|
Devlet malı deniz mi?

Bilgi birikimi, akademik kariyeri, araştırmacılığı ve yöneticiliğiyle TTK Başkanlığı''na çok iyi yakışan Ali Birinci, bu görevinde ancak üç yıl kalabildi.

2001 yılında TDK Başkanlığı''na seçilen Şükrü Haluk Akalın ise hala bu görevini sürdürüyor.

Ali Birinci, Polis Akademisi''ndeki asli görevine iade edilmek üzere görevinden alındı, taltif edilmeksizin geldiği yere tekrar döndürüldü.

Akalın''ın ise görev süresi dolmak üzere. Ankara''da onca ağır bir görevi bunca yıl yürüttüğü için, İstanbul''da –az yorularak çok kazanmasına neden olacak– bir yönetim kurulu üyeliğini hakettiği düşünülüyor olabilir, hatta kendisine Boğaza nazır bir oda da tahsis edilebilir (Buna mahsus çok çarpıcı bir örnek de var ama, söylenecek yer burası değil).

Bu bilgileri neden sitemkar bir dille verdiğimi merak ediyor olabilirsiniz. Anlatayım:

Ali Birinci''nin TTK''dan alınmasına neden olan "güç ilişkileri"nin, Akalın''ı da şunca yıldır orada tuttuğunu sanıyorum.

12 Eylül''den sonra darbecilerce yeniden yapılandırılan her iki kurumun yönetim kadroları 57. Hükumet döneminde MHP tarafından belirlendi. Turgut Özal''ın dört eğilime yaslanma polikasını büyük oranda benimseyen AKP kültürel yapılanma, değişim konusunda zaten çok da istekli olmadığından bu kurumların yönetim kadrolarına dokunmadı. Dolayısıyla bu kurumlardaki kurulu ilişkiler de değişmedi.

Çok uzağa gitmeden, her iki kurumun sitesinde başkanlarla ilgili verilen bilgilere bakalım.

Ali Birinci''nin bilimsel müktesebatının yanında, Akalın''ın bilimsel müktesebatı karikatür gibi duruyor.

Bu durumda benim yerimde siz olsanız aynı "güç ilişkileri" kuşkusunu taşımaz mısınız?

Hadi yine çok uzağa gitmeden elimin altındaki bir kitaptan da söz edeyim:

Kitabın adı: Seyyah-ı Alem Evliya Çelebi.

Doksan altı safya, dört renkli, özel kağıda basılmış.

Yazarı: Şükrü Haluk Akalın.

Batı''da "guide" yani "rehber" dedikleri türden bir kitap.

Evliya Çelebi ile ilgili hemen her kitapta bir benzerini bulabileceğiniz türden derme çatma bilgilerden oluşuyor; araştırma değil, bir bilgi keşfi hiç değil. Kitabın 26. sayfasında Seyahatname için Evliya''nın "günümüze ulaşan tek eseri" demiş Akalın.

Sayın Başkan devlet parasıyla üç kere Çin''e gideceğine, burnunun dibindeki Vatikan''a bir sefer gidip Evliya''nın "Nil Haritası"nı görse ve zikretseydi, bu bilginin hatırına "guide"ı da bir işe yaramış olurdu.

Buna rağmen kitabını 10.000 adet bastırmış. Arka kapağında "Evliya Çelebi 400" yazıyor, fiyat yazmıyor. TDK internet sitesinin "yeni yayınlar" listesinde de fiyatı belirtilmediğine göre "dağıtılmak" üzere basılmış olabilir mi? Sahiden dağıtılmak üzere basıldıyla "devlet malı deniz mi?" sorusunun sorulmasını gerektirmez mi?

Kitapla ilgili diğer bir husus:

TDK devletin bir kurumu olduğundan bu kitaba bir de "inceleyici" gerekiyor.

Kim incelemiş biliyor musunuz? A. Melek Özyetgin.

Ayşe Melek Özyetgin, Akalın''ın "yardımcısı".

Durumu tercüme edersek: TDK Başkanı turistik amaçlı bir kitap yazıyor, TDK Başkan Yardımcısı da "inceledim, bu kitap iyidir" diyor.

Bizim oralarda buna "Şıracının kefili bozacı" derler. "Ayrancı yoğurtçuya kefil olmuş" da derler ama bu bizim oralarda pek kullanılmaz.

Birkaç gün önce TDK tarafından Adapazarı''nda kabaktan yaptığı lahmacuna ''kabakmacun'' ve baklavaya ''kabaklava'' adlarını veren bir Sakaryalı mucit işadamına hem ülke mutfağını hem de güzel Türkçemizi zenginleştirdiği için teşekkür belgesi vermekle adı haberlerde de geçmişti Özyetgin''in. Hangi hatırlı ülkücünün "yeğeni" olduğunu ise ben söylemeyeyim, sağır sultan söylesin.

Yazımı TDK Başkanı''nın bu muhteşem kitabına bakarak yazdığım için akıl sağlığımdan olmayayım diye esrprili cümleler kurmaya çalışıyorum. Ama durum gerçekten vahim!

Bir tarafta Ali Birinci gibi yetkin bir tarihçi, diğer tarafta yazdığı turist rehberini yardımcısına inceleten Şükrü Haluk Akalın. Ali Birinci''yi yerinden edenler, büyük bir ihtimalle Akalın''ın destekçileri.

Bir önceki yazımı AKP ile ilgili kültürel bir olumsuzluğa karine olabilecek bir soruyla bitirmiştim.

Konuya neresinden bakarsak bakalım AKP''nin kültürel kurumlarla ilgili imtihanında başarılı olmadığını söylemek zorundayız.

Dört eğilimi birden kanatları altına alan bir parti olma niyetini anlıyorum ama görevlendirildiği makama bire bir yakışan Ali Birinci''nin –adına ne derseniz deyin– "... mafyaya" kurban olarak vermesini, Akalın''ın ise sahiplenilmesini hiç ama hiç anlamıyorum.

٪d سنوات قبل
Devlet malı deniz mi?
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset