|
ABD"nin amacı ne?

ABD yönetimi durduk yerde Irak''a niçin saldırdı? Irak''a yönelik bombalamaya ve yapılan açıklamalara istinaden, Bush yönetiminin son harekâtla nereye varmak istediğinin iyi tesbit edilmesi gerekiyor.

Hal böyle iken; ne ABD yönetimi cihetinden, ne de harekâta ilişkin yorumlardan, önümüzü görmeye yardımcı olacak sonuçlara ulaşabiliyoruz. Bu bakımdan, son harekât nedeniyle üretilen bol salçalı Amerikan propagandalarına fazlaca itibar etmeye gerek bulunmamaktadır.

Irak''ta ABD çaresizliği

Öyleyse şöyle bir soru ile başlayalım yapacağımız çözümlemeye:

ABD Irak''a yaptığı saldırı ile, herhangi bir sorunu çözmeyi mi amaçlamıştır? Yoksa Irak krizinin, bundan sonra da devam edeceğine, devam ettirileceğine ilişkin bir mesaj mı vermiştir? Ya da bütün bunların dışında, daha başka bir amacı mı bulunmaktadır ABD''nin?

Bu saldırı öncesinde Ortadoğu''da, iki önemli gelişme cereyan edip duruyordu. Bunlardan birincisi: Rusya, Fransa, Türkiye, İran ve Suriye aracılığıyla, Irak''ın normalleşmesine yönelik atılan adımlar!.. Yapılan uçak seferleri, insani yardım adı altında değişik çalışmalar ve özellikle de Türkiye''nin, Irak''a yönelik mesafe alıcı gayretleri!.. Büyükelçi atamak, kapsamlı ticaret ve parlamento heyetlerinin ziyaretleri vs.

Bir de Türkiye''nin, Kuzey Irak''a ilişkin Washington Süreci''ni devre dışı bırakması yetmiyormuş gibi, tam aksine Ankara Süreci''ni ihdas etmeyi becerebilmesi!.. Sizin anlayacağınız Irak, kademe kademe uluslararası alana çekiliyordu. Daha ötede Türkiye, Irak''ın toprak bütünlüğünün korunması şartını ABD''ye dayatıyor, daha da ileri giderek İran ve Suriye ile de bu hususta önemli bir dayanışma sergiliyordu.

Nitekim Türkiye''nin, Suriye ve İran''la geliştirdiği ciddi yakınlaşma politikalarının asıl amacı burada aranmalıdır.

SONUÇ: ABD''nin Irak politikası, gördüğünüz gibi, her geçen gün su alıyordu. İşte bu noktada yeni ABD yönetimi "Heyt be!..", "Beni nasıl olur da unutursunuz?" cinsinden bir nara attı. Hadisenin birinci yüzü böyle gözüküyor.

ABD çaresizliği

Fakat ikinci yüzü asıl önemli olan:

Sertlik yanlısı İsrail ile FKÖ arasındaki gerilim nasıl aşılacaktı? Seçim öncesinde, biz bu işe karışmayacağız ve sonuna kadar İsrail''in ardında olacağız diye bol keseden atan yeni ABD yönetimi, gördük işte şaşırıp kaldı. İsrail''i desteklese, bütün Arap Bloğu''nu kaybedecek!.. Barıştan yana bir politika izlese, kendi sözünden dönmüş olacak.

Sizin anlayacağınız yeni yönetim, iç politikanın taahhütleri ile, uluslararası açmazların yüzleştirmesini henüz daha yapamadı. Ve hatta denilebilir ki iyice bunaldı. Çünkü ABD''nin, FKÖ-İsrail politikaları ile, Irak politikası birbiriyle çelişiyor.

Irak politikasında başarılı olabilmek için Araplar''ı ve Türkiye''yi, Ortadoğu sorununda ise İsrail''i ve Araplar''ı tatmin etmesi gerekiyor ABD''nin. Şu günkü halde ABD, İngiltere ve İsrail dışında, destekçisi bulunmayan bir ülke konumunda. İsrail-FKÖ sorununda ne diyeceği ve nasıl davranacağı hususunda şaşırıp kalan yeni ABD yönetimi, "Öf!.. yettiniz be!.." ya da "Ben ne yapacağımı bilirim" cinsinden birşeyler demeye kalkıştı ve Irak''ı bombalayıverdi.

Şimdi birbiri ile kavga edenler dahi, kendi aralarında bu hadiseyi konuşuyorlar.

ABD hazır değil, ve kararsız

Öyleyse bütün bu olup bitenlerden bir sonuç çıkarmaya çalışalım: Orta yerde ne Irak''a yönelik, ne de Ortadoğu sorununun çözümüne ilişkin yeni bir yaklaşım okunmuyor. ABD''nin bu hali, ben henüz bu sorunlar konusunda bir tercih geliştirmiş değilim. Onun için zamana ihtiyacım var. Fakat bu arada, benim gücümü ve varlığımı da asla gözardı etmeyin ve unutmayın demek istediğini ortaya koyuyor.

Düşünün ki, bundan önceki son Irak saldırısı da, Clinton''un Monika skandalı sırasında vuku bulmuştu. Orada iç kamuoyunun dikkatini değiştirmek; burada da dış kamuoyunun dikkatini çekmek ve "yerinde say, marş!.." cinsinden bir şeyler. Bir nevi, "eylem içinde eylemsizlik" politikası!..

23 yıl önce
ABD"nin amacı ne?
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’