|
İndiragandi: Geleceğin aynasındaki şimdi...

Céline, “Gecenin Sonuna Yolculuk”uyla, beyinleri yeni bir savaşın ayak seslerini algılayamayacak kadar şişmanlamış Fransız entellerince ne denli ti''ye alınmıştır?

ABD tarafından tehlikeli yazar ilan edilen Orwell''ın romanları orada hâlâ yasak kitaplar listesinde midir?

Bunları bilmiyorum ama sizlere, Céline-Orwell romanlarının ideal bir sentezini oluşturan yeni bir yerli romandan sözetmek istiyorum.

Romanın adı: İndiragandi; yazarı: Cem Sancar.

Profil Yayınları arasından geçtiğimiz günlerde yayınlanan İndiragandi romanında Sancar, Céline''in “sokak dili”yle, Orwell''ın “kara-ütopya”sını çok iyi konuşturmuş.

Konuşturmuş derken, Kien''in feryadını hatırlayınca yeniden, bir es yapmak zorunda kalıyorum: “Romanlar yazarlık yapan bir okuyucunun, okurlarının bir bütün oluşturan kişiliklerine batırdığı kamalardı. Oyuncu, kamanın gücünü ve karşılaşacağı direnci iyi hesaplayabildiği oranda hedef aldığı kişiyi parçalayabiliyordu. Devlet, romanları yasak etmeliydi.” (Elias Canetti, Körleşme).

Ben bir roman düşmanıyım ve İndiragandi''nin de bu akitebe uğramasını gizliden gizliye istiyorum.

Çünkü İndiragandi, Yılmaz Güney''in tekmili birden vurguncunun vurguncusu olmayı özendiren Vurguncular''ını yeniden üretiyor. Tam da oradaki gibi halkı sömürerek semiren Beyaz vurgunculara, yine halk adına indiragandi yapanları sevimli kahramanlar olarak sunmakla kalmıyor, o alemin dilini hem de en has yanıyla edebiyata taşıyarak Céline vari bir dil-kırıcılığın daniskasını yapıyor.

Yetmiyor, indiragandi yapma heveslileri üstünden, bir gelecek aynasında şimdiyi göstererek, eleştiri oklarına şimdi ile gelecek arasında serbest dolaşım hakkı tanıyor.

“Gezegenin ayvayı” sahiden “yediği” bir zamanda, beklenen büyük depremle tanışmış viran İstanbul''daki Hindi A.Ş. (siz bunu Turkey A.Ş. olarak da okuyabilirsiniz) içinde örgütlenen Beyaz Türkler''le, global zulmün yerli sloğanı olan “HİNDİ SENİ DÜŞÜNÜR”ün yılmaz koruyucusu Hindi Barış Gücüne karşı, insan kalmak ve insanca yaşamak adına baş kaldıran Karakafalar''ı ve onları gizliden gizliye örgütleyen Cavlaklar''ı, Ali Şeriati Tayfası''nı “İslam rönesansının küllenmiş ruhunu” diriltmeye aday gösteriyor. Kemal Tahir''in 1300''lü yıllarda kalmış Cavlak''larını “Mal biriktirmek günahtır! Irkla övünmek ayıptır! Paraya tapan taş olacaktır” seslenişleriyle Tophane''de dolaştırarak Karakafalar''a ideal ve cesaret aşılatıyor.

Beyaz Türklerin kartal yuvalarını anlatırken, en nihayetinde toplan özelleştirilmiş bir memleket fotorafı çekmekle kalmıyor, geleceği anlatıyormuş gibi yaparak Zincirlikuyu''da yükselen şimdiki gök-delenleri işaret ediyor; Beyazların tekelinde bir demokrasinin gerçekleştiğini söylerken, sanki yüzdeon barajını aşamayan mevcut demokrasiyi karikatürize ediyor.

2050 yılında su kaynaklarının nasıl önemli hale geldiğini, yerli toplumsal yapının su dağıtım düzenine göre işleyen bir kast sistemine nasıl bağlandığını, BUL''un (Beyaz Ulusal Lira''nın) tedavülündeki Beyaz akalaçiyi, Derrida''sız cümle kuramayan Beyaz lümpenleri (adeta şimdinin kimi malum köşe-yazarlarını) görünür kılıyor.

Daha dün gerçekleşen Tophane baskınını, yarım yüzyıl sonraki hayali olaylarla ilişkindirerek Sol-Beyaz etiketli sürgünün, sömürünün, işgalin kodlarını vasatların da anlayacağı bir dile aktarıyor.

Bir roman düşmanı olarak bunları normal sayamıyorum elbette.

Sancar''ın, Tanzimat devri entel dilberlerinin hayatını çiziktirerek roman diye kakalayan anlı şanlı romancılarımızı huzursuz edeceğini bile bile, geleceğin aynasında şimdiyi tasvirde ısrarını hele hele hiç anlayamıyorum.

İslami burjuvazinin beyazlaşma istidadı gösterdiği, para kazanmanın, başarıdan başarıya koşmanın, zenaat ilgileri içinde seçkinleşmenin kanıksandığı, Makbul İskender Paşaların büyük yazar sayıldığı, Spinozalı, Wittgensteinli Derridalı, Agambenli kırık dökük vecizelerin entel dünyamızı şekillendirdiği şu huzur ve barış ortamında, gelecekten gelip, şimdimize çuvaldız batırmaya ne hakkı var Sancar''ın.

Boşluk yok, edebiyatçılarımız da yeterince iyi çalmayı öğrendiler artık; bırak İndiragandi''yi Sancar kardeşim, yazma sen oyna!

13 yıl önce
İndiragandi: Geleceğin aynasındaki şimdi...
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı