Formula’da sıra kupalar verilmeye geldiğinde orada KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ı gördüğümde ben de gözlerime inanamadım. Şaşkınlığım, önce Talat’ın yarış sporlarıyla pek ilgisi olmadığını bildiğimden, sonra da ilk kez bir KKTC yöneticisinin uluslar arası organizasyon platformunda bulunmasındandı.

Birincilik ödülünün Talat’a verdirilmesi belki biraz cinlik, belki de Annan Planı’na “evet” demenin daha henüz bitmeyen tahsilatı olarak değerlendirilebilir. O planı onaylamak Kıbrıs Türkleri’ne sınırötesi bir meşruiyet kazandırmıştır. Gerekçe ne olursa olsun ödül verdirmek iyi fikirdir.

Perde arkasındaki isimler, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve İTO Başkanı Murat Yalçıntaş bir teşekkürü fazlasıyla hak ettiler.

Bu iyi fikrin “fikir babası” Hisarcıklıoğlu’yla yaşananları konuştuk. Başlangıçta aklında böyle bir şey yokmuş. Hikayeyi anlattı...

“Salı günü Sayın Başbakan’a gittik ve ona bir numaralı davetiyeyi götürdük. Hafta sonu Kuveyt Emiri’ni misafir edeceği için gelemeyeceğini söyledi. Gelseydi kupayı o verecekti. Görüşmeden çıktım ofise döndüm. O sırada KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Talat, daha önce gönderdiğimiz davete katılacağını bildirmiş. Fikir o anda kafamda parladı...”

Hisarcıklıoğlu, bu düşüncesini saklamakta o kadar tedbirli davranmış ki “kendime bile söylemedim” diyor. Ödüllerin verilmesinden önce konuyu organizasyonun ortağı İTO Başkanı Yalçıntaş’a açmış; o da “çok iyi fikir” deyince düğmeye basmışlar. Hemen, organizasyonun sahibi olan FİA Başkanı’na durumu anlatmışlar. O da birkaç sorudan sonra ikna oluca durumu o zaman Talat’a bildirmişler:

“Sayın Talat’a birincilik ödülünü verip veremeyeceğini sorunca ‘benim için uygun’ dedi. Biz de ‘buyurun verin’ dedik.”

Talat, kupayı vereceğini sadece 15 dakika önce öğrenmiş.

Hisarcıklıoğlu’na “Peki, bunun uluslar arası bir sorun çıkartabileceği ihtimaline karşılık tedirgin oldunuz mu?” diye sordum. “Asla! Ne Talat ne de ben böyle birşeyi aklımıza getirmedik” cevabını verdi.

Formula dünyanın en büyük ticari organizasyonu ve yarışlar 123 ülkede yayınlanıyor. O resmin finaline KKTC’nin Cumhurbaşkanı’nı koyma cesareti Türkiye’nin Kıbrıs sorununda kendine güvenini de gösteriyor.

Genelkurmay Başkanlığı değişiminin ne anlama geldiğini “abartmadan” konuyu mecraından saptırmadan tartışalım. Giden, Org. Özkök gibi, hem demokrat hem de asker kimliği üzerinde aynı anda geniş bir mutabakat sağlanan bir isimdir. Görev yaptığı dönemde bulunduğu makamın çıtası yükselmiştir. Org. Büyükanıt ise, “iyi yetişmiş” olmak gibi bariz bir üstünlükle o koltuğa oturuyor. Kendisine yönelik beklentiler hem şansı hem de şanssızlığı. Ama benim dikkatimi çeken şahin ya da sert olup olmayacağından çok bazı demeçlerine yansıyan “modern ve profosyonel ordu” konseptidir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde yapısal ve mesleki değişimin yaşamakta olduğumuz bazı sorunlarla yakından ilgisi olduğu unutulmamalıdır.