|
Avrupa’daki FETÖ

FETÖ'nün himmet adıyla topladığı, CIA'dan aldığı, Amerika'daki kumarhanelerinden elde ettiği paraları Batı medyasına akıtarak, Türkiye'yi uluslararası arenada yalnızlaştırmak için fırsat kollayan devletlerin de desteğiyle bir medya taarruzunu yürütmeye çalıştığı, bu yol ve maksatla Times, NYT, CNN, BBC ve DW'nin FETÖ'nün megafonu haline geldikleri artık herkesin malumudur.



Bu taarruza karşı, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dünya liderleriyle yaptığı ikili görüşmelerinde, Birleşmiş Milletler gibi (güya) uluslararası kuruluşlardaki konuşmalarında, tipik bir yalan makinasına dönüşen FETÖ'nün gerçek yüzünü, yüzlerce ülke için potansiyel bir tehlike oluşunu ısrarla dile getirdiğini de biliyoruz.



Bakanlar, TBMM Dışişleri Komisyonu başkan ve üyeleri de aynı bağlam ve içerikte gerekli çalışmaları, görüşmeleri yürütüyorlar.



Konunun bu kısmında bir problem yok. Ancak iş bununla bitmiyor.



Yanı başımızdaki Avrupa'da, özellikle de varlığından övünçle söz ettiğimiz Türk toplumunun etkin olduğu Almanya'da, daha birkaç gün önce, FETÖ'nün DW megafonu, “Diyalog ve Eğitim Vakfı Başkanı” sıfatıyla, FETÖ katillerinden birini konuşturabiliyor, çanak sorularıyla onun Türkiye'ye ve yöneticilerine hakaret etmesini sağlayabiliyor ve hatta “FETÖ elemanları Almanya'ya iltica etmek için kuyruğa girdiler” vurgusuyla bir mağduriyet edebiyatı üretmeye çalışabiliyor.



Benim merak ettiğim, Avrupa'daki Türk toplumunun bu sünepelere nasıl tahammül edebildikleri, kardeşlerimizin 15 temmuz ruhuyla yeniden sağladıkları birlik ve beraberliğe rağmen bunları neden hala tecrit edemedikleridir.



Tecrit derken, FETÖ elemanlarının aşikar olarak itlaf edilmelerinden söz etmiyorum. O yerlerin ilgili yasalarının içinde durularak, FETÖ elemanlarına karşı alınabilecek öncelikle yasal imkanların kullanılmasından, ardından psikolojik bir mücadelenin yürütülmesinden söz ediyorum.



15 ve 16 Temmuz günlerinde, FETÖ elemanı, eli kanlı sözüm ona çiçek çocukların, evlerinde karartma uyguladıklarını, otellerini değiştirdiklerini, biraz uyanık olanlarının hemen yeni talimatı edinerek liderlerine küfürler yağdırdıklarını sıcağı sıcağına öğrenmiş biri olarak söylüyorum bunları.



Korkak, sinik, sadist çakallar güruhu, o güçlü Türk toplumuna rağmen şimdi ellerini kollarını sallayarak gezebiliyorlar, gezmekle de kalmayıp DW mikrofonunun muhatabı haline gelebiliyorlar?



Gerçi, o muhataplar, FETÖ'nün Almanya'daki okullarından, çok sayıda öğrencinin ebeveynleri tarafından alındığını, sınıflarının neredeyse boşaldığını da söylüyorlar. Bu durum, Türk topluluğunun FETÖ'ye karşı olan hassasiyetine açık bir örnek teşkil eder, ancak bu son tahlilde tek başına yeterli görülmemelidir.



Elbette, Almaya ve diğer Batı ülkelerindeki Türk toplumu, FETÖ ile mücadelede, mevcut yasalar içerisinde imkanlarının ya da imkansızlıklarının ölçüsünü ve eylem seviyelerini, yöntemlerini bizden çok çok daha iyi bilirler. Bu manada ellerinden gelenin en iyisini yaptıklarından ve yapacaklarından yana bir kuşkumuz da olamaz.



Ama gelin görün ki, sinemadaki kılıklı bir FETÖ hödüğünün, DW mikrofonu yoluyla hala çakallığını sergilemesi, kimliğini taşıdığı ülkemi ve milletimi ahlaksızca orada suçlaması, yöneticilerimize hakaret etmesi, burada kanımıza dokunuyor kardeşlerim.



Aslında, “Haçlılardan size zarar gelmez, namusunuza sahip çıkarlar, size zulmetmezler” diyerek tarihi gerçeklerin inkarına soyunan bir namussuz liderin elemanından da zaten böylesi namussuzlukları yapmaları beklenir” diye teselli olmamız mümkündür. Ama neden pasif bir kabule, anormal olanı normalleştirmeye yönelelim?



15 Temmuz gösterdi ki,

bu milletin eli silahsız da çok ağırdır.

Dolayısıyla Avrupa'daki kardeşlerimizin de aynı şekilde eli ağırdır. 15 ve 16 Temmuz'da bu ağırlığın psikolojik olarak hissedilmesi bile FETÖ elemanlarının uykularını kaçırmaya, mekanlarını değiştirmeye, çil yavrusu gibi dağıtmaya yetmiştir.



O halde durmak yok, yola devam.



Şundan emin olalım: FETÖ hainlerine, bir vatanseverin sertçe bakması bile onu girecek delik aramaya sevk eder.



Bu manada, Avrupa'daki Türk toplumu ellerinin, dillerinin ve buğz etmelerinin gücünü müdrik olarak sürekli eylem halinde olurlarsa, FETÖ orada da mutlaka bitecektir.


#FETÖ
#NYT
#CNN
#BBC
8 yıl önce
Avrupa’daki FETÖ
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi