|
Hulki Aktunç

Otuz günlük döngüsünü tamamlamak üzere olan Haziran''da, sanki aceleyle yetti eceli Hulki Aktunç''un... Ama değil mi ki, her ecel takdir edilmiş mühletin bitiş komutudur ve yaratılmış olan her şey zaten kendi ölümüne yaratılmıştır. Bu kanunu idrak edenlere de ayrılığa tanıklığın ve geriye kalmanın hüznü düşmüştür.

Hulki Aktunç: Hocası Kemal Tahir, eleştirmeni Mustafa Kutlu, okuru Cemal Süreya olan adamdır...

Hulki Aktunç: Evliya Çelebi''nin tutkunu, Naima''nın, Çeşmizade''nin, Neşrî''nin, Süleyman Çelebi''nin talebesidir...

Hulki Aktunç: Tahir ile Zühre''nin, Yusuf ile Züleyha''nın, Cenknâmelerin, Binbir Gece Masalları''nın dünyasından kendi kültürel kodlarını çıkaran bir kültür işçisidir...

Hulki Aktunç: Osmanlı Türkçesi''nin izinde parçalanmış sözlüklerin içinden geçerek kendi sözlüğünü oluşturan yazardır...

Hulki Aktunç: “Mufassal söz”den, “muhtasar söz”e geçmek için Şeyh Galib''in şiir bahçesinden gül yerine ateşler devşiren şairdir...

Hulki Aktunç: İbnü''l vakt olmanın bilinciyle Flaubert''den Proust''a, Shakespera''den Beckett''e “öteki” söyleme biçimlerini özenle irdeleyen bir modern yolcudur…

Hulki Aktunç: “Bir öykücü olarak amacım, yaşananları (yaşadıklarımı değil) dışlaştırmaya uğraşırken Sait Faik/Sabahattin Ali çizgilerini birleştirebilmekti. Birincide bütün avangard eğilimleri, ikincide, kömür durumunda da olsa, dünya görüşümün kristallerini buluyordum. Avangard''ın dildeki sonsuz olanaklarda gömülü olduğunu, dünya görüşlerinin bile gömüldüğü, gömülmeye çalışıldığı o yerlerde gizlendiğini bildim. Artık biliyorum.” diyebilen öykücüdür…

Hulki Aktunç: Halen Türk edebiyatının yükünü taşıyan Leyla Erbil''in, Selim İleri''nin, İbrahim Yıldırım''ın ve daha nice kalem erbabının dostudur...

Hulki Aktunç: Nalan Barbarosoğlu''nun, Seyit Göktepe''nin, Reyhan Yıldırım''ın, Jale Sancak''ın ve daha nice edebiyat sevdalısının hocasıdır...

*

Yıllar yıllar önce, bir reklam işi vesilesiyle vicahen tanımıştım Hulki Aktunç''u, iyi bir edebiyatçıyla edebiyat dışı bir konuyu konuşmanın verdiği heyecanla...

Hani, metinlerindeki kelimelerin suret ve karakterlerine göre, hayalî suret ve karakterler çizeriz ya beğendiğimiz yazarlara... Ben de o ilk karşılaşmamızda hayalimdeki Hulki Aktunç''la karşısında oturduğum Hulki Aktunç arasındaki uyuma şaşırmıştım en çok...

Askerî okullarda okuyanlara has olan o sert duruş... Ses tonuna bile yansıyan ölçülü samimiyet... Tecessüsünü ele veren kısık ama keskin bakışlar... Mana isabetiyle cisimleşen arı-duru söyleyişler...

Sonraki görüşmelerimizde, –daha önceden bir kitap vesilesiyle– öyküleri üzerine araştırma yapmış ve düşünmüş olma kazancımın ne kadar da yetersiz olduğunu içten içe öğretmişti bana Hulki Aktunç...

“Andreas Tietze''nin Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lügatı''nı okudum; belirlediğim hataları Simurg''un sahibi İbrahim Yılmaz''a bildirdim” demişti bir gün...

Hayretimi hemen fark edip, eklemişti adından: “Ben sözlük okumayı çok severim. Edebî bir eseri okur gibi okurum sözlükleri; hem didişirim kelimelerle, tanımlarla, hem de bir bir severim onları melekleri sever gibi...”

Söz konusu yetersizliğimi, kelm''den kelam''a, kelimeden, melek''e, kemal''den meleke''ye, diğer bir söyleyişle inzal''den tefekküre, sesten alem bilgisine açarak gidermemi tembih eden gizli öğütçülerimden biri oluvermişti Hulki Aktunç...

Kuşkusuz sol bir ahlaka sahipti Hulki Aktunç... Ama kendileriyle birlikteyken “sol” kelimesinin aklımdan silindiği, pür insanî bir ilişkinin rahatlığını yaşadığım Selim İleri, İbrahim Yıldırım, Behçet Çelik gibi özel kimlikli biriydi benim için Hulki Aktunç...

Nedenleri üstüne düşündüğümde, bunun, Hulki Aktunç''un sol dünya görüşünün içinde ya da dışında olmakla değil “fevkinde” olmakla tanımlanabilecek bir düşünsel ve kültürel yetkinliğe sahib olmasından kaynaklandığına hükmediyorum.

Müşterek bir kültürün ve onu kuran unsurların bilincinde olmak, onun kodlarını kendi genleriyle geleceğe taşındığını bilmek ve kalem sahibi olmanın yüklediği tarihî sorumluluğu idrak etmek...

Öyle sanıyorum ki, Hulki Aktunç böylesi bir niyet ve çabayla şekillenen eserleriyle Anadolu kültürünün taşıyıcıları tarafından gelecekte de sevdirilerek yaşatılacaktır.

Ruhu şâd olsun!

13 yıl önce
Hulki Aktunç
İslâm’a hakarete Fransız kalanlar…
Kamu kurumları personeline disiplin cezası vermek için tuzak kurmamalıdır
Yerel yönetimlerden beklentiler
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek