|
Britanya’dan ABD ve İsrail’i vurmak...

Neden?

Trump bunları neden yapıyor sorusuna verilen basit yanıt, içeride sıkışmış olması. Bu izah dünyayı daha da kirletiyor. İş, porno yıldızlarıyla ilişkisini örtmek için Müslüman çocuklarını öldürmeye geliyor. Yazık ki doğru...


Ama Amerikan-İsrail planı bu kadar değil. Bu haliyle ne Kuzey-Güney Kore barışı kurulurken İran barışının bozulmasını anlayabiliriz ne de ‘Küre Koalisyonu’ ile başlayıp bölgeyi kavuran merkezkaç kuvvetini...

Eğer Kudüs’te olanların Washington boyutundaki en az bir ipucunu tutmak istiyorsak, örneğin son hafta içinde gelişen şu diyaloğu ve arkasını duymalıyız...

Ermenistan Başbakanı: Türkiye ile ön koşulsuz diplomatik ilişki kurmaya hazırız... (09/05)

Türkiye Cumhurbaşkanı: Bu olumlu tabloda eksik olan tek ülke Ermenistan’dır. Ermenistan yönetiminden makul yaklaşım göreceğimiz günleri özellikle bekliyoruz... (14/09)

Başbakan Paşinyan’ın göreve geldiğinin ertesi günü Dağlık Karabağ’da yaptığı çağrıya Türkiye, İngiltere’den yanıt veriyor!

Alakasız görünen bu sahneyi kuran kim?

ABD İLE RUSYA, ATLANTİK’LE ASYA ARASINDA BİR ADA...

İngiltere, Ankara’nın çok özel ilişkilere sahip olduğu Rusya’nın (Bu olaylar yaşanırken SVR Direktörü ve MİT Müsteşarı İstanbul’da toplantıdaydılar) en keskin düşmanı. ABD ile ciddi çöküntüler, stratejik ayrışmalar yaşıyor. AB ile zaten koptu. İsrail’in de “kurucu hamisi”. Bu zamanlamaların kesiştiği yerde Türkiye Cumhurbaşkanı’nı ağırlıyor!

Daha ne olsun?

Bu sahnenin arkasında da bir akıl var.

Londra-Ankara hattını anlamak için bir seri yapalım...

Bir, “İpek Yolu ile artık ekosistem, Pekin’den Londra’ya kadar dünya nüfusunun 3’te 2’si, dünya ekonomisinin yüzde 60’ı bu network’a giriyor. Bu kuşak Anadolu’dan geçiyor”... (Enerji Bakanı Berat Albayrak, 12/05.)

İki, “İngiltere ile özel bir ilişkimiz olduğu açık. Müttefiklik ilişkisinin nasıl konumlandırılması gerektiğini bazı müttefiklerimiz İngiltere’den öğrensin... Türkiye’nin yüksek diplomasi uygulamasının bir benzeri de İngiltere ve Rusya arasındaki ‘casus krizi’ sırasında sergilenmiştir”...(AB Bakanı Ömer Çelik, 11/05, Ömer Bey son Londra ziyaretinde ülkenin üst düzey savunma sanayii, ilgili bürokrat ve generalleriyle bir toplantı yapmıştı.)

Üç, “Türkiye, İngiltere’nin vazgeçilmez ortağıdır. Stratejik ortaklığa doğru gidiyoruz. 15 Temmuz’da bizi dehşete düşürdü. İngiltere bunların sığınacağı bir yer olmayacak. Darbeyi Gülencilerin yaptığı noktasında şüphemiz yok. Türkiye-Rusya ilişkisini de anlıyoruz. Sayın Erdoğan-Putin-Ruhani birlikte çalışıyorlar. Bu bize Batı’ya tehdit gibi görünmüyor”... (İngiltere’nin Türkiye Büyükelçisi Dominick Chilcott, 13/05.)

Dört, iyi okuyalım; “Türkiye ile Birleşik Krallık arasındaki stratejik ortaklığı basit bir tercihin ötesinde, iki ülkenin ve geniş bir coğrafyanın menfaatleri açısından gereklilik görüyorum”...

“Ülkemizin yanı başında dünyayı etkileyen ciddi sınamalar yaşanıyor. İki ülke bu sınamalarla omuz omuza mücadele ediyor”...

“Türkiye’nin operasyonel imkânları ve Birleşik Krallık’ın finansal gücü bir araya geldiğinde ortaya çıkacak sinerji büyük kazanç sağlayacaktır”...

Londra da Cumhurbaşkanı ile aynı fikirdedir;

Beş, “Türkiye ile ilişkilerimiz üç ana konu üzerinde temellenecek; Güvenlik, ticaret ve dış politika”... (Alan Duncan, İngiltere AB Bakanı, 15/05.)

Irak, Suriye, S. Arabistan ve İsrail tarihlerinde Türkiye’yi yaralayan bir seri öykünün yazarı olarak İngiltere, bugün değişen yıkıcı ve tehlikeli konjonktür içinde ‘kerteriz noktası’ olarak sadece Ankara’yı görüyor.

Keza, dün İsrail’de yaşanan katliamdan, S. Arabistan, BAE ve Mısır’ın “sessizliği” de aynı derecede sorumludur. Kuzuların sessizliğidir ve farkında değiller! Ramazan’da Müslüman kanıyla abdest alıyorlar!

‘BAŞKAN CV’Sİ...

İşte, bir gün içinde Türkiye ve dünyanın gündemi değişti ve şimdilik iç siyasi gündem düşmüştür. Çok söylüyoruz, eskisi gibi değil; dünya zaten iç-dış politikanın aynılaştığı bir süreç yaşıyor ama Türkiye 360 derece ile dışarı bakmayı yeni öğrenen bir ülke. Bunu yapamasın için kurulmuş iç-dış tuzakları bozarak geldiği yerdir burası.

24 Haziran’da iş için millete başvuran Cumhurbaşkanı adaylarının ‘CV’lerine bunun için bakmalıyız. Şeytan ağlarına yapışmadan, bıçak sırtlarına basarak ülkeyi küresel kaostan hangisi çıkarabilir?

5 Mayıs satırlarımın anlamı oydu...

“Ülke içi, bölgesel ve küresel konjonktür, Ankara’nın meseleleri ele alma-çözme metodolojisinde değişiklikler yarattı.

Bu birikim, emsalsiz ve başka yolla kazanılamayacak bir ‘devlet tecrübesi, hükümet etme hızı, becerisi’ üretti.

Tüm kurumsal bileşenler, ‘yerleşik/klişe/köhne yapısal sorunlar’ içeren siyasi/bürokratik/askeri/diplomatik organizasyon şeması ile yönetilecek halden çıktı...

Bu halde seçim sandığının cevaplaması gereken bir seri sorunun üstünde, daha kalıplı bir sorumlulukla karşı karşıyayız...

Hangi aday; bu çapta ve güçte bir Türkiye’yi kontrol etmekte, yönetmekte muktedirdir?

‘Tercihimiz’, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında sadece başarmış bir Türkiye’yi tamamlamakla kalmayacak, bölgemize ve dünyaya da nasıl olması gerektiği konusunda örnek sunacak”...

Şimdi alalım elimize Başkan adaylarının özgeçmişlerini, 15 yılda hangi imtihanlardan geçmişler ona bakalım...


#ABD
#Britanya
#İsrail
6 yıl önce
Britanya’dan ABD ve İsrail’i vurmak...
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’