|
Ekonomi bürokrasisi, AB ve Türkiye

IMF reçetelerinin, Türkiye''yi ve Türkiye ekonomisini deneme tahtasına çevirdiği ve bu uygulamalar karşısında âdeta kendimizi kobay gibi hissettiğimiz bu günlerde, Türkiye''nin Avrupa Birliği üyeliğine ilişkin son derece önemli gelişmeler yaşanıyor. Fakat önce ekonomi ve ekonomi politikalarındaki bir açmaza işaret edelim:

İnşaallah, indir-bindir bir tahtırevalliyi andıran ve ülke ekonomisi nâmına hayırlı bir sonuç üretmeyeceği daha başından belli olan "IMF''nin para politikaları"ndan başımızı kaldırır da; üretim, kalkınma ve ihracatı esas alan millî bir ekonomi bilincine ulaşma imkânına ereriz.

İşte bu noktada, Merkez Bankası ve Hazine bürokrasisinin başına getirilecek yetkililer büyük bir önem arzediyor. Bu bürokrasi, uluslararası para tekellerinin ve sıcak/korsan para oyunlarının, uluslararası sistem nâmına trafik polisliği vazifesini mi göreceklerdir; yoksa millî ekonominin inşası ve korunması nâmına yüksek bir bilinci mi temsil edeceklerdir?

Çankaya ve MHP''ye düşen

İşte Çankaya''nın rolüne burada ihtiyaç duyuyoruz. Yolsuzluklara kilitlenmiş bir dikkatten kuşkusuz Türkiye kamuoyu memnundur. Fakat asla bununla yetinemeyiz. Hazine ve Merkez Bankası''nda görevlendirilecek yüksek bürokrasinin her türlü şâibeden uzak olması kadar, bu toprağın ve ekonominin varlığı, muhafazası ve geliştirilmesi hususunda da bir kaygı duyması gerekmektedir. Falan sermaye grubunun, filân tekelin veya uluslararası kuruluşun değil, bu ülkenin ve ekonominin sorumluluğunu duyan bir bürokrasi!.. Millet olarak aradığımız budur.

Bu hususta inisiyatif, kuşkusuz, bütünüyle sayın Sezer''e âit değildir. Hükümet önerecek, sayın Sezer de onaylayacak!.. Ne var ki hadise, bu seviyelere de indirilemez. Türkiye''de sermaye tekellerinin ürettiği ve hükümet teklifi seviyesine de yükselttikleri isimlere özellikle dikkat etmek ve bunlardan bilinçli olarak uzak durmak gerekiyor.

Benim kanaatim, bu hususta MHP''ye de büyük görev düşüyor. Merkez Bankası ve Hazine Başkanı''nın istifalarında, MHP''nin rolünün önemli bir bulunduğu yolunda ciddi duyumlar geliyor kulağımıza. Bu duyumlara istinaden yazıyoruz bu satırları! Meselâ Zekeriya Temizel gibi temiz, açık, güvenilir isimler üretilemez mi diye düşünüyoruz. Ve sırf bu kaygı ile, Köşk''e ve koalisyon ortağı MHP''ye, bu mânâda bir hatırlatmada bulunmadan yapamıyoruz.

AB-Türkiye yakınlaşması

Yazının başında kaydettiğim AB meselesine gelince!..

Bildiğiniz gibi, Ulusal Program meselesi çok şükür MGK''da görüşüldü ve azçok çerçeveleri netleşti. Türkçe dışındaki diller meselesi ve MGK''da sivillerin ağırlığının artırılması gibi. Ulusal Program, halen devam eden NATO Dışişleri Bakanları toplantısından sonra iyice netleştirilecek. Özellikle Avrupa Ordusu''nun konumunun ve Türkiye''nin bu güçle ilişkisinin, ne derecede hayati bir mesele teşkil ettiğini bu vesile ile bir kere daha hatırlatmak isteriz.

Bu arada, Avrupa Birliği cenahından atılan adımlara da dikkat ediyor musunuz bilmem. AB ülkeleri, Türkiye''ye ilişkin "Çerçeve Yönetmelik''i" onayladı. Artı, yıllardan beri askıda tuttukları ve âdeta kokuttukları "mâli protokoller"e de işlerlik kazandırdılar. Bunlara bakarak Türkiye''de, ulusal program meselesine gerekli ivmeyi kazandırdı.

AB: İten ve çeken politikalar

Burada dikkat etmemiz gereken bir husus da şudur. Ermeni soykırım suçlamaları ve Kıbrıs baskıları karşısında Türkiye alttan almadığı gibi, tam aksine Batı karşıtı tavırları devreye soktuğu bir anda, Mali Protokoller''in önü birden bire açılıverdi. Bu fikir neredeyse 3-4 haftadır konuşulmaya başlamıştı. Hem de soykırım suçlamalarına karşı, Türkiye''nin Fransa''ya yönelik ambargo kararlılığınının şiddetini artırdığı sıralarda!..

Öyleyse buradan şöyle bir sonuç çıkıyor:

Türkiye ve Avrupa Birliği''nin, birbirini çeken ve iten taraflarını gözden kaçırmamak ve ona göre bir stratejiyi asla ihmal etmemek gerekiyor. Şu günkü halde hem Türkiye, hem Avrupa Birliği işte bu gerçeği ihmal etmeyerek, ihtiyatlı adımlar atıyorlar.

23 yıl önce
Ekonomi bürokrasisi, AB ve Türkiye
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler