|
Geliyorlar!

Mesut Kurtis''i bilir misiniz? Nazeel Azami''yi, Hamza Robertson''u, Meher Zain''i, Saad Chemmari''yi?..

Sami Yusuf''u da sorabilirdim ama onun için “şöhret zehirini içti, kibri sanatına galip geldi” diyorlar; bu nedenle şimdilik geçelim onu bir kalem...

Muhsin Kurtis''le ılık bir Üsküp gecesinde, bir pastanenin ölgün ışıkları altına sohbet etme imkanı bulmuştum iki ay önce. Türkiye dönüşü, hem onun hem de diğerlerinin bulabildiğim tüm videolarını izledim.

Mesut Kurtis''in üç büyük hazinesi var: Allah vergisi sesi, imanı ve bilgisi...

Arapça, İngilizce, Türkçe, Arnavutça ve Makedonca biliyor. İlk üç dilde birden müzik icra ediyor. Dinini, Müslüman halkların müzikle ilgili hassasiyetlerini, Batı müziğiyle büyüyen yeni kuşakların yeni müziğe ilişkin taleplerini çok iyi biliyor... Ayrıca müzik aleminde nerede duracağını, kimlerle birlikte olacağını ve neyi nasıl yapacağını da iyi biliyor.

Güfteler bulunuyor, besteler yapılıyor, düzenlemeler gerçekleştiriliyor ve Kurtis bunları sesiyle insanlara sunuyor...

Mesut Kurtis için söylediklerim büyük oranda Nazeel Azami, Hamza Robertson, Meher Zain, Saad Chemmari için de geçerli. Hepsinin müzik geçmişlerini ve eğitimlerini ayrı ayrı yazmama bu sütun yetmeyeceği için Mesut Kurtis''i (bizzat tanımış olmanın da verdiği rahatlıkla) öne aldım.

“İnsanlara sunmak” dedim ya yukarıda, laf olsun diye değil, bilinçli olarak söyledim bunu. Kuala Lumpur''dan Londra''ya, Berlin''den New York''a, Cidde''den Kalküta''ya kadar... her yerdeler CD''leriyle, konserleriyle, videolarıyla...

Türkiye dahil, İslam cağrafyasında tasavvufun şekillendirdiği müziği (Batı müziğine mahsus çalgıları da kullanarak) daha dinamik bir formda sunmakla kalmıyorlar, batı müziğinin gençlerce tutulan formlarını da kullanıyorlar yer yer.

Hasılı aşina olduğumuz ama teşne olmadığımız bir müzikle karşı karşıya bulunuyoruz.

Bu öyle bir müzik ki, her Müslüman''a kendi dilinde ulaşıyor. Örneğin Kaside-i Bürde''yi, Mesut Kurtis''in sesiyle Arap Arapça, Türk Türkçe, İngiliz İngilizce olarak dinleyebiliyor. Bu bağlamda bize ve diğer Müslüman halklara sadece İngilizce üzerinden ulaşan mühtedi Cat Stevens''ın psikolojik uzaklığını, bir parçayı birçok dilde söylemekle, dünya genelindeki dinleyicileriyle doğma – büyüme onlardan biri olarak bağ kurmakla kıran ve bu sayede etki alanlarını çokça genişleten bir icracılar topluluğu ile karşı karşıya bulunuyoruz.

Tam da bu nedenle aşina olduğumuz söz konusu müziğe teşne olamıyoruz işte.

Daha net olarak söyleyeyim mi? Bu müzikten korkuyoruz.

Çünkü, bizden ve bizim olan ama bizim hükmümüz altında olmayan bir müzik bu…

Cemaatlere mahsus olarak yapılan müzik gibi değil Mesut Kurtis ve arkadaşlarının müziği…

Bizdeki, cemaat mensuplarının mevcut kültür seviyesine göre çoğunlukla hislendirmeyi, hatta ağlatmayı hedef alan müziğin fevkinde, evrenselliği de esas alan bir müzik onlarınki…

Özü “İslam”, teması “Allah, Peygamber ve Kur''an sevgisi”, formu “modern”, tarzı “popüler” olan bu müziği sosyolojik planda yorumlayabilecek ve ona istikamet verebilecek bir entelektüel donanıma sahip olmadığımız için bu müzikten korkuyor ve bu korkumuzu susarak perdelemeye çalışıyoruz.

Biz notadır, usuldür, gelenektir, geleneksel çalgıdır, yerel zevktir, ritmdir, kurgudur, amaç eğlendirmek değildir eğitmektir filan diye kekelerken onlar gürül gürül geliyorlar…

Hem merkezinde “İslam” olan mesajları iletiyorlar hem de eğlendiriyorlar… Evet evet yanlış duymadınız eğlendiriyorlar…

Biraz mizah katarak baktığımızda konuyu, son yüz yıldır “ah yıkılan medeniyetimiz, vah muhteşem ölü kültürümüz” diye sızlanan tefessüh etmiş medeniyetin mürekkep yalamış neferlerinden zamanın bir intikamı olarak da düşünebiliriz.

Hayatla kayıtlı olan kültür boşluk kabul etmez. Turkey münevverleri (ki bu niteleme Cem Sancar''ın İndiragandi''sinden mülhemdir) düşüne taşına taşlaşırken, doğan boşluğu çok dilli, çok bilgili ve çok gayretli birilerinin dolduracağı aşikardır.

Mesut Kurtis''in de içinde yer aldığı, Müslüman halkların tümünü muhatap alan popüler müzik hareketinin ve onu belirleyen Müslümanca niyetlerin, nazariyat planında ne zaman ve kimin elinden yeni, sağlam bir istikamet kazanacağını ise zaman gösterecektir.

٪d سنوات قبل
Geliyorlar!
‘’fikir ve sanat eserleri kanunu’’ndan seçilmiş maddeler
Kadir Gecesi
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından