|
Evet diyorum, çünkü…

Evet diyorum, çünkü 20 yaşında vatanı için mücadele eden gençlere, şehit olabilirsiniz ama milletvekili olamazsınız diyen bir adam olmak istemem. Mezara girmeye cesaret edene, Meclise girme diyemem.



Evet diyorum, çünkü 12 Eylül Anayasası'nı hazırlayan ve cumhurbaşkanlığına ipotek koyduklarını düşünen darbecilerin, kendilerine koruma kalkanı oluşturmak için Cumhurbaşkanlarının “vatana ihanet” gibi muğlak bir suç dışında hiçbir suçtan yargılanamayacağını, dolayısıyla hiç yargılanamayacağını düzenleyen maddenin kalmasına rıza gösteren adam olmak istemiyorum.



Evet diyorum, çünkü halkın oylarıyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanının o makamda sadece bir biblo gibi oturmasını istemiyorum. Ben bir bibloya değil, bir Cumhurbaşkanına, yetkisi, etkisi olabilecek bir “başkana” oy vermek istiyorum. Ve biliyorum ki, vereceğim oy ancak bu şekilde kıymetlenecek.



Evet diyorum, çünkü bakan olabilmek için kırk takla atan, liderlere yalakalık peşinde koşan milletvekilleri yerine, yasa yapmaya odaklanan milletvekilleri olsun istiyorum.



Evet diyorum, çünkü filanca parti Cumhurbaşkanı seçecek diye 367 garabeti gibi hukuk katliamı işleyen bir parlamento gerektiğinde yine benim oylarımla seçilen bir Cumhurbaşkanı tarafından halkın huzuruna çıkarılabilsin, sine-i millete döndürülebilsin, seçime götürülebilsin. Aynı şekilde, haddini aşacak bir Cumhurbaşkanı da yine halkın oylarıyla oluşmuş Meclis tarafından durdurulabilsin istiyorum.



Evet diyorum, çünkü “partili cumhurbaşkanının” söylendiği gibi diktatörlük olmadığını, yürütmenin başı olacak partili cumhurbaşkanına diktatör demekle, yürütmenin başı olan partili başbakana diktatör demek arasında hiçbir farkın olmadığını biliyorum. Bütün bunların ucuz bir siyaset olduğunu, safsata olduğunu, demokratik ülkelerde devlet başkanlarının partili olduğunu biliyorum.



Evet diyorum, çünkü Türkiye'nin siyasi istikrara kavuşmasını, geçmişte olduğu gibi ortalama 16 aylık hükümetlerle değil, beş yıllık istikrarlı hükümetlerle yönetilen bir ülke olmasını istiyorum.



Evet diyorum, çünkü 90'lı yıllar boyunca koalisyon hükümetlerinin bu ülkenin canına okuduğunu görmüş biri olarak, bu ülkenin bir daha koalisyonlarla yönetilmesini istemiyorum.



Evet diyorum, çünkü koalisyon olacaksa bunun parlamentoda değil, bizzat sandıkta, bizzat millet tarafından oluşturulmasını istiyorum.



Buraya kadar yazdıklarım tümüyle maddelerle ilgili… Fakat, maddelerin dışında da gerekçelerim var.



Evet diyorum, çünkü adımın 15 Temmuz'da darbeye teşebbüs edenlerin değil, o hain girişime karşı koyarken şehit düşenlerin, tankların önüne çıkanların hizasına yazılmasını istiyorum.



Evet diyorum, çünkü seçimle gelenlere diktatör diyenlerle, sandık her şey demek değildir diyenlerle yan yana anılmak istemiyorum.



Evet diyorum, çünkü bunun salt bir anayasa değişikliği değil, Türkiye'nin varoluş savaşı olduğuna inanıyorum.



Evet diyorum, çünkü Türkiye'ye rota çizmek isteyen, Türkiye'nin geleceğine ipotek koymaya yeltenen Nazi kalıntılarına verilecek en iyi cevabın “evet” olacağına inanıyorum.



Daha birçok sebepten “evet” diyorum.



Hatta isterdim ki, Cumhurbaşkanlığı görev süresi sınırlandığı gibi, Cumhurbaşkanlığına adaylık da sınırlansın. Sınırlansın ki, o makama aday olanlar, yüzde 25'i kazanmak için değil, yüzde 50'den fazlasını kazanmak için söylem geliştirsin, bölge partisi, sahil partisi anlayışıyla değil, Türkiye partisi anlayışıyla hareket etsin, bu ülkenin bütün farklılıklarını, bu ülkenin her bir karışını kucaklayabilsinler. Sınırlansın ki, yedi kez, on kez seçim kaybettiği halde koltuğuna yapışıp kalan ve fakat ağzından diktatör lafzı düşmeyen kifayetsiz muhterisler, kendi küçük dünyalarının küçük diktatörleri, diktatörcükleri olamasınlar.



Kendi adıma durum böyledir.



Tavrım net, kararım evet.


#16 Nisan
#Anayasa referandumu
#12 Eylül Anayasası
7 yıl önce
Evet diyorum, çünkü…
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü
‘Korkuluk’…