Bir devlet hukukî, askerî, malî, manevî, ahlakî, sosyo-kültürel vb. ilişkilerin ahenkli toplamından oluşur. Bunlardan bir veya birkaçının bir diğerlerinden daha fazla ya da az etkili olması devletin istikrarını etkileyebilir ama olumsuz olarak değiştirmez. Ta ki, mezkûr ahengi bozacak bir durum ortaya çıkmasın.
Nitekim gerek ibret alalım, kendimiz için doğru hayatı keşfedelim diye verilen Kitabî misallerden, gerekse bizzat tanığı olduğumuz ilgili şeylerden öğrendiğimiz ve elde ettiğimiz sonuçlar da bu doğrultudadır.
Tecdidin sadece şeri’i bir tutumdan ibaret olmadığını, coğrafî-siyasi tedbirlerin zamanında alınabilmesini de kapsadığını unutmamak gerekir.
Buradaki “geçmişi bütünüyle bir kenara koyma” vurgusu, yine Alam’ın “Batı’nın İslam algısını tanımlamakla kalmayan, ama aynı zamanda Müslümanların kendi dinlerini algılayış tarzını da şekillendirmeye başlayan bir İslam şablonu”ndan söz edişine göre İngilizlerin Müslüman diyarlarındaki sömürgen-Haçlı uygulamalarının hâlen yürürlükte olduğuna işarettir. CHP ile içteki ve dıştaki dostlarının Erdoğan’a tahammülsüzlüklerinin kökenini de burada aramak gerekir.
Ancak bir kıyamete maruz kalınmışsa -ki kalınmıştır-, tecditten daha fazlasını düşünmek ve yapmak da şart olmuş demektir.