|
Kelimelerle saldırıyorlar kalplerimize

Savcı Harvey Dent, iyiyi ve kötüyü temsil eden iki parçaya ayrılmış yüzüyle, Batman’e sorar:

“Joker neden beni seçti?”

Batman cevaplar:

“Çünkü içimizde en iyi sendin. Senin kadar iyi birinin bile düşeceğini herkese göstermek istedi.”

Joker, diğer suçlulardan farklıdır. O sofistike bir kaosu temsil eder.

Tıpkı, dünyanın en sofistike terör örgütlerinden biri olan FETÖ gibi.

FETÖ de, sofistike yöntemleriyle içimizde en iyi olanın, içimizde en iyi olduğunu düşündüğümüz kişinin bile düşebileceğini herkese göstermeye yeltendi.

17-25 Aralık operasyonları böyle bir şeydi. Yaptıkları buydu. İçimizde en iyi olanın bile aslında sıradan bir suçludan farkının olmadığına, adi suçlara bulaştığına, yolsuzluğa battığına inandırmak istedi hepimizi. Bir kez tökezletebilseler, bir kez yıkabilseler, bir kez düşürebilselerdi, dünyamızı solduracaklardı. Yerel seçimleri kolektif bir linçe dönüştüreceklerdi.

Her zaman böyledir.

Önce inancımızı yok etmek isterler. İnsanlara olan inancımızı. İçimizdeki en iyiye olan inancımızı. En iyi, en güçlü kahramanımızı… Halkın bütün umudunu bağladığı o kahramanı yok etmek isterler.

Mermilerle değil, kelimelerle. Çünkü mermiler bir insanı sonsuza dek öldüremezler, ama kelimeler, kelimeler sonsuza dek lanetler, sonsuza dek öldürürler insanları. Çünkü mermiler sadece bedenlerini öldürür insanların ama kelimeler ruhunu şeytanlaştırırlar.

İşte bunu denediler. Başarabilselerdi, güvenimizi yok edebileceklerdi, kendimize olan güvenimizi, özgüvenimizi. İçimizden iyiyi çıkartabileceğimize olan inancımızı yok etmiş olacaklardı.

Bütün o diktatör, sultan, haramzade, baş çalan, hırsız propagandaları bunun içindi.

Bu yüzden sofistike savaşlarda mermiler değil yalanlar kullanılır. Önce gerçekleri katlederler. Önce gerçekleri öldürürler. Bir insanın bedeninden önce şerefine, haysiyetine, onuruna, izzetine suikast düzenlerler.

Milyonlarca insana ulaşıncaya, milyonlarca insanı ikna edinceye kadar iftiralarına, yalanlarına devam ederler.

Sonra en iyi hikâyenizi, en iyi destanınızı, en iyi savunmanızı elinizden almak isterler.

15 Temmuz’u elimizden almak istedikleri gibi. Kendilerinin korkakça saklandıkları ancak halkın bir destan yazdığı o geceyi itibarsızlaştırmak için uğraşmaları bundan.

Haini oldukları geceyi unutturup kahramanı olabilecekleri bir darbe icat etmek istemeleri de bundan. 15 Temmuz’u “kontrollü darbe” ilan ederek 20 Temmuz darbesi adı altında alternatif bir darbe icat etmenin başka bir izahı yok.

Kontrollü darbe diyerek hikâyemize saldırıyorlar, en şanlı, en kahramanca hikâyemize. Destanımıza. Onu lekelemek, onu kirletmek, onu itibarsızlaştırmak için defalarca, defalarca, defalarca tekrarlıyorlar.

Bir milletin kanıyla, canıyla, onuruyla, cesaretiyle yazdığı bir destandan daha büyük bir serveti yoktur. Bu nedenle hikâyelerimizi elimizden almak istiyorlar.

Tutunacak tek bir dalımız kalmasın istiyorlar.

İyiyi kötü, kötüyü iyi göstermek, şeytanı kahraman, kahramanı şeytan göstermek için gerçekleri kurban etmek, gerçekleri katletmek, hakikati öldürmek istiyorlar.

Hiçbir kural tanımıyorlar. Çünkü iyilerin kuralları olur, kötülerin değil.

Hiçbir ahlaki değer tanımıyorlar. Çünkü iyilerin ahlakları olur, kötülerin değil.

Hiçbir sınır tanımıyorlar. Çünkü iyilerin sınırları olur, kötülerin değil.

Buna devam edecekler.

Aklımızı, kalbimizi teslim alıncaya kadar devam edecekler.

Vatanseverlik gibi, adalet gibi temiz kavramların arkasına saklanarak devam edecekler.

Kalplerimizi mermilerle değil kelimeleriyle, iftiraları ve yalanlarıyla teslim almaya çalışacaklar.

Neyse ki, bu millet, bugüne kadar, bütün bunlara karşı bir gücü olduğunu gösterdi.

Bu millet 15 Temmuz’da tankları çıplak yumruklarıyla durdurmuştu. Ama bu milletin esas gücü, ne yumruklarıdır, ne de tankların altına attıkları bedenleri… Bu milletin asıl gücü ferasetidir, o feraset ki, bizi her türlü hainlikten, her türlü sofistike saldırıdan, her türlü fitneden, her türlü yalandan korumaktadır. Ferasetimizi öldüremedikleri sürece milleti teslim alamayacaklar.

#15 Temmuz
#FETÖ
#Millet
7 yıl önce
Kelimelerle saldırıyorlar kalplerimize
Mazmun
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir