|
Kayıp Malezya uçakları ortaya çıkarsa

Kimi dış politika yazarlarının, “Merkel’in Rusya’ya yönelik ambargoya destek vermesi, barışın tehdit altında olması ve bir toplumun özgürlüğünün çiğnenmesinden duyduğu kaygı nedeniyleydi” türünden ‘ulvî stratejik okumaları’, hayatın akışına uygun olmadığı gibi, Kasım’daki G-20 zirvesinden bu yana ilk kez gerçekleşen Merkel-Putin görüşmesini izahtan da vareste...

22 Aralık’ta Almanya başbakanı Angela Merkel, Rusya, Fransa ve Ukrayna cumhurbaşkanları Vladimir Putin, Francois Hollande ve Petro Poroşenko arasındaki dörtlü telefon görüşmesi Doğu-Batı dengesi ile Ukrayna’da ne olacağına ilişkin önemli ipuçları içermekte...

Rusya şu anda Suriye’de denediği pratiğin hemen aynısını Ukrayna’da tekrarlıyor; Kiev temsilcileri ile ülkenin doğu kısımlarını kontrol eden isyancıları bir araya getirmeye, ülkeyi federal yapı içinde koruyacak anayasal reformla ilgili adım attırmaya çalışıyor.

Berlin-Moskova ilişkilerinin Ukrayna yüzünden gerildiği-gerekçe ve teşvikçiler tartışılır olmakla beraber-sır değil. İki ülkenin birbirini kamuoyuna önünde hırpaladığı örnekler bile yaşandı. (‘Russia’s Lavrov says Moscow concerned by German leaders’, 09/12, Reuters.) Ancak bu telefon diplomasisi Almanya Şansölyesi’nin masaya döndüğünü gösteriyor. Bu önemli.

Angela Merkel’in sert iç muhalefete, hatta kabinesinin içinden gelen itirazlara rağmen, hangi kanallarla ‘Kremlin’e yürüme’ye ikna edildiği üzerinde düşünülmeli. Bu konuda Berlin’e Ankara’dan, pardon İstanbul’dan ricalar gittiği bile söylenebilir. Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Stenmeier’ın Rusya ile ilişkileri koruma amaçlı tutumuna girmiyorum bile. Ama Stenmeir’e hangi Avrupa başkentlerinden eleştiri geldiğine bakıldığında, hepsinin Rusya’ya karşı ABD tarafından tahkim edilen ülkeler olduğu görülecektir.

BU DA BİR EKSEN: FRANSA-RUSYA

Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, Rusya ile ilişkileri ayrı bir kulvardan toparlayarak geliyor. İki hafta önce Kremlin’deydi. Ukrayna krizini aşmak için konuştu. Görülüyor ki, Avrupa ile Rusya arasında bir kapı aralamış. Diğer ülkelerin bundan ne anladığını, işte dörtlü toplantıya yapılan Berlin katılımından çıkarabilirsiniz. Hollande, Putin’e, ‘yaptırımların devam edebileceği’ kartını da gösterdi ama bu kozlar iki tarafı keskin bıçak gibi. Avrupa’yı da doğruyor.

KAZAKİSTAN’IN UKRAYNA’DA İŞİ NE?

Bu köşenin müdavimleri birden çok defa Ukrayna’dan başlayan yırtılmanın, doğu yönünde-zikzaklar çizerek-en az Kazakistan’a kadar devam edebileceğini, herkesin söküğün bir tarafını tutması gerektiğini yazdığımı anımsayacaktır.

İşte Pazartesi günü, bahsettiğim dörtlü görüşme yapılırken, Kazak Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in uçağı Kiev’e indi. Kazakistan-Rusya ilişkilerinin yakınlığı malum. Belli ki Nazarbayev Kiev’e arabulucu göreviyle gitti, Putin’in mesajlarını, tekliflerini iletti. (Alakasız bir başkent gibi görünen Astana’nın meseleyi ele alışı, korkuların büyüklüğünü böylece teyit etmiş oldu.)

WASHİNGTON SABOTE EDER

İşler bu noktaya geldikten sonra korkulması gereken, ABD’nin bu süreci mayınlama ihtimalidir. Amerika’nın Rusya-Avrupa yakınlaşmasını istemediği artık herkes fikir sahibi. Eğer ilerleyen barış arayışları somuta dönerse, herkes bir süre sırtını kollayarak gezmeli. Çomağın tekerleğe gireceği bir zamanlama yazmak riskli olsa da; ne olacaksa 2015 Nisan-Haziran döneminde, belki daha da önce olup-bitecektir.

BU UÇAKLARI KİM DÜŞÜRDÜ?

Düş(ürül)en iki Malezya uçağının muamması sürüyor. Ukrayna’nın doğusunda düşen ikincisinin başına gelen tam olarak aydınlatılabilirse; ya ABD-Avrupa ya da Rusya-Avrupa ilişkileri derin bir uçuruma yuvarlanabilir.

Bu vaka, Rusya-Avrupa ilişkilerinde dönüm noktası olmuştu. Amerika bunu Avrupa’daki Rus karşıtı duyguları tahrik etmede kullandı ve kabul etmek gerekir ki başardı. AB’nin Moskova’ya yaptırım uygulamadaki isteksizliği bununla aşıldı.

Uçağın başına gelenleri soruşturan uluslararası araştırma belli ki ya yavaşlatılıyor ya da üstü örtülecek. Öte yandan konuyu yeniden canlandıran bilgi ve haberler geliyor Rus medyasından. Bu da uçağın katili konusunda beklenti oluşturuyor. O haberler, ‘Ukrayna ve ABD’yi zan altında bırakan deliller var’ diyor. (‘Russian investigators get proof of Ukrainian warplane’s role in MH17 crash’, 24/12, RBTH.)

İşin daha da ilginç yanı, birinci uçağın akıbeti hakkında da bir iddianın eş-zamanlı ortaya çıkması. O da ABD’yi sorumlu gösteriyor; “239 kişiyle birlikte kayıplara karışan Malezya Havayolları uçağı ABD’nin Diego Garcia Üssü yakınlarında düşmüş.”

Paris Match Dergisi’ndeki iddia, “ABD’li yetkililer uçağın kaçırıldığını anladı. 11 Eylül benzeri bir eylemde kullanılmasın diye, yolcularla birlikte düşürüldü” şeklinde.

Moskova’nın resmi ağızdan söylediği ise şu; “yapılan, jeopolitik hedefleri gerçekleştirmek adına bir trajediyi kullanma sahtekârlığı”. Bu sözler ABD kadar soruşturmayı yönetenleri hedef alıyor. “Üstünü kapattırmayız” demektir.

Kulağı delik meraklıların kaş-göz işaretiyle dikkat çektiği bir farklılık da, Barack Obama’nın son dönem konuşmalarında ‘Rusya’yı kayırdığı’ bilgisi.

Rusların elinde Amerikalıları sorumluluk altına sokacak kanıt varsa ne olacak?

twitter.com/nedretersanel
#Merkel
#Rusya
#G-20
#Ukrayna
9 yıl önce
Kayıp Malezya uçakları ortaya çıkarsa
Milletin kader günü
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…