"Erdoğan karşıtlarının ellerinde tuttukları pankartlarda "Tayyip"in olmadığı bir Türkiye" sloganı yer alıyordu. Erdoğan konuşmasında böyle bir Türkiye"nin bir süre sonra olacağı sinyalini verdi; "Recep Tayyip Erdoğan ölümlüdür. Er ya da geç ölümü tadacaktır..." Ayrıca bu, tıpkı Atatürk"te olduğu gibi Erdoğan"ı da ancak ölümün iktidardan ayıracağı anlamına geliyor." ("Warum Erdogan Deutschland zum Feindbild macht Boris Kalnoky", Die Welt-Internet, 26/05)
Bu türden mide kaldırıcı eğretilemeleri/göndermeleri "bağ"lamak zorundayız; Avrupa Parlamentosu"nda milliyetçiliğin yükselişine, Almanya"nın çoğalışına (!), seçimlerden önce Avrupa"da bunun yollarını yapan seçim barajlarının indirilmesi düzenlemelerine dahi bağlamak zorundayız...
Karada Doğu ile Batı"nın gırtlak gırtlağa geldiği, tüm denizlerde tatbikat üzere "toka sancak" edildiği, Avrupa"nın korunmaya en muhtaç olduğu dönemde, ABD"nin Polonya, Estonya, Litvanya, Letonya"ya ancak "600 asker" gönderip, Avrupa"daki 21 askeri üssünün kimi küçük parçalarını, Almanya, İtalya, Danimarka, Yunanistan, İngiltere ve Belçika"dan başlayarak kapatma kararı almasını, güneye göç ederken, kuzeyi emanet etmesi gerektiğini görmek gerekiyor.
Bir devir-teslim; "yeni dünya" çekilirken "eski Avrupa" dönüyor, Rusya"ya milliyetçilik yükseltiliyor, dizginleri de Berlin"in eline veriliyorsa.. Bağlamak zorundayız...
Alman müesses nizamının kapsamlı bir stratejik değişime ihtiyaç duyması iki ana nedene dayanıyor; 1. Avrupa"yı tehdit eden faktörler ve 2. AB"nin başarısızlığı. ABD"nin Almanya"yı-aba altından sopa dahi göstererek-teşvik nedeni ise, Kuzey Denizi-Akdeniz jeopolitiği" hattının müdafaasıdır.
Berlin liderliğinin yerleşik dış politikayı-ki bugün ABD"nin yaptığıdır; "Pısırık ya da temkinli"den dilediğinizi alabilirsiniz-devam ettirilebilir bulmadığı açık. Bu aynı zamanda Almanya"nın daha önce riskli gördüğü bazı konulardan artık korkmadığını da gösteriyor! Ki, bir anlamı da "Avrupa"da yeni ittifaklar ve yeni düşmanlar" demektir. (İngiltere-Fransa-Almanya arasındaki ilişkiler Berlin açısından Paris"i öncelemeyi gerektiriyor. Cumhurbaşkanı François Hollande şu sıralar "askerle" uğraşıyor! Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanı generaller Hollande"ı istifa ile tehdit ediyorlar. Nedeni ekonomik kesintiler! Yeni dış politikası gereği ordusunu güçlendirmeye girişen Berlin"in bu konuya nasıl yaklaştığı ile bu gerilimin "nasıl" ortaya çıktığı önemli! ("French military heads threaten to resign over "grave" defence cuts", The Telegraph, 23/05. Denge listesine Fransa"nın Rusya"ya satacağı Mistral sınıfı savaş gemileri de yazılabilir. Paris istiyor ama ABD istemiyor! Gerçekleşmezse, askeri kesintiler artar, generaller azalır mı?)
Washington"un Almanya"ya gösterdiği "kâbus" şudur; darmadağın bir Avrupa, kokmaz-bulaşmaz bir Amerika ve düşman bir Rusya!
Yeni Alman dış politikası, Cumhurbaşkanı Joachim Gauck Münih"teki güvenlik konferansında ülkesinin dünya politikasında daha fazla sorumluluk alması gerektiğini söylediği anda oluştu mu? Alman hükümeti bununla uyumlu mu? Açık soralım; savunma ve dışişleri "öyle görünüyor" ama Başbakanlığın bu fikre aklı yatmış durumda mı? Daha da açık yazılır mı; Berlin içinde bir başka Berlin var mı?..
"Bu yeni diplomasi Almanları rahatsız ediyor. Körber Vakfı tarafından yapılan bir araştırmaya göre ankete katılanların yüzde 60"ı Almanya"nın dış politikada fazla sorumluluk almasını istemiyor. Çoğunluk diplomatik çabaları destekliyor ancak güçlü bir angajmanın tuzaklarına kuşkuyla yaklaşıyor." ("Almanya"nın yeni dış politikası", DW, 20/05)
Kısa süre önce Almanya Dışişleri Bakanlığı"nda bu yeni politika üzerine bir toplantı yapıldı. Hedefi "etki kazanmak" olan, "cesaret ve girişim" türünden, basına da yansıyan ama somutlaştırılmamış kararlar ortaya çıktı. Almanya gibi hesaplama disiplini yüksek bir ülke için şaşırtıcı bu durum, Cumhurbaşkanı Gauck"un Türkiye ziyaretinde devirdiği çamlar ve aldığı yanıtlar benzeri tökezlemelere yol açabilir. (Bu gergin konjonktürde Merkel ile Erdoğan"ın telefon konuşmaları hâlâ akil sonuçlar üretiyor! Berlin"in hırçınlığı Türkiye"ye artık dişinin geçmeyeceğini hissetmesinden. İki, ihtiyaç duydukları için Ankara"nın kilit konuma gelmesi! AB de artık sadeleşecek, sadeleştikçe Almanya sakinleşecek! )
Nihayet ABD ve Almanya"nın söylediklerinin meali şu; "Batı"ya yönelik acil güvenlik riskleri algılıyoruz, Çin ve Rusya"ya karşı yerküre üzerinde bir alan savunmasını paylaşacağız." Almanya için daha yumuşak alan Rusya ile ilişkilerdir. Güvenlik politikaları üzerinde ABD ile sıkı işbirliği yapılacak ama Rusya ile görüşülebilir!
Artık yeni bir Avrupa doğuyor; geri kalan Avrupa ve "diğerleri açısından" Berlin ve Moskova ile ilişkileri belirleyici olacaktır. Almanya"nın İkinci Dünya Savaşı"ndan miras travmalarının sarılacağı ve Alman Silahlı Kuvvetleri"nin-"yeniden" kelimesini yazmak istemiyorum-yükseleceği bir dönemdir bu. Berlin"in İsrail ve İran ilişkilerinin de-Amerika rehberliğinde-yeniden okunmasını gerektirir!
Bu konuda son bakılması gereken, İsrail-Almanya ilişkilerinin Türkiye"ye dönük pozisyonudur. Şu kadar yazalım; Tel Aviv, İsrail-Türkiye ilişkilerinin tam da düzeleceği zamanlamada, Türkiye"den sokulduğu görülen çomakların sahibini ve taşeronlarını görüyor! Daha doğrusu, onları "eski güzel günler"den zaten tanıyor!
