Birleşik Devletler ordusunun bölgeye dönmeyeceğine ilişkin Washington söylemi Obama politikalarının cari olduğunu gösterse de, bölgedeki hareketlilik Amerika"nın Irak ve Suriye"ye "tahminlerden fazla" abanacağını gösteriyor...
ABD Dışişleri Bakanı Kerry"in bölgeye yaptığı seri/sürpriz ziyaretler (Kahire ve Bağdat"tan sonra dün de Erbil"de Barzani"yle görüştü), ABD Başkan Yardımcısı Biden"in Başbakan Erdoğan"la üçüncü teması ve Londra"nın da Ankara"yı araması (Başbakan Erdoğan-Başbakan Cameron görüşmesi), siz bu satırları okurken Brüksel"de Irak konulu NATO Dışişleri Bakanları toplantısının gerçekleşmesi, vb...
Esasen bu eğilimin teyidi için görüşme trafiği kronolojisi çıkarmaya gerek yok; Tahran"ın reaksiyonunu gördüğünüzde durum anlaşılıyor. İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney"in sessizliğini bozması önemli; "İran İslam Cumhuriyeti, ABD"nin Irak"ın içişlerine her türlü müdahalesine şiddetle karşı çıkıyor. Irak"taki fitnenin ve ateşin perde arkasında başta ABD olmak üzere hegemonyacı Batılı güçler var. Çünkü ABD kendi komutası altında hareket eden kişilerin Irak"a hâkim olmasını istiyor"...
Açıklama tabii ki bir zamanlama ifade ediyor ve bu "gel-git"lerden önce Tahran, "Bağdat"a 300 Amerikalı askeri danışman" mesajını anlıyor. Anlamasa zaten garip olur çünkü "danışman gönderme" yerleşik bir Tahran dış politika pratiği. IŞİD"e karşı Bağdat"a destek için gönderilen İran Devrim Muhafızları ile ABD"li danışmaların aynı mevziiye düşmelerinden komik ne olabilir? (Ek; İran, Batı ile arasındaki nükleer uzlaşı arayışlarının politik ve ekonomik getirilerini gördü ve daha istiyor!)
Bu askeri müdahaleye "sınırlı" kelimesinin eklenip eklenmeyeceği üzerine tartışma yürütülebilir ama en azından, ABD dış politikasının "Obama"dan daha katılımcı" olacağına ilişkin ipuçları hissediliyor. Yani, Amerika"nın Irak"ta beklenenden daha geniş -büyük değil!- bir askeri uygulaması söz konusu olabilir.
Yukarıdaki Hamaney örneğine benzer bir delil olarak; "Der Spiegel dergisine göre, Türkiye"de Patriot füze savunma sistemleri konuşlandıran NATO müttefikleri ABD, Almanya ve Hollanda, Suriye"nin kimyasal silahlarının imha edilmek üzere tümüyle ülkeden çıkarılmasının ardından, Patriot bataryalarına gerek kalmayacağı değerlendirmesini yaptı" haberini de işaret etmek gerekir. (Hürriyet, 23/05) Patriotlar"ın görev süresi uzatılacak mı, uzatılacaksa nasıl?..
SURİYE-IRAK-IŞİD TEK SAVAŞ ALANI!
Küresel okuyucuların gönderme yaptığı taze bir değerlendirme var. Bu değerlendirme, IŞİD-Suriye-Irak"ı "bir" savaş/sorun/çözüm alanı olarak görüyor.
Türkiye ve Özbekistan"da büyükelçilik yapmış Hintli eski diplomat Bhadrakumar bu fikir için şunları yazmış; "Dışişleri Bakanı Kerry Bağdat"dayken Dennis Ross"un Pazartesi günü çıkan makalesi geleceğe yönelik müthiş bir değerlendirme. Bu yazıda Irak ve Suriye çatışmalarının tek bir savaş alanı olarak değerlendirilmesi çağrısı yapıyor."
Dennis Ross, özellikle Ortadoğu"ya yönelik dış politika söz konusu olduğunda Cumhuriyetçi veya Demokrat fark etmez, Washington"daki yönetimlerin -ki üç ABD Başkanı"na danışmanlık yapmıştır- "sözü hep dinlenmese" de, takip ettikleri bir uzman. Türkiye"de de "tanınan/bilinen" bir isim!
Ross"un 23 Haziran"da yayınlanan yazısı, Irak-Suriye ve IŞİD meselesini aynı pota üzerinde toplayarak, tek bir algı/müdahale alanı olarak görmeyi öneriyor; "Washington"un IŞİD"e yönelik eylemleri, Irak ve Suriye ile birlikte değerlendirilmeli. ABD"yi ve bölgedeki müttefiklerini tehdit eden güçleri zayıflatma yönünde bir stratejiye dayandırılmalı" ("To contain ISIS, think Iraq-but also think Syria", Dennis Ross, LA Times, 23/06.)
Mealen, Bağdat hükümetinin bu soruna önlem geliştirmesinin mümkün gözükmediğini, Suriye"nin de bu haliyle- Esad yönetimiyle- dünyadaki radikalleri çekmeye ve üretmeye devam edeceğini, artık ortada sınır-mınır da kalmadığını, IŞİD"in de işte bu iklimin meyvesi olduğunu belirtiyor. Bu yüzden de Bağdat yönetimi, Esad yönetimi ve IŞİD"i tek elde toplayarak -sıkmak öyle mümkün- derde şifa aranmasını öneriyor. IŞİD"i yok etmekle problemin yok olmayacağını söylüyor.
SINIR SİLGİSİ!
Parlaklığı bir kenara önemli olan Beyaz Saray"ın bu fikir üzerinde ne kadar düşündüğü! ABD Dışişleri"nin ve Beyaz Saray"ın "bütün seçenekler masada" söylemine dahil mi bilinmez ama şu an bölgedeki Amerikan hareketliliği bu aklın işaretlerini veriyor.
Eklenmesi gereken bir nokta da, komşuların buna nasıl bir "destek" verecekleri veya "köstek" olacakları? (İsrail ve Suudi Arabistan"ın bu plana olumlu bakacaklarına ilişkin bir kabul de var.)
IŞİD sorunu üzerinden giderek, İran"la nükleer uzlaşma, Bağdat"ın, nasıl diyelim, "rehabilitasyonu", Şam"ın düşmesi (kimyasal silahların boşaltılması bu fikre eklenebilir), Şii ve Kürt bölgelerinin rahatlatılması- beğenilsin beğenilmesin- bir ölçek koyuyor önümüze. Eğer operasyonun ölçeği bu ise Ukrayna"dan bağımsız düşünülemez! (Mesafe kafaları karıştırmasın. Artık harita yok, ölçek var!)
IŞİD-Suriye-Irak-İran söz konusunu olduğunda Rusya"nın nispî sessizliği dikkat çekebilir. Bu biraz ABD"nin tutumu ile ilgili. Ukrayna"da dondurucu siyasetin sınırlarına sıkışmış kriz, Washington"un Moskova"dan talepte bulunmasını zorlaştırıyor. İşte bu durum, ABD"nin "gerekmiyor zaten" demesine neden olabilir. Rusya"nın ne diyeceği ise "çok sorun, tek ölçek" vuruşundan sonra anlaşılır. Ya da Ukrayna"da uzlaşı olur!
twitter.com/nedretersanel