|
İlhan Selçuk ve tombul karnaval kadınları

Tahminim şuydu.

Dışarı çıktığında ilk iş olarak sabahın köründe, ''yakışıksız bir şekilde'' gözaltına alınmasının hesabını soracaktı.

Kalemini tüm şiddet ve celadetiyle konuşturacaktı.

Üstelik bunu sadece ''gözaltı saati'' değil, kendisine yöneltilen o ''yenilmez yutulmaz'' iddialar için de yapacaktı.

Ama yapmadı!

Uhulet ve suhuleti seçti.

Suskunluğunu ünlü isimlerin evine, kameralar eşliğinde düzenlediği ''geçmiş olsun'' turlarında da, onlarca mikrofon burnuna dayandığında da sürdürdü.

Yanılmıyorsam sadece “İçeride iyi davrandılar bana” benzeri birkaç lakırdı duyuldu ağzından, hepsi o kadar…

Oysa o içerideyken, dışarıda ne vaveylalar kopmuştu!

Kanal kanal dolaşıp “Bizi de içeri alın” diye yakaranlar,

köşelerden pıtrak misali fırlayan ''damardan şırınga'' yazılar,

neredeyse nümayişe dönen destek eylemleri…

Söylemek istediğim, sınırsız destek günlerce tavanlarda gezdi.

Ama o derin bir sessizliği seçti.

Beni şaşırttı!

Üstelik hala şaşırtmaya devam ediyor.

Aslına bakarsanız şaşkınlığımın nedeni bu kez farklı!

Ergenekon iddianamesinin arama motoruna ''İlhan Selçuk'' yazıp ''enter'' tuşuna basın, görün…

Karşınıza sadece, içinde ''İyi darbe kötü darbe, çatışma, kargaşa, müdahale'' kelimeleri geçen, kimyanızı bozacak metin tomarları çıkmıyor, ''Brezilyalı karnaval kadınları'' da arz-ı endam ediyor.

Abartmıyorum!

Müsaadenizle izah edeyim.

Mesela bir bölümde İlhan Selçuk, konuya tahmin edilebilir şu cümlelerle dalıyor.

“Şöyle olacak galiba. Anayasa Mahkemesi, son olarak kendisi tavsiye edilmeden, bu AKP hakkında partinin kapatılması kararı verirse o zaman ortalık büsbütün karışır. Anayasa Mahkemesi''nin yetkisi var. Ondan sonra…” ama ondan sonrası başka türlü geliyor.

Çünkü İlhan Selçuk gözünü ekrandan alamıyor.

Konuşması şöyle sürüyor;

“Ondan sonra… ya bu moda kanalında deminden beri şeye bakıyorum, Brezilya Karnavalı.!... Yav ne müthiş olay yav! Şu iyice görünen kadınlar! Brezilya Karnavalı müthiş bir vaziyete gelmiş! Bazı kadınlar fazla şişmanlamış yav! Yarım saattir seyrediyorum, hep şişmanlar! Şimdi, bir taze çıktı, dur bakayım, bu fena değil!... Böyle kala kaldım, sürekli gösteriyorlar!... Yav, bu Brezilyalı kadınların tenleri de esmer filan ama pırıl pırıl!...Vay canına, nasıl dans ediyorlar, inanılmaz bir gösteri!... Bu Fasion Kanalı da, giysilere bakın diyor. Yav, giysiye kim bakar!”.

Durum böyle…

Anayasa Mahkemesi''nin vereceği karar ile ortalığın karışacağını ve güzel günler göreceğini hayal eden Selçuk, aynı anda Brezilyalı karnaval kadınlarını gözü ile tartmayı başarıyor!

Karnaval kadınlarının tombullaştıklarına kanaat getirse de notunu cömertçe veriyor, “müthiş bir olay yav” diyerek…

Hayır, eleştirmiyorum, benimkisi şaşkınlık hali!

Memleket için felaket senaryosu yazarken, aynı saniyede karnaval kadınlarını tartmak… şaşkınlığım bu yüzden!

Mesele sadece demokrasi hazımsızlığı, darbe kışkırtıcılığı, postal sevgisi, sandık kaygısı olsa anlarım!

Zira bu beyefendinin “Balbay gemi azıya aldı. Buna bir şey düşünmek lazım. Yok efendim konaklar alıyor, otomobiller alıyor, şarap içiyor.” çıkışına da, “Aptal Aydın Doğan''la aptal Turgay Ciner ve aptal Karamehmet birbirleriyle uğraşırken adamlar aldılar ele şimdi. İşte Sabah grubu da bir adama geçti o da Tayyip Erdoğan''ın adamı.”serzenişine de benzemiyor.

Elbette elmalarla armutları toplamıyorum!

Sadece 83 yaş, kalp rahatsızlığı, karnaval kadınları, ordu, darbe, kargaşa kelimelerini yan yana getiriyorum.

Yani hepsi biraz fazla değil mi?

Fazla olan sadece karnaval kadınlarının kiloları olamaz değil mi?

16 yıl önce
İlhan Selçuk ve tombul karnaval kadınları
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’