Soğuk Savaş sembolizminin Küba"dan daha büyük bir reklam panosu olamaz ve Moskova"nın 32 milyar dolar borcu bir kalemde silerek, Putin Fidel"in ayağına giderek, eski "elektronik istihbarat mekanizmasının" çarklarını yeniden çevirmeye başlaması, eksiksiz bir "Rusya"dan sevgilerle" mesajıdır!

Küba hamlesi, soğuktan gelen adamların, Batı"nın "yaptığı" Ukrayna"yı klonlayarak Amerikan arka bahçesine dikmesidir. 1962 füze krizinin modern sürümüdür ve Türkiye"yi de işte o kadar çok ilgilendirmektedir! (Bu işin-kim bilir ne zaman-sonunda Ruslar Küba"daki istihbarat üssünden vazgeçerken, Patriotlar Türkiye"den giderse hep birlikte global bir şakacı aramalıyız.)

Rus askeri uzmanlarının, "ABD"in "iştahını" azaltmak için eski Sovyet üssüne geri dönülmesi önemlidir" sözleri bunu anlatmaktadır. Ana yemekten önce soğuklar servis ediliyor.

Son BRİCS toplantısında Rusya, Çin ve Hindistan"ın el-ele verdiği ürkütücü "takım" görüntüsü, yukarıda anlattığımız Küba hamlesi, ABD"nin bizzat Obama"nın ağzından duyurduğu Ukrayna nedenli Rusya"ya yönelik yeni ekonomik yaptırımlar, İran"la yapılan nükleer müzakerelerin "gelemediği" nokta, sabaha karşı yapılan Katar-Türkiye toplantıları, IŞİD istilası, Filistin"e İsrail saldırısının parlaması ve nihayet düşürülen Malezya uçağı... (Stratfor dün şöyle yazıyor; "Bazen bir uçağın düşmesi işgalden daha etkilidir.") Hatta kayıp Malezya uçağı ile düşen Malezya uçağının bir "intikama" kurban gidip gitmediği!..

Keza, Mısır"ın İsrail tarafından desteklenen ateşkes teklifinin terslenmesi, Perşembe (17/07) İsrail"in, Cuma (18/07) Mısır"ın Türkiye ve Katar"ı suçlaması, yine dün Lübnan"a giden THY yolcularının alıkonması, Almanya Şansölyesi Angela Merkel"in, "biz İsrail"in tarafındayız" sözlerinden sonra Talabani"nin bugün Almanya"dan Irak"a dönüyor olması, vb...

Bunların hepsini derli-toplu birbirine iliştirmeden, bugün Gazze"de yaşanan rezilliği anlayamazsınız ve "Şam"ı IŞİD unutturdu, IŞİD"i İsrail unutturuyor" diyalektiğini çözemezsiniz. Bu resmin sadece bir parçasını, o da meşrebe uygun alarak TV oturumlarında saatlerce konuşmalar da size/sizi unutturmaktır!

Rusya, ABD ve Çin"in şu an Ortadoğu"da yaşanan IŞİD istilasına ilişkin politikaları, duruşları nedenleriyle beraber biliniyor. Ancak bir başka ve önemli süper gücün, Hindistan"ın, IŞİD"e ve İsrail-Filistin meselesine bakışı, herkes için yeni dersler içerebilir!

Yeni Delhi, tüm dünyanın gözü önünde cereyan eden Filistin"e yönelik İsrail saldırısına körleştiği gibi, neredeyse destekler bir politikayı savunmaktadır.

Hindistan"ın çiçeği burnunda Başbakanı Narendra Modi"ye ilişkin ilk stratejik bilgi Rusya lideri Vladimir Putin"in yakın arkadaşı olmasıdır. İkinci bilgi ise, Hindistan"ın bugüne kadar görüp görebileceği en İsrail yanlısı başbakan olduğudur.

Vicdan sahibi tüm ülkeler Birleşmiş Milletler"i ve küresel kamuoyunu, "İsrail"in yaptığının bir savaş suçu olduğuna" ikna etmeye çalışır ve kınarken, Hindistan Tel Aviv"e yönelik herhangi bir eleştiri yapmayı reddetmiştir. ("Govt refuses to condemn Israeli attacks in Gaza, uproar & walkout follow", The Telegraph İndia, 15/07.)

Haliyle izahı olması gerekmektedir ve verdikleri yanıt şudur; "Böyle bir eleştiri veya resmi bir kınama, "Hindistan"ın dış politikasını etkileyebilir"! İşte bu cümlenin önünde hayli durmak gerekiyor!

Şu sıralar kendi iç-dış politikasını bile etkileyebileceği hayli tartışmalı İsrail"in; Hindistan gibi tüm süper güçlerin kendi tarafına çekmek için peşinde koştuğu bir ülkeyi, hadi "korkutacak" demeyelim, dış politikasını bozma kartına sahip olması şaşırtıcı değil mi?

Evet, İsrail ile Hindistan"ın yakın ilişkileri var ve güvenlik/askeri bağlarının da kuvvetli olduğu bilinmekte. Ancak bugünkü korku-koz IŞİD ile ilgilidir ve garip bir şekilde örgütün İsrail-MOSSAD bağlantısını benzer iddialardan daha güçlü işaret etmektedir!..

Kısa süre önce Irak"ın Tıkrit şehrindeki bir hastanede çalışan 46 hemşire, IŞİD istilası nedeniyle mahsur kalmış, iradeleri dışında bölgede tutulmuş ve gezdirilmişti. Bu hemşirelerin hepsi Hintliydi. (Irak"ta binlerce Hintli bulunduğunu not düşelim.) Günlerce alıkonan hemşireler neden sonra serbest kaldılar ve Hindistan"a döndüler.

Kurtarıldıkları gün Hindistan Dışişleri Bakanlığı şu açıklamayı yapıyordu; "Hemşireler ile temastayız onları güvenli bölgeye naklediyoruz". Yeni Delhi"nin bölgede bu operasyonu yapacak "imkân ve kabiliyeti" yokken, hemşireleri IŞİD"in elinden alıp, "nakleden" kimdir? Kaldı ki, "güvenli bölge" denilen, yine IŞİD"in elindeki Musul"dur!.. Bu operasyonu kim yapabilir?

Bunu yapan güç İsrail"dir!. Hemşireleri çıkaran MOSSAD"dır!..

Delhi"nin resmi söylemi, biri Bağdat"ta olmak üzere bölgede bulunan iki üst düzey Hindistan resmi görevlisinin bu işi hallettikleridir ama bunu Hindistan basınından başkası yutmaz. (Bölgede herkes biliyor ki, işi asıl kotaran İsrail istihbaratıdır. Yine herkes biliyor ki, İsrail istihbarat unsurları bölgede yaygın ve neredeyse yerleşik haldedir.)

Ve... Bu örnek, bölgede alıkonan Türklerin durumunu izah edebilir mi?..

Yani... Bir MOSSAD payı/parmağı var mıdır?..

Artık saflar belirlenmiş durumda ve cephelere yerleşiliyor. Bundan sonrası tatsızlaşacak...