|
Laiklerin dayanılmaz "CHP karşıtlığı"

Türkiye"de siyasal tartışmalar son aylarda 1990"ları andırmaya başladı. O tarihlerdeki tartışmaları, bu kez tersten yaşamaya başladık. 1990"larda devlet ve devlet çeperindeki siyaset ve medyanın ürettiği "Refah Partisi ve ötekiler" söylemine benzer karşıtlıklar bugün de söz konusu...

Oysa ötekileştirme üzerinden üretilen "karşıtlık" siyaseten anlamı olmayan, siyaset içermeyen ve temelde ontolojik yani varoluşsal bir pozisyondur. Bunun içindir ki siyasi alanının genişlemesine ve siyasete katkı sunmaz.

AK Parti"ye karşı böyle bir pozisyon var. Kimi marjinal siyasi partiler, onların örgütsel uzantıları ile illegal örgütlerin pozisyonu bu. Bu ontolojik bir karşıtlık olduğu için değişmesi de mümkün değil.

KARŞITLIK SİYASETİ BOĞAR

Buna ek olarak son yıllarda laik entelektüel kesiminden de AK Parti"ye karşı böyle bir karşıtlık hali ortaya çıktı. Bu karşıtlık, son yıllarda ne yazık ki bireyselleşerek Başbakan Erdoğan karşıtlığına dönüşmüş durumdadır. Bu durumun AK Parti"ye alternatif siyaset geliştirmeye ve siyasal alanın genişlemesine bir katkısı olmadığı açıktır. Tam tersine bu davranışlar siyasetin önünü kapattığı gibi siyasal arayışları da zayıflatmaktadır.

Son dönemde ortaya çıkan başka bir "karşıtlık" hali, bunun sadece AK Parti ve Erdoğan ile sınırlı olmadığını gösteriyor.

Özellikle bazı sol/sosyalist partilerde, siyasi aktörlerde ve entelektüeller içinde aynı biçimde CHP"ye yönelik de bir karşıtlık giderek kendini daha görünür kılmaya başladı.

AK Parti ve Erdoğan"a olan karşıtlık "güvensizlik", CHP"ye olan karşıtlığın temeli ise "değişememezlik" varsayımına dayanmaktadır. Oysa her iki hükümde özellikle bunu yapanlar açısından bir "mutlaklaştırma" içerdiği için sorunludur.

Oysa her şey gibi pekala CHP de değişebilir.

AK Parti, 1980"den itibaren kamusal alanda olup, değişen, dönüşen muhafazakâr siyasal tabanının taleplerini kuşatabildiği için doğdu. Ama bunu sağlayan o değişimi siyasete taşıyan tek tek bireylerdi. Bu değişime inanan, bunu anlamlı bulan bir siyasal anlayıştı.

Gerek AK Parti gerekse CHP"ye karşı olan bu karşıtlığın temelindeki sorun, siyaseten bir alternatif sunmamalarıdır. Bu siyaseten risk almadan değişim beklentisidir. Yani risk almadan siyasal oyunun aktörü olma istekleri.

Oysa tam tersine bugünün koşulları daha fazla siyasi risk almayı zorunlu kılıyor. Siyasal alanının darlığından, siyasal alternatifsizlikten, iktidardan şikayet edenlerin kenarda değil; daha fazla siyasetin içinde olmaları gerekiyor. Hiçbir siyasi risk almadan CHP"yi solcu bulmamak, Kemalist geçmişinden dolayı onu "değişmez" ilan etmek kolaydır.

HERKES DEĞİŞEBİLİR

Geçmişe bakarak yargılamak kolaydır. Zor olan geleceği kurmak için risk almaktır. Zor olan, siyasete inanan ve değişimi samimi olarak isteyenlerin değişim siyasetini hayata geçirecek süreçlerin parçası olmasıdır. Türkiye"de laik kesimdeki solcu entelektüellerin ve küçük sol/sosyalist parti yöneticilerinin temel sorunu budur.

İster beğenelim ister beğenmeyelim, eğer bugün Türkiye bir değişim sürecindeyse, AK Parti ile birlikte Yeni Türkiye"yi kurma sürecinin bir parçası da CHP"dir. CHP"nin değişmezliği tezini işlemek karşıtlık siyasetidir ve mevcut halin devamına yarar.

Oysa bundan şikayet edenlerin esas sorumluluğu, değişme iradesini hayata geçirmek için risk almalarıdır. Uzakta durarak, eleştirerek, steril bir hayatın içinden konuşarak ne hedefledikleri sol/sosyal demokrat iktidar olabilir, ne de şikayet ettikleri koşullar düzelebilir.

O yüzden CHP"ye mesafeli olanların, "CHP değişmez" tezi yerine; niçin değişmesi gerektiğini, nasıl değişebileceğini, kimlerle değişebileceğini ortaya koyup, gerektiğinde bu değişimin parçası olmayı göze almaları gerekir. Çünkü uzaktan baktığınız hiçbir şeyi değiştiremezsiniz.

CHP"ye bakınca Süheyl Batum"u, Turhan Tayan"ı, Emine Ülker Tarhan"ı görenlerin aynı şekilde Sezgin Tanrıkulu"nu, Aykan Erdemir"i, Gülseren Onanç"ı, Özgür Özel"i, Umut Akdoğan"ı da görmeleri gerekiyor.

Siyaseti savunan ve siyasete inanan biri olarak kendimi AK Parti karşıtlarına karşı AK Parti"yi; CHP karşıtlarına karşı da CHP"yi savunmak zorunda hissediyorum.

Bundan rahatsız değilim ama bu duruma üzülüyorum.

twitter.com/murataksoy
11 yıl önce
Laiklerin dayanılmaz "CHP karşıtlığı"
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’