşıtlarının tüm ‘Acaba?’larına rağmen ayrılmayı kafasına koymuş olan İngiltere, belki müzakere süresini uzatır ama eninde sonunda bu ayrılmanın gerçekleşeceğini tahmin edebiliriz.

Bu yıl Reading’de 7.si düzenlenen Türkiye-İngiltere Tatlıdil Forumu’ndan ve 10 günlük İngiltere seyahatimden edindiğim izlenimler şimdilik bunlar...

#İngiltere
#Türkiye
6 yıl önce
İngiltere’nin Brexit’le sınavı...
Kaleydoskop’un aynaları…
Kullanıcıların dikkatine… Vatsap ayağınıza geldi
Kara dinlilerle milletin savaşı
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor