|
Ahlaklı olmak bilgiyi bilmekten önce gelir

Bilgiden ilk maksat, öğrenmektir. Bu manada, bilmediğini bilmenin bir tür bilgi olduğu, cahil sıfatının ise ancak bilmediğini de bilmeyenlere verilebileceği ifade edilmiştir.



Bilmeyle ilgili bir problem daha vardır ki, bu asıl bilmeye ilişen değil, doğrudan ahlak ile bitişen bir problemdir.



Şöhret elde etmek için muhataplarına çok şey bildiklerini göstererek (deyim yerindeyse bildiklerini tiyatrolaştırarak) sunanlar, kendilerine mahsus bilgisel bir iktidar alanı oluşturmak isteyenler ve dolayısıyla dünyalık temin etmeyi başkalarına bilgiyle fayda sağlamanın önüne geçirenler, bildikleri üzerinden alimlerle yarışmaya, cahillerle didişmeye kalkışanlar, o cümleden olarak bilmeye ve öğrenmeye mahsus bir problemden önce açık bir ahlaki zafiyetin içine düşmüş olanlardır ki, bunlar başka bir yönden cehalet ile de kuşatılmışlardır.



Bu noktada sözü, belirtilen hali en iyi fehmedenler biri olması bakımından,

Ahlâki'l-Adudiyye

şârihlerinden

Taşköprizâde Ahmed Efendi

'ye bırakıyorum:



Hikmet erdeminin nitelik yönünden sapması âlimlere küstahlık yapmak ve beyinsizlerle didişmek için bilgi öğrenen kimsenin durumu gibidir.


Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Kim ilmi, sırf alimlerle boy ölçüşmek, cahillerle münakaşa etmek (onları susturup ilmini göstermek) ve insanların teveccühünü kazanmak için öğrenirse, Allah onu cehenneme koyar.” (Tirmizî, “İlm”, 6)



O yine şöyle buyurmuştur: “Kim kendisiyle Allah'ın rızası talep edilecek bir ilmi, dünyalıklara kavuşmak niyetiyle tahsil ederse, kıyamet günü cennetin kokusunu bile alamaz.” (Ebû Dâvûd, “İlm”, 12)



Bilmelisin ki, ilim ve hikmet başka bir erdemle kıyaslanamayacak erdemler ise de bunlar halisâne bir niyet ve gönül temizliği şartına bağlıdır. İlim ve hikmetin en yücesi, bunu mârifetullaha ve O'nun katına yakınlaşmaya vesile kılmadır; en düşüğü ise nefsin onu, mârifet ve bilgiden haz duyduğu için tahsil etmesidir. Bu ikisinin arasında sonuna varılamayacak kadar derece vardır.



Bu zamanın ilim talebelerinin çoğunda olduğu gibi ilim ve hikmetin şöhret ve gösteriş için ele geçirilmesine gelince; cedel ve münazara ehlinden pek çok kimseyi görmekteyiz ki bunlar, bu ilimlerin meselelerini yakinî bilgiye varmak ve hakikati kavramak için değil, (sırf onları) devşirmek ve taklit etmek için ediniyorlar. Bunlar bu meseleleri araştırıyor ancak ondan faydalanmıyorlar, çünkü o meselelerde yakîn üzere değiller, aksine onların tahkik adına yaptıkları tek şey tahmindir.



Sen onlardan birini yoksunu olduğu halde hikmetli nutuklar atarken, meclislerde fesahatleriyle insanları hayran bırakmak için yüksek sesle konuşurken ve sırları anladığını küstahça iddia ederken görürsün.



Bilgisi kıt bir kimse muhtemelen, onun yaptığı anlatımın güzelliğini, sözünün akıcılığını, meseleyi veciz bir şekilde sunuşunu görünce derin bir âlimle karşılaştığını zanneder.



Hâlbuki o, kalplerinde olmayanı dilleriyle söyleyenler gibi geveze ve zırvalık yapandan başka biri değildir, bunlar kîl ü kâl ile övünürler, amaçları her hâlükârda hasmı susturmaktır. Hak libası giymiş şüphelerin, isabetli ve doğru gibi görünen hayallerin vehmini kapladığı, düşüncesinde bocalayan, işinde şaşkınlığa düşen kimseler de böyledir. Allah onların sayılarını ülkelerde eksik eylesin ve kullarını onlardan kurtarsın.



Nitekim Hz. Ali şöyle demiştir: “Nice âlim vardır ki yoldan çıktı ve ilmi de ona bir fayda vermedi.” (Ahlâk-ı Adudiyye Şerhi, Çev.: Müstakim Arıcı, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayınları, İstanbul 2014)



Taşköprizâde Ahmed Efendi

'nin bu tespitleri ilmi, hikmetin bilgisini istismar edenler kadar, metafiziği inkar edenleri de kapsamaktadır.



Çünkü her iki halde de bilginin istismarı, sahteliğin ve kurguculuğun öne çıkarılması söz konusudur.



Bu durumda, ilgili kişileri değerlendirirken, benimserken ya da reddederken baş vurulacak olan ilk mihengin ahlak olarak belirlenmesi elzem görünmektedir.


#Ahlâki'l-Adudiyye
#Taşköprizâde Ahmed Efendi
#Ebû Dâvûd
8 yıl önce
Ahlaklı olmak bilgiyi bilmekten önce gelir
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset