|
Bu dünyadan Selahaddin Eyyubi geçti
Selahaddin Eyyubi
(tam adıyla: Ebü'l-Muzaffer el-Melikü'n-Nâsır Salâhuddîn Yûsuf b. Necmiddîn Eyyûb b. Şâdî), Batı'da en çok tanınan ve hakkında en çok kitap yazılan
Doğulu
dur.


Çünkü o, Kudüs'ü Haçlıların elinden kurtarmakla kalmamış, 3. Haçlı Seferi'ne komuta eden Fransız asıllı İngiltere Kralı Aslan Yürekli

1. Richard

'ın hunharca saldırılarına karşı da Kudüs'ü büyük bir direnç ve gayretle korumuştu.



Dolayısıyla 1. Richard'ın dindarlığı, dahiyane askeri zekası, cesareti, gücü ve ataklığı çevresinde Batılarca üretilen efsanelerden o da ziyadesiyle nasibini almış olmalıydı ki, böyle bir krala Kudüs'ü vermeyen sultanın büyüklüğü sayesinde o kralla ilgili efsaneler de biraz makulleşebilsin.



Neyse ki Selahaddin, söz konusu efsanelerden, Müslümanlar tarafından gerçek bir temsilin içine çekilmek suretiyle krala göre büyük oranda korunabilmiştir.



Şu rivayet bunun en güzel örneklerinden biri olabilir:



Güç gösterisine, kahramanlık oyunlarına çok düşkün olan 1. Richard, Selahaddin'le savaşlarından birinde, iki ordu arasına yerleştirdiği çok kalın bir kütüğü, gizemli güçlere sahip olduğu sanılan Excalibur'uyla bir vuruşta ikiye böler. Buna karşılık Selahaddin, incecik kılıcını ileri uzatıp, ipek bir eşarbı yukarıdan kılıcının üzerine bırakarak, ikinci bir harekette bulunmaksızın ikiye bölmek suretiyle Kral'a öldürmenin bile bir zarafet içermesi gerektiğini anlatmış ve dolayısıyla ona bir rikkat dersi vermiştir.



Bizler de Batılılar gibi Selahaddin'i en çok Kudüs fatihi olması yönünden tanımakla birlikte, onu asıl, Mısır'daki Fatımî hilafetini ve bugünkü Kuzey Irak'taki Haşhaşîler'i ortadan kaldırarak, İslam dünyasını sapkın düşüncelilerden temizlemesiyle de severiz. Kudüs'ü fethetmesi bile adeta bunun bir ödülü gibidir.



Selahaddin'in, yetişme şartları, dini gayreti, edebi, cesareti, dirayeti, itidali, sözünün arkasında durması, ahdine vefa göstermesi, merhametliliği, yardım severliği... yönünden hayatındaki güzel örnekler,

Cemal Toksoy - Fatma Toksoy

tarafından hazırlanan

Şarkın En Sevgili Sultanı Selahaddin Eyyubi

adlı kitapta (Şule Yayınları, İst., 2015) özenle toplandığından, onları oradan okumanızı tavsiye ederek, Selahaddin hakkında

bizim Mevlana İdris

'ten dinlediğim bir olayı nakletmek istiyorum:



Bir hac sırasında, Türklerden biri aşinası olduğu ancak adını çıkaramadığı birine adını sorduğunda, ondan “Selahaddin” cevabını alır. Ancak soran kişi onun adının bu olmadığından emindir. Bir süre sonra yeniden karşılaştıklarında ona “Senin adının Selahaddin olmadığını biliyorum, neden yalan söylüyorsun?” diye çıkışınca adam şu cevabı verir: “Hayır yalan söylemiyorum. Benim adım Selahaddin değildir ancak yaptığım hac Selahaddin adınadır, yani ben onun vekiliyim. Vekil, onu vekili kılanın adıyla hareket eder. Selahaddin cihadı ve saltanat sorumlulukları nedeniyle hacca gidememiş ve bundan büyük bir üzüntü duyarak vefat etmişti. Vefatından beri bir grup Müslüman onun adına haccetmeyi kendisine görev edindi ve bu eylem bu zamana kadar kesintisiz olarak sürdürüldü. Şimdi ise o görev bizim grubumuzdadır.”



İbn Şeddad'da, Akka sahilini göstererek, “Arzuluyorum ki, bu sahilde bulunan şehirlerin geri kalanını fethetmeyi Allah nasip ederse, vaziyetimi yazıp, topraklarımı taksim edeceğim. Şu denizde (yani denizde böyle korkunç dalgalar varken bile) gemiye binip adalarını ve onların (Hristiyanların) ellerinde bulunan bütün toprakları alacağım ve buralarda ya Allah'a küfrü (Hristiyanlığı) ortadan kaldıracağım ya da bu yolda öleceğim” diyen Selahaddin,

4 Mart 1193

tarihinde Şam'da vefat etmişti.



Onun adına hac yapan Müslümanlardan biri olamasak da, vefatının şu birkaç gün sonraki sene-i devriyesinde, Mehmed Âkif Ersoy'un “Şark'ın en sevgili sultanı” olarak selamladığı Selahaddin-i Eyyubi'yi Yasin-i Şerif'lerle, dilimizin dönebildiğince güzel dualarla, rahmet dilekleriyle hatırlasak, hem onun adına hem de kendi adımıza ne hoş olur.



Çünkü müminlerin rahmet duasına muhatap olabilen bir Selahaddin olmak ne kadar önemli ise, Selahaddin gibi bir İslam savaşçısına dua edecek bir fikriyatın, bilincin, geleneğin sahibi olabilmek ve ona dua etme nasibine erişmek de önemlidir.



Oğlu Zahir'e “Kan dökmeme konusunda seni uyarıyorum, bundan olabildiğince kaçın! Kan dökmemeyi adet haline getir! Çünkü

kan hiç uyumaz

” diye öğüt verebilen Selahaddin'in mekanı cennet olsun; hatırası daima mümin kalplerde bulunsun.


#Selahaddin Eyyubi
#1. Richard
#İbn Şeddad
7 yıl önce
Bu dünyadan Selahaddin Eyyubi geçti
Kara dinlilerle milletin savaşı
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim