|
Ecevit de küskün!

Son günlerde Türkiye''nin, siyasal ve sosyal nitelikleri ağır basan garip bir depresyon sürecine girdiğine bilmem dikkat ediyor musunuz? Bankalar operasyonu, enerji operasyonları, Buffalo Operasyonu vs.

Şu anda, Türkiye''nin içine girdiği arınma sürecini tersine çevirmek isteyen bir karşı dalga hareket halinde!.. Ülke olarak maruz kaldığımız karşı dalganın, tabiî ki aynı alanda savunmaya geçmesini bekleyemezsiniz. Bunu beklemek zaten safdillik olmaz mı?

Terörün anlamı hükümetin vehmi

Peki, bu konuda nasıl bir yol izleniyor?

İlk dikkati çeken, arınma ve normalizasyon arayışlarının, beklenmedik terör ataklarıyla göğüslenmek istenmesi!.. Kamuoyunun ve siyasetin gündeminin, bu yoldan değiştirilmek fikri!.. Daha doğrusu, ülke olarak önünüzde meşgûl olmayı gerektirecek daha başka problemler var mesajı. Bunlarla meşgul olun; diğer konunun peşini bırakın ısrar ve şantajı!..

Sayın Ecevit de, Mesut Yılmaz''a yönelik olduğu yorumları yapılan son operasyonları, hükümetinin gidiciliği veya götürülmek istendiği biçiminde algılıyor ya!.. İşte bütün mesele burada düğümleniyor. Hükümetini ayakta tutmak için, Sayın Başbakan, Yılmaz''a alabildiğine kol kanat geriyor. Kol gerdikçe de, siyasal zeminlerini kendi eliyle tahrip ediyor.

Bu yoruma nerden varıyoruz?

Sabah gazetesinin, yani Dinç Bilgin ailesinin kullandığı bir manşetin üzerine, balıklama atlamasından!.. Bu psikoloji, doğrusu bir Başbakan''a hiç mi hiç yakışmıyor. Daha dün denebilecek bir zamanda, Yılmaz hükümetinin yıkılıp da, yerine yeni bir hükümet arayışına girildiği ''1998 Aralık ve Ocak''ında, Yalım Erez''i Başbakan yaptırmak için akla karayı seçen odak Sabah gazetesi değil miydi?

Aynı şekilde, Süleyman Demirel''in Köşkü ile görünmez bir mihrakın ve de Sabah gazetesinin icadı değil miydi Küskünler Harekâtı? Siyasal sistemi alt-üst etmenin ve seçimleri tehir ettirerek Yalım Erez''i Başbakan yaptırabilmenin son bir çıkışı değil de neydi Küskünler Harekâtı? Yani tasfiye olmaya yüz tutan Birinci 28 Şubat takımı yok muydu bu harekâtın arkasında ve bu dalga doğrudan doğruya sizin de tasfiyenizi matuf değil miydi?

Ecevit ve Sabah flörtü

Savcı Talat Şalk''ın yaptığı yazışma belki yanlıştır. Fakat böyle bir yanlışı bir Başbakan''ın, kamuoyu önünde ağır bir uslûpla tartışmaya kalkışmasının ardında, yolsuzluk operasyonlarının rüzgârını kesmek arzu yoksa, başka ne olabilir? Sayın Hüsamettin Özkan sizin adınıza bu mesajı aktaramaz mıydı? Dolayısıyla Sayın Başbakan''ın son tavrı; bir problemi sühûletle çözmek yerine, geçmiş yıllarda sık sık kullandığı krizi bir siyaset argümanı olarak kullanmayı matuf yeni bir arayış olarak gözükmektedir.

Daha vahim olan bir ihtimale de, burada işaret etmek zarureti vardır. O da şudur:

Geçtiğimiz yaz aylarında Mesut Yılmaz''ı, Yüce Divan''a gönderebilmek için, ona bütünüyle salvo atışına geçen çevreler, şimdi ne olduysa oldu garip bir politika değişikliği içine girdiler. Biz o sıralarda bu usûlün de, uslûbun da yanlış olduğunu sürekli yazdık. O gün son derece soyutta kalan iddiaların, belki bu aşamada somutlaşma ihtimali gözükürken; dün Yılmaz''a karşı çıkan sınıfların çoğu, satır aralarından yarı mahçup bir hava ile bu son operasyonlara karşı çıkmaya çalışıyorlar. İşte burada garip bir kırılma yaşanıyor. Dün kara dediğine, bugün ak demeye teşne bir sınıf üremeye başlıyor. Ve işte Dinç Bilgin''in gazetesi bu noktada, yeni bir fonksiyon yüklenebilmek için varıyla yoğuyla gayret ediyor.

Eski çamlar şimdi bardak!..

Buradan varmak istediğim Sayın Başbakan da, tabiî Sayın Yılmaz''la birlikte, o eski enkazın tortularının tahikatına göre harekete kısmen de olsa teşne gözüküyor. Dikkat etmiyor musunuz? 169''uncu madde değişikliği arzusundan kaşla göz arasında vazgeçivermediler mi?

Son bir not: Meclis''teki son müessif hadiseler doğrusu çok ayıp!.. Bu konuda sırf hükümeti hatalı görmek doğru olmaz. Hükümet sayısal ekseriyeti temin edebilirse, ''İç Tüzük''ü değiştirebilir. Ne var bunda? Bir tasarıya karşı olmak başka işi fiilî müdâhaleye kadar vardırmak daha başka. Söyleyeceğim budur: Muhalefet saygınlığını yitirmemelidir. Çünkü onlara ihtiyacımız var.

23 yıl önce
Ecevit de küskün!
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi