|
Artık kimse “türban politik simge” demesin

Yeni Şafak okurları bilirler; biz prensip olarak başka yerde yayınlanan her haberin yalanlanması peşinde koşan bir gazete değiliz. Nasıl gündem oluşturulduğunu çok iyi bildiğimiz için her manşetin takipçisi de olmayız, enerjimizi kendi gündemimizi oluşturmaya veririz. Bazen, “şunlara hadlerini bildirmediniz” türünden sitemlere muhatap olsak da bizim için başkalarının yalanları cazip haber konuları değildir.

Bana göre de gazete kendi haberini üretir, başka bir gazetenin haberlerini yalanlama makinası gibi çalışmaz.

Gazeteler de her kurum gibi bazen hata yaparlar. Fırsat kollayıp meslektaşlarımızı faka bastırmayı da doğru bulmam. Ayrıca, okur da soracak, sorgulayacak. Nasıl bizim okurumuz en küçük ayrıntı için bizi hesaba çekiyorsa, başka gazetelerin okurları da o gazeteleri kritik ediyor, diye düşünüyorum. Yoksa, bizim medyanın çarpıtmalarını takip etmeye bir gazete yetmez zaten...

Ancak bu kez prensibi biraz esnettik ve haber yalanlamak için değilse bile, gerçeği ortaya çıkarmak için bir manşetin takipçisi olduk. Gazetecilik yaptığımız için o manşetin önüne geçmeyi başardık.

Konya Numune Hastanesi''nde bir kadın radyolog doktorun erkek hastanın testis ultrasonunu çekmeyi reddettiği haberini masaya yatırdık. Hürriyet''in haberine göre kadın doktor hem başörtüsüyle çalışıyordu, hem de bir erkek hastanın filmini dini inançlarından dolayı çekmemişti. Dolayısıyla, bu iki bilgi de kamu yönetiminde giderek İslami kuralların egemen olduğunu göstermekteydi. Haber, “tesettür faciası” başlığıyla sunulmuştu. Manşetin altındaki imza, “araştırmacı ve şimdi de soruşturmacı gazeteciliğin duayeni” olarak lanse edilen Uğur Dündar''a ait olunca konu daha da ciddileşiyordu.

Olayı şöyle değerlendirdik:

“Hürriyet gazetesi yıllardır ''tesettür karşıtı'' olarak tanımlanabilecek haberler yapmakta ve bu haberler üzerinden Türkiye''de bir irtica tehdidi olduğu mesajını vermektedir. Sıradan bir hırsızlık bile, eğer olayın kahramanı bir başörtülü ise bu gazetede, ''türbanlı hırsız'' başlığıyla tanıtılır. Hürriyet, ''irtica'' haberlerinde uzman bir yayın organıdır. Verdiği haberler, bazen askeri brifinglerde, bazen savcıların iddianamelerinde, bazen de politik dosyalarda yer almakta ve ''delil'' sayılmaktadır. Bakalım, şimdi önümüzde duran Uğur Dündar gibi en iddialı ismin hazırladığı ''tesettür-irtica'' haberi ne kadar sağlam ve ne kadar gerçek!”

Baktık ve ortaya bütün eski irtica haberlerini şüpheli hale getiren bir gerçek ortaya çıktı. Evet, en tecrübeli araştırmacı gazetecinin haberi Konya olayında gibiyse geçmişte atılan “irtica” manşetlerinin gerçekliğini sorgulama hakkımız vardır.

Konya haberi öncelikle, tek kaynağa dayandığı için yanlıştı. Başka birine sorulmamıştı, suçlanan isimlerin veya olaya tanık olabileceklerin görüşü alınmaya değer görülmemişti. Daha da kötüsü, gerekli uyarıları yapmayarak ve uzman doktor çağırmayarak hastasını tehlikeye atan bir doktorun hazırladığı kişisel hesaplara dayalı olduğu duygusu veren subjektif rapordan yola çıkılmıştı. Üstelik o raporda bile, ultrasonu çekmediği iddia edilen bayan doktorun “tesettürlü” olduğuna dair bir bilgi yoktu. Çünkü, Konya Numune Hastanesi''nde bu şekilde çalışan kadın doktor bulunmuyordu. Ayrıca, olayın gerçekleştiği saatte nöbetçi olan doktor kadın değil, erkekti. Bu durum, hastanenin resmi görev çizelgesinde görülüyordu. Ardından Yeni Şafak, sözkonusu iki kadın radyolog doktorun içinde testis tetkiki de bulunan ultrasonları daha önce tam 431 kez çektiklerini belgeledi.

Özetle manşet çökmüştü ve kadın doktorların tesettürlü görev yaptıkları da, “günah” olur diye bir erkeğin ultrasonunu çekmedikleri iddiası da gerçek dışıydı.

Şimdi... Açık yakaladık diye büyük büyük medya etiği lafları edecek değilim. Herkes özeleştirisini yapar diye umuyorum.

Sadece, artık bana kimse türbanın siyasallaşmasından söz etmesin, çünkü takke düştü kel göründü, diyorum.

Sen her fırsatta sıradan başörtüsünü çarpıtmalarla rencide edersen; sana yakın parti, “Kur''an eğitimi yüzkarasıdır” demeye gelen raporlar yayınlar ve Afganistan''dan, Fas''tan bulduğu resimleri Türkiye''ymiş gibi sunarsa; türbanı da dini de siyasallaştırırsınız....

17 years ago
Artık kimse “türban politik simge” demesin
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi