|
​Moritanya’da çöl mesaisi

Moritanya diye bir yer var, bilenler bilir elbet. Kısıtlı yaşam alanlarını saymazsak buranın neredeyse tamamı çöllerden oluşuyor. Bir diğer ifadeyle Moritanya bir çöl ülkesi…

Başkent Noakşit. Sözcük, Berberî dilinde “Rüzgârlar Diyarı” anlamına geliyor. Noakşit adı gibi rüzgarlı bir yer. Şehrin üzerinde dolaşan kum tanecikleri havadaki akımın en belirgin tanıkları. Bu tanıkların da etkisiyle bu kez anlatmak istediğimi baştan söyleyeceğim: ne yazık ki Moritanya’da gezilecek çok fazla yer yok. Ama yine de gelenlerin uğrak yeri olarak Büyük Pazar, dünyanın en büyük plajı olarak kabul edilen Pescheus Plajı ve çamurdan yapılmış kahverengi cami minareleri anmak gerekir.

Turistik alanların azlığına rağmen burası özellikle de Noakşit, kültürler arası etkileşimin en bariz şekilde hissedildiği ülkelerin başında geliyor. Ülke, İslamiyet ile erken dönemlerde tanıştığı için Ortadoğu veya Arap kültürünün de bir uzantısı hâlinde. Bilhassa coğrafi konumu ve beşeri nitelikler bakımından Afrika kültürünün bir parçası Moritanya. Gidenler bilir, Sudan’da da aynı durum söz konusu. İki ülkenin de Afrika ve Ortadoğu’nun kesiştiği kültür alanları olduğunu söyleyebiliriz. Buralarda insanların daha koyu ve açık tenli siyahilerden olması da farklılıkları daha belirgin kılıyor.

Moritanya’da bakımsız binalar ve alt yapı sorununun hissedildiği alanlar ülkenin gelişim durumunu örnekler nitelikte. Burada en rahatsız edici durumlardan biri de özellikle deniz kenarlarına sinmiş ağır kokular… Özellikle balık pazarı civarında dolaşmak oldukça zorlaşıyor. Elbette bu durum gidilen mevsime göre değişken olabilir.

Şehirde hava sıcaklığı kış aylarına rağmen 15 derecenin altına pek düşmüyor. Sıcaklık bir miktar düştüğünde üşüyen Moritanyalıları görmek bizi epey şaşırtıyor. Şehri biraz gezdikten sonra yolculuğa çıktığımız 30 kişilik bir ekiple çöle doğru ilerliyoruz. Ekibimizde milletvekili de var, gazeteci de… Noakşit’in keşmekeş trafiğinden sıyrılmak epey zor oluyor. Keşmekeş dediğim şey ülkedeki trafik lambalarından kaynaklanıyor. Aslında lambalar var; ancak çalışmıyor. Eğlenceli ve uzun bir yolculuğun ardından ikindi vaktine doğru çöle varıyoruz. İlk kez çölü görenler hemen etrafta koşuşmaya başlıyor. Uçsuz bucaksız bir alan… Her şeyden arınmış, sonsuz bir iklimde olduğunuzu düşünmek zor olmuyor. Hemen herkes farklılıkların verdiği keyifle gerek kum tepelerinden aşağı yuvarlanıyor gerekse zorlu kum yığınlarının arasından yürümeye çalışıyor. Hepimiz yorulunca hemen yanı başımızda çöl çadırlarını, develeri ve etraftaki çobanları seyrediyoruz. Bu arada ikram olarak sunulan deve sütleri de neşemizi bir kat daha artırıyor. Ruhsal ve bedensel aydınlanma denen şey bu olsa gerek.

4-5 saatlik bir eğlencenin ardından gün batımıyla birlikte şehre dönüş başlıyor. Dönüş durağımıza vardığımızda bizi beklemesi gereken şoförün de minibüsün de ortalarda görünmediğini fark ediyoruz. Biraz bekliyoruz; ancak hiç kimseciklerin görünmemesi bizi biraz telaşlandırıyor. Hemen telefona sarılıyor, şoförü arıyorum:

- Neredesiniz?

- Eve geldim.

- Ne evi, kim bizi alacak?

- Bilmem, benim mesai bitti.

- Yahu ne mesaisi? Hemen geri gel…

- Ama…

- Ne aması, hemen dön. Ne gerekiyorsa halledeceğim.

Adam sihirli sözcüğü duymakla kalmıyor 1 saatin ardından ekibimizin bulunduğu yere ulaşıyor. Gelir gelmez 50 doları cebine indiren şoför arabayı sürmeye başlıyor. Rahat ve bol uykulu yolculuğumuz bir süre sonra yine duraklıyor. Şoförle konuşuyorum:

- Ne oldu?

- Benzin bitti.

- Ne benzini, gösterge dolu görünüyor.

- Yok, o yanlış. Benzin bitti.

Çaresiz bir 50 dolar daha veriyorum gözlerimden alev fışkırıyor. Onunla uğraşmak işimizi uzatmaktan başka bir şeye yaramayacak diye sabrediyorum. Derken benzini olmayan araç birden takır takır çalışmaya başlıyor ve nihayet otelimize dönüyoruz. Böylece ilk kez benzin yerine parayla çalışan bir araca da binmiş oluyoruz. Sahi siz hiç parayla çalışan araç görmediniz mi?

#Moritanya
#Muhammed Berdibek
7 yıl önce
​Moritanya’da çöl mesaisi
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi